cumhuriyet dönemi yazarlarını severim .kitap akıcı ve edebi açıdan değerli bir kitap.
Ödevim için okuduğum bir kitap Araba Sevdası. Ilklerden olduğu her şekilde anlaşılıyor, sıkıcı betimlemeler ve klasik bir konu... Sevmedim.
Konusu klasik bir kitaptı, lisede çok dinledik. Biraz sıkıldım, Allah'ım, neyse ki bitti..
Pek hararetli okuduğum bir kitap olmasada gerçekliği gözler önüne sermekte çok başarılı bir kitaptı.
Edebi değerini Türk Edebiyatında ilk realist roman olma özelliğinden alan bu eserin, naçizane fikrimce okura en büyük katkısı günümüzdeki realist roman ile kıyas imkanı vermesidir.Eser Osmanlıca ( Aslında Osmanlıca diye bir dil yoktur Arap alfabesi ile yazılmış Türkçedir.) bilmeyenlerin yer yer zorlanacağı bölümler içermektedir. Yanlış batılılaşmayı anlatmaya çalışan yazarımız Bihruz Beye (romanın baş karakteri) fazlaca Fransızca sözcükler kullandırmış bu da romanın akıcılığını negatif etkilemiş. yine de okumaya değer bir garip aşk hikayesi...
bana çok keyif veren bir kitaptı. özellikle yazarın kendi kahramanıyla ince ince alay etmesi beni çok eğlendirdi.
Zamanına göre iyi bir romandır ancak okurken sıkıldım.Geçmişin alaturka-alafranga çatışması da işleniyor eserde.
Türk edebiyatının ilk realist romanı olması ve romanın geçtiği tarih bile bu kitabı fazlasıyla okumaya layık kılıyor.19.yy sonları istanbulunun en güzel bahçelerinin arasında bulacaksınız kendinizi.
Maalesef, üzülerek söylüyorum. Kitabı hiç ama hiç beğenmedim. Dili çok güzel, cümleler ve özellikle yabancı dillerin ve türkçenin kullanımı açısından ders kitabı olabilir. Ama kurgu ve konunun işlenmesi hiç hoşuma gitmedi. Kitabı okudum ama kitapta kesinlikle bir konu yok.
*SPOILER :
Bir adam aşık oluyor, o aşık olduğunu öldü zannediyor ve ölmediğini öğreniyor ve o kadar tüm kitap boyunca aşık olduğu kadında ölmediğini öğrendiği anda halinden tavrından tiksiniyor ve ordan hızlıca uzaklaşıyor.
Koca kitapta sadece bu anlatılıyor. Bitmesi için hızlıca zorlaya zorlaya okudum.
Klasik sevenler okusun . Türk Edebiyatının ilk realist romanı . Bihruz Bey ' in iç konuşmalarını okurken ağır empati yaşıyacaksınız
Türk Edebiyatının realizm türündeki ilk eseri olduğu hatırlanarak okunması gereken bir eser. Tanzimat Dönemi tasviri olsun, alafranga yaşam meraklısı karakterleri olsun son derece gerçekçi bir dille aktarılmış. Ayrıca bilinç akışı tekniğinin de ilk örneği olduğundan başkarakterin düşünceleri ilk kez okuyucuyla paylaşılmıştır. Tabi şimdi envai çeşit türden eser okuma şansımız olduğundan çok sıradan geliyor. Aslında sanatın tüm dallarında aynı sıkıntı var. Bu sebeple bugün sahip olduğumuz sınırsız seçenekleri ve bol çeşitliliği başlatanın bu ilk örnekler, bu cesur adımlar olduğunu unutmamak gerek.
Yazım dili biraz ağır ve Fransızca temelde söktürecek kadar yoğun kullanılmış. Mizahi yönü ise döneminin görülmemiş teknikleri yanında çok zayıf kalıyor. Bu konudaki en isabetli eleştiri Tanpınar' dan gelmiş. Asıl mizah hikayenin işlenişinde değil yazarın kendi karakterini tiye almasında bence.