“Birçok şeyin açıklaması, birçoğunun başı ve sonuydu o tek kelimelik şehir.”
Srebrenitsa. İnsanlığın utançlarından biri. O korkunç günlerden çıkıp gelen genç bir kız. Adelisa. Geçmişin hayaletlerinden, kendini unutarak kurtulmaya çalışıyor. İnsanlardan uzak durarak, hatta kadınlığını gizleyerek. Bir erkek gibi giyinip davranırsa görünmez olacağını, herkesin onu, onunsa geçmişi unutacağını düşünüyor.
Ama bir gün çalıştığı yere bir adam geliyor. Rodoplu. Rodoplu onu görüyor. Sanki uzansa geçmişine dokunacakmışçasına…
Adelisa Rodoplu’nun yanında çalışmaya başlıyor. Yıllar sonra, Bursa’da bir çiftlikteki insanların arasında yeniden aile sıcaklığını tadıyor.
Herkes onu “Can” olarak tanıyor. Adelisa genç bir delikanlı gibi davranarak ruhunda yeniden kendi kimliğine kavuşabilecek mi? Rodoplu onu takım elbiselerin içinden çekip alabilecek mi? Ve her şeyden önemlisi, Adelisa kendini affedebilecek mi?
“Birçok şeyin açıklaması, birçoğunun başı ve sonuydu o tek kelimelik şehir.”
Srebrenitsa. İnsanlığın utançlarından biri. O korkunç günlerden çıkıp gelen genç bir kız. Adelisa. Geçmişin hayaletlerinden, kendini unutarak kurtulmaya çalışıyor. İnsanlardan uzak durarak, hatta kadınlığını gizleyerek. Bir erkek gibi giyinip davranırsa görünmez olacağını, herkesin onu, onunsa geçmişi unutacağını düşünüyor.
Ama bir gün çalıştığı yere bir adam geliyor. Rodoplu. Rodoplu onu görüyor. Sanki uzansa geçmişine dokunacakmışçasına…
Adelisa Rodoplu’nun yanında çalışmaya başlıyor. Yıllar sonra, Bursa’da bir çiftlikteki insanların arasında yeniden aile sıcaklığını tadıyor.
Herkes onu “Can” olarak tanıyor. Adelisa genç bir delikanlı gibi davranarak ruhunda yeniden kendi kimliğine kavuşabilecek mi? Rodoplu onu takım elbiselerin içinden çekip alabilecek mi? Ve her şeyden önemlisi, Adelisa kendini affedebilecek mi?
Zambak Baharı, ilk çıktığında en başta kapağındaki görsel ve rengi naifliğinden etkilendim. Konusunu okuyunca ise yazarımızın uzun bir aradan sonra farklı bir kurgu ile bizi başka diyarlara götüreceğini anlamış oldum.
Ama kitabı okuduktan sonra ise kesinlikle son sayfasını bambaşka duygularla kapattım. Geçmiş ve geleceği çok iyi bir ustalıkla geçişlerle anlatmış sevgili yazarımız.
Srebrenita.. Vahşetin adı mı desem, insanlığın utancı mı…
Adelisa, geçmişin gölgesinden kurtulmak için kendini olmadığı biri olarak göstermek de dahil her yolu denerken; bir gün çalıştığı yere gizemli bir adam geliyor. Rodoplu..
Adelisa ile Rodoplu’un yollarının kesişmesiyle birbirlerine derman olma yolunda ilerliyorlar.
Kitabın kapağını kapattığımda o son ile daha da büyülendim böyle bir şey bekliyordum. Ama erkenden ortaya çıkmayınca çıkmaz diye düşünmüştüm.
------------------
“Herkesin beklentileri vardır. Kimse çok olduğunu düşünmez ama ister.”
“Ben istemem.”
“Neden?”
Rakısından bir yudum aldığında kalbimin ortasında hiç kapanmayan yaram bir damla kan sızdırdı. Bir gün gerçekten tamamı kabuk tutacak mıydı acaba? Dinecek miydi kanaması, yoksa beni o kanamadan öldürene dek yavaş yavaş sızacak mıydı?
“İstemek hayallerle alakalı. Benim hayallerim yok.”
360 sayfa
Ocak2020 tarihinde, Pika Yayınevi tarafından yayınlandı