Ağıtlar

En Son Değerlendirmeler

9 puan

Çocukluğunda başlamış Yaşar Kemal ağıtları toplamaya, elinde bir kalem bir de buruşuk sarı kâğıtlar yıllarca köy köy dolaşmış. Hep eksikliğinden yakınmış ne kadar dolaşsa, ne kadar toparlamaya çalışsa da, istediği gibi olmamış, bu eksikliği en fazla “Vay Anam Kurasının Ağıtı”nda hissediyoruz. Savaşa giden onlarca çocuğun ardından illa ki her ana bir ağıt yakmıştır, bizim okuyabildiğimiz ise birkaç dörtlük sadece. Ne yazıktır ki, baskı düzeni ağıtlarda da göstermiş kendisini, topladığı 300 ağıtı vakti zamanında jandarma alır, sonrasında karakola sorduğunda ise “sobada yakıldığı” bilgisini edinir.

2012 yılında Can Dündar ile yaptığı bir söyleşide hüzünle "O ağıtları yeryüzünden sildiler" der. Bknz.. http://www.milliyet.com.tr/yasar-kemal-le-bir-ogle-yemegi/gundem/gundemyazardetay/04.11.2012/1621540/default.htm

Ağıtlarda ne yok ki, gelinlik kızını, yeni doğmuş kuzusunu, oğullarını toprağa veren analar, kocasını yitiren kadınlar, kardeşini yitiren gencecik kızlar, sevdiğine doyamayan yeni gelinler, şehitler, öksüzler, yetimler. Her ağıt bir hikâye, büyük bir acı aynı zamanda…

Hikâyesinden midir, doğallığından mıdır, bilmem, Vay Anam Kurasının Ağıtı ile Bebek Ağıtı bir başka… Ağıtların doğallığını bozmamak adına yakıldığı gibi yazmış fakat ağıt sonlarında kelime anlamlarını eklediği gibi, kitabın sonunda da bir sözlüğe yer vermiş Yaşar Kemal. Anadolu ağzına alışık olmayanlar için biraz zorlayıcı olabilir.

Ayrıca bknz http://www.hurriyet.com.tr/adan-zye-yasar-kemal-sozlugu-40061059

geri ileri