Geç okuduğuma üzüldüğüm bir kitap. Tek kelimeyle harika. kütüphanemin en önemlilerinden biri. okumayan çok şey kaybeder
Kitap insanın canını yakıyor okurken.o kadar tanıdık o kadar içten ki olayları sanki kendiniz yaşıyormuşcasına anlatıyor yazar .mutlaka okunması lazım.
Kitabını okudum, üzerine filmini de izledim, diyecek bir kelime yok, her ikisi de müthiş.
sorumsuz bir baba'nın ailesine çektirdikleri,fedakar bir annenin çoçukları için yaşam mücadelesi ibretle okunması gereken bir kitap.
Güzel bir kitap ama yine de Ah İrlandalılar Ahhhh neden bu kadar bencilsiniz demekten alamıyor insan kendisini..
Açlığın, yoksulluğun, sefaletin tam göbeğindeyken bile kütüphaneden düzenli olarak kitap alıp okuması..Sabahları çay ve reçelli ekmek ritüelleri yıllar önce okuduğum bu kitaplarda ilk aklıma düşenler oldu..
kesinlikle okuyun, çok uzun süre oldu ama irlanda1lı fakir bir ailenin çocuğu olan yazarın gerçek hikayesi...
İkincisinden daha iyi olmakla beraber fazlasıyla acıklı idi... Kalbi olan ve üzüleceklere tavsiye etmem...
Irlanda da yoksul ve nemli bir hayat.. Lise zamanlarımı acılar içindeki o aile için üzülerek geçirmeme neden olan kitap.. Çok iyi tasvir edilmişti diye düşünüyorum, etkisi derinden olmuştu...
Çocuklugunu, cektikleri sikintilari, fakirligi, ise yaramaz babasini, caresizlikten yanlislara yonelen annesini, cadi anneannesini ve donemin katolik İrlanda sini insani hayran birakan bir dille anlatir, Kesinlikle acindirmaz. Kitabi okurken gozlerimden yaslar aktigi halde gulumsemeyi hic birakmadim. Ayrica bu kitapla Pulitzer odulu almistir.
Çok uzun zaman önce okudum ama hatırladığım o zamanlar okuduğum en sürükleyici roman olduğunu düşünüyordum, seriyi çok kısa bir sürede tamamladım.
Öyle bir hayat hikayesi ki çoğu yerde gözyaşlarınız gözlerinizden sızıp duracak. Belediye otobüsünde öndeki teyze kalkıp yanma gelip beni teselli etmeye çalıştı. (başıma bir şey geldi sanmış)
Nereden başlasam ki ? Öyle kaptırdım okuyorum. Sonra hatırlıyorum ki 'Bunlar gerçek!'... Ya insan bunca sefaletin, hastalığın, ölümün, acının üstesinden nasıl gelir? Ve bu adam ölmeden kurtulmuş, hikayesini anlatmış. Çok da iyi yapmış.
Evet çok hüzünlü, dramatik ama anlatımda hiç bir abartı yok. ''Dur şurada öyle bir laf edeyim ki herkes salya sümük ağlasın.'' diye bir olay yok. Her şey tüm çıplaklığıyla, sade bir dille anlatılmış. Yazarın 19 yaşına kadar olan hayat kesimini okuyoruz. Çocukluğun verdiği o saflıkla art niyetsiz anlatımla... Sonra gençliğin verdiği öfke, hırs ve başarma çabalarıyla devam ediyoruz. Çok kızdığım yerler oldu ama yaşamadan bilemeyiz gene de. Belki biz de çok farklı tepkiler vermezdik. Tavsiye ederim okumanızı ;)
Yıllar önce başlamış ve nedense yarım bırakmıştım..
Bu kitap nasıl anlatılır ki? Ağlatacak bir yaşam hikayesi ve ufacık bir çocuğun merakı,yaşamı kabullenişinin sempatik anlatımı...Kısaca MÜKEMMEL !!
Katolikliğin ağır baskıları,din adamlarının istismarları,çok çocukla gelen daha da artan yoksullaşma,İrlandalıların geçmişe öykünmeleri,içkiye,İrlanda'ya ve -nasılsa?- çocuklarına düşkün bir baba çaresiz anne ,muhtaçların bile birbirlerinin ayaklarına kurşun sıkmaları...
Evin alt katını su bastığı için üst kat daha sıcak diye orayı İtalya olarak tanımlamaları,kardeşlerin birbirine olan düşkünlükleri neler yok ki ?
Her bir detay çok kadar iç acıtıcı ki ama anlatımda o kadar masum ve naif ki gözleriniz şişene kadar ağlayarak okunacak satırlar aslında bir olgunluk bir kabulleniş olarak sizi sarsıyor.
Tek bir yerde ağladım Frank'in 14 yaşına girdiği gün ''On dört yaşına basmış koskoca bir erkeğin ağladığını kimse görsün istemiyorum'' demesi yılların birikimi ve taştığına dair en vurucu anıydı..
Kitap güzel ayrıca umuda yolculuk diye 2.serisi yani kitabın devamıda var.Fakat filmi hiç bir işe yaramaz ordan oraya geçiyor birşey anlaşılmıyor
Okudugum kitaplar icerisinde beni en cok etkileyen kitaplardan birisi. Öylesine sicak, öylesine insanin icini acitan, öylesine samimi bir kitap ki...Hüzün ve gülümsemeyi öylesine güzel yedirmis ki yazar satirlarina, keske diyorsunuz, bir sürü, bir sürü baska kitabi daha olsa McCourt'un...