Çocukluktan sonra tekrar okuyunca ayrı bir zevk veren, iyi bir bitişe sahip olan, herkesin hayatında yer ettiğini düşündüğüm ,pek bir güzel jules verne kitabı.
ilköğretim zamanlarımda okuduğum ve en çok sevdiğim kitaplardan biridir.insanın hayal gücünü genişletiyor.
hayati boyunca seyahate cikmamis yazarımız dünyayı 80 günde dolaşması ve bunlari gerçek bilgiye dayanmasi müthiş bir hayal gücü ile birleşen, fizik sosyoloji astronomi bilimi bilgisine dayaniyor.
Güzel ve etkileyici bir macera. Sürükleyciliği ve anlatımdaki akıcılık kitaba elden zor bırakılan bir statü kazandırıyor.
Çok önceden okuduğum ve sonra tekrar okuma şansım olan kitaplardan evet güzel bir kitap ve okuduğunuza pişman olmayacağınız kitaplardan.
Okuduğum ilk kitaptır. Annemin bana doğumgünü hediyesiydi :) . Bilimkurgu ve fantastik edebiyata, filmlere merakım sanırım bundan.
küçüklüğümde okuduğum eğlenceli bir maceraydı. küçük kitap kurtlarına tavsiyemdir :)
Çocukların dünyasına ustaca hitap edebilen bir yazar.Çocukluğum Verne'nin kitapları ile geçti. Bu kitapta gerçekten çok iyiydi.
Yanılmıyorsam okuduğum ilk roman buydu ve Verne'ün hayal gücüne hayran kalmıştım. Zamanının ilerisinde bir zekanın ürünü...
sevmiştim kitabı, ama daha sonrasında kendi 80 günde devri alemimi kendim hayal etmiştim
O zamanlar bütün kaptanların ismi Nemo'ydu ve elime ne zaman bir fener geçse "Dünyanın Merkezine Yolculuk" edeceğimi sanırdım. Bütün batık gemilerin fethedilebileceğini düşünür, odama vuran kırık gün ışığından sıkıldığımda "Balonla Beş Hafta" evden kaçabileceğimi kurardım. yan yana dizilmiş kelimelerden ibaret cümleler öylesine gerçek olurdu ki "Çin'de Bir Çinlinin Başına Gelenler"i okurken o sonsuz uzun Çin Seddi'nin sonsuz çekik gözlü Çinliler tarafından değil de küçücük ellerimle inşa edildiği hissine kapılırdım. Phileas Fogg adındaki İngiliz asilzadesi, gamsız bir hevesle "80 Günde Devrialem"e çıkarken yanına mahir elli Passeportaut'u almazdı da heyecandan belerttiğim ufacık gözlerimle beni seçerdi nedense. O gururlu ve burnu büyük asker Godeon Spilett, "Esrarlı Ada"da yaşama mücadelesi verirken açlığımı ve susuzluğumu unutur, gerçek dünyayla aramdaki tek bağ olan annemin yer yer sigaralı, yer yer dondurmalı sesiyle o kocaman adadan mütevazı soframıza süzülürdüm.
Benim için Jules Verne, hiç bitmeyen heyecan dolu gecelerin, okulda uyuklamayı göze alarak sabahlanan hikâyelerin, denizlerin, Ay'ın, Dünya'nın, adaların, uzay mekiklerinin ve keşfedilmeyi bekleyen koca bir evrenin anahtarıydı. O kutlu zamanlarda hiçbir hediye, okunmamış bir Jules Verne kadar mutlu edici olamazdı ve hiçbir kitap Jules Verne'den önce okunma bahtına erişemezdi. Onun romanlarını okurken kalbim öylesine hızlı atar, ellerim öylesine ıslanırdı ki avuç içimin terden bir kopyası yorganımın yüzüyle mutlu bir kardeşlik kurardı. Çocukluğumun erişilmez menzili Jules Verne, hiçbir uykuya değişmeyeceğim yegâne uykusuzluğumdu.
Bazen düşünüyorum da, bir kez olsun o yaşlardaki heyecanımla ve yine kitap bitip kafamı kaldırdığımda nerede olduğumu birkaç dakika kavrayamadan tek bir Jules Verne romanı okuyabilmek için sahip olduğum her şeyi hiç düşünmeden feda edebilirim. O keyif buna değer!
Ağzım açık okumuştum , merakla , sayfalarını heyecanla çevirdiğimi hatırlıyorum. Okumazsanız fazla şey kaybedersiniz.
kitabın akışını filan değilde bugün hayal olarak yazıyorsun yıllar sonra oyuncak oluyor
Çocukken okuyup çok sevmiştim, başka bir kitap okusam belki bu kadar sevmezdim okumayı.Çocuklarınıza mutlaka okutun hayal dünyasına katkıda bulunur.