Kitap süperde benim hatam filmi izledikten sonra kitabı okumak oldu.Kitaba ait bir ütopyada oluşturamadım doğal olarak okurken film gözümde canlandı.Kendi hayal gücümde yaşatmak isterdim açıkçası
Sürükleyici çocuk romanı gibi başlasa da bir solukta okudum. Gerçek hayatla bağlantı kurabilirsiniz. Keyifli okumalar.
geçen sene kitap fuarından seriyi alıp hemen bitirdiğim bi kitaptı okunabilecek bir kitap
Düşünce parlak, ancak yeni değil: Romanın önsözünde de belirtildiği üzere eski efsanelerden ve Roma dönemi "eğlencelerinden" esinlenilmiş. Dahası, 13 bölge (kavim) düşüncesinin de Judaik kaynakları var.
O halde bu romanı öncelikle kurgusuyla değil, anlatımı ile değerlendirmek gerekiyor.
Çocuk ve gençlerin hayatta kalabilmek için vahşet dolu bir ortama mahkum edilmesi nasıl anlatılabilirdi?
Sanırım Collins'in soğuk ve duygusuz üslubuyla değil.
Ne yazık ki, çağımızın anlayışı bu: Bir kahraman (sen, ben,...) var ve kurgulanan (yaşanan) ortam ne olursa olsun, kahramanımız bütün olayların merkezi; geri kalan herkes ancak kahramanımızın deneyimleri ile temas edebildiği ölçüde anlamlı ve önemli.
Örneğin bu romanda tek bir kahraman var: Katniss Everdeen. Onun dışındaki herkes ikincil. Annesi, kız kardeşi, Gale, Peeta, 12. bölge halkını oluşturan insanlar, Capitol'dekiler, arenada savaştığı rakipleri, ... Collins'in anlatımı tamamen Katniss'e odaklı. Diğer insanlar sadece Katniss'le ilişkilerinin biçimine göre "iyi" veya "kötü".
Örneğin, Rue... Onun trajedisine bile sadece Katniss'in hissettikleri ölçeğinde yaklaşabiliyoruz.
Bu tarz bir anlatım, olayların merkezindeki insan hariç herkesi nesnelere dönüştürüyor - ki 21. yüzyıl Amerikan anlayışı budur.
Örneğin Cato'nun vahşetine öfkeleniyoruz; çünkü o bir canavar! Katniss'in vahşetine sadece sempati ile yaklaşıyoruz; çünkü o bir kahraman. Rue'ya yaşadığı trajedi için üzülmüyoruz; sadece Katniss üzüldüğü için üzülüyoruz.
Romanın anlatımı gibi, kurgusu da sorunlu. Bir merkez var: Capitol. Bir de merkezin sömürdükleri: 12 işçi bölgesi. Sömürenle, sömürülenin asimetrik ve adaletsiz ilişkisi dışında hangi toplumsal düzlemlerin olduğuna dair bir bilgi yok. Capitol'de ve bölgelerde yaşayanlar eşit mi? Yoksa onlar arasında da derin ve uzlaşmaz eşitsizlikler ve çelişkiler var mı, bilmiyoruz.
Sömürenlerin genel bir adı var: Capitol'dekiler! Oysa romanı okurken anlıyoruz ki, Capitol'de yaşayanlar arasında da eşitsiz ilişkiler var. Bu durumda akla şu soru geliyor: Collins'in kurgu dünyasında sorun yazarın anlattığı gibi Capitol-12 bölge eşitsizliği mi, yoksa sistem yaşadıkları bölgelerden bağımsız olarak global bir eşitsizliğe mi dayalı.
Yazarın bakış açısından bu sorunun cevabı şu: Çok ve iyi tüketebildikleri için Capitol'dekiler bir yanda, çok ve iyi tüketemedikleri için işçi bölgelerindekiler diğer yanda.
İşte romanın yazıldığı 21. yüzyılın başındaki anlayış sorunu, tam da burada düğümleniyor: "Eşitlik, aslında bir tüketim sorunudur". Collins, çağının bir yazarı olarak kendi kurgu dünyasına bu gözle bakıyor.
Bence Açlık Oyunları, sıradan bir gençlik romanı değil, 21. yüzyılın başında yaşayan insanın kendisini, toplumu, eşitsizliği, adaletsizliği nasıl gördüğünü, nasıl kurguladığını ve bu perspektiften kendisini ve ilişkilerini nasıl tarif ettiğini anlatan bir yetişkin romanı.
'Roman İşte! Müthiş kurgusu ile etkileyici olsa da sonuçta roman'' diye düşünebilirsiniz ama bendeki etkisi biraz farklı oldu. Bu kitap tam anlamı ile kapitalizmin insanları nerelere kadar götürebileceğinin bir göstergesi. Hala okumamış olanlar, okudukları zaman ne demek istediğimi gayet net anlayacaklardır. Çünkü dünyada olup bitenlere baktığımız zaman, özünde kitapta anlatılanlardan pek de farklı olmayan ''var olma oyunları'' nın kapitalizmin temeli olduğunu görebiliriz. Bir yanda olanakları sınırsız varsıllar ve diğer yanda onların bu yaşamını sürdürmeleri için, bir lokma yiyecek karşılığı canları pahasına bitmez tükenmez mücadeleler vermek zorunda bırakılan başka insanlar.. Üstelik adaletle ilgisi olmayan cezalandırma sistemlerinin korkunç boyutlardaki uygulamaları ile bu insanlara hiç bir direnme hakkının tanınmıyor.. Daha fazla söz edip zamanınızı almak yerine, kitabı okumaya bir an önce başlamanızı öneriyorum.
Distopya tarzında okuduğum ilk kitaptı ve muhteşemdi, kesinlikle kaçırılmaması gereken bir kitap alın okuyun !!
Kitap hakkında aslında tam olarak emin olamamıştım.Beğendim mi beğenmedim mi bilemiyordum.Ama son 40-45 sayfası o kadar mükemmeldi ki,bayıldımm.O yüzden puanım 8
Kolay ilerleyen,merak uyandıran ve günümüzdeki toplum bozukluklarına yaptığı göndermelerle çok beğendiğim bir serinin başlangıcı. Tavsiye ediyorum :)
fantastik kitap sevmememe rağmen çok beğenerek okudum tüm seriyi bir çırpıda okudum
Mükemmel bir kitap.Harika bir kurgusu ve sürükleyici bir üslubu var. Daha çok ortaokul-lise çağına hitap etse de herkese öneririm.
Katniss kesinlikle hayran olduğum bir karakter ve kurgu çok güzel ama diğer iki kitap için aynı şeyi söyleyemiyeceğim.
Ben yıllar önce okumuştum. Tabi o zamanlar tanınmıyodu. Ama aradan yıllar geçince birde üstüne kitabı çıkınca herkes okumaya başladı. Ben tavsiye ediyorum. Güzel Bir Kitap.
son dönem moda olan vampir hikayeleri ayarında bir kitap, ama bu sefer insanlar arasında ve alternatif bir dünyada geçiyor. Bazı kısımları çok sıkıcı ama sonunu merak ettiğiniz için okuyorsunuz, fena değil.
Sıradışı bir kurguya ve akıcı bir anlatıma sahip özellikle macera severler için okunası sürükleyici kitap...
gerçekten bayıldım. bana tavsiyeler geliyordu ama bu kadar sürükleyici olacağını tahmin etmemiştim :) suzanne colins okumaya devam edicem..
Filmi çekilmiş kitapları önce okumayı, sonra filmini izlemeyi tercih ederim. Ama bu kitapta tersi bir süreç oldu. Filmini izledim ve çok beğendim, sonrasında da kitapları merak edip aldım. Kitap her zaman olduğu gibi filmden güzeldi. Bitirir bitirmez 2. kitaba da geçtim.
Hayatta kalma mücadelesinden çok aşk teması işlenmiş, kitabın konusunun ismi ile ilgisi kurulacaksa eğer bu ilgi olarak sadece; "bir aşkın, açlık oyunları içinde yaşandığı" kurulabilir. Keşke daha çok gerilim bulunsaymış kitapta.