Sadece sayfa 166'ya kadar okudum. İlk başta uslubu sıradışı ve ilginç gelse de sonradan her şeye derin anlamlar yüklemeye çalışması, nefes almadan betimleme yapması bayıyor. Ayrıca anlatılan aşk hikayesi de çok yüzeysel, karekterlerin tarifi de bir kaç yerde kendi içinde çelişkili.
çok bilinen ve kullanılan bir aşk hikayesini aşırı yavaş ve gereksiz uzun yazmış. uzun zaman elimde sürüklendi kitap. zor bitirdim.
Bitmesin diye okumaktan korktuğum bi kitaptı. Aslında Kahraman'ın neler yaşadığından çok neler hissettiğini anlatan bir kitap. Her satırını sindire sindire okudum. Bazen benim hissedipte sözcüklere dökemediklerimi yazmış sanki yazar. Yıllar sonra bile başucu kitabım olarak kalacak bi kitap.
Kitabı fazlasıyla klişe buldum. Dönem roman olamayacak kadar da sığ. Tekrarlar çok fazla. Kitabın en başarı bulduğum yönü erkek yazarın kadın duygularını gerçekten iyi yansıtmış olması. Ancak bu, romanı yine de kurtaramamış.
Kitaba büyük umutlarla başladım. Aradığımı buldum mu peki, bence beklediğimden çok daha iyiydi. Birbirini çok seven evli bir kadın ve evli bir erkek.. Bana kalısa zaten en başta imkânsız bir aşk hikâyesi; fakat yazarın üslubu daha ilk sayfadan beni kitaba bağladı. Ayrıca bir erkek yazarın bir kadının dilinden bu kadar güzel yazması beni çok etkiledi. Bence kesinlikle alın okuyun. Ben fazlasıyla beğendim kitabı:)
Nasıl olur da böyle bir kitap baş tacı olması gerekirken olan değerinden daha az bilinir...? Kadının gözünden, kadının dilinden, kadının yüreğinden geçenleri bir erkek (Kürşat Başar) nasıl bu kadar sahici, şaşırtıcı ve ürkütücü derecede mükemmel anlatabilir...? Nasıl olur da bir kadının yüreğine bu derece delici dokunabilir...? 10 üzerinden 10... Bir başyapıt...
Başucumdaki kitap..
Başucumda müzik...
Demokrat Parti döneminde geçen tam Yeşilçamlık bir roman. Hani filmi çekilse Tiffany'de Kahvaltı gibi bir şey olur herhalde. Mekanlar, müzikler, duygular adeta dekor tadında. Bir noktadan sonra kendini tekrar edip dursa da akıcı bir eser. Gerçek hayattan esinlenmesi bir etkileyicilik katıyor. Yazarın özellikle kadınların iç dünyası konusunda oldukça isabetli yaklaşımları olmuş.
Nadiren ikinci kez okudugum hayatimin kitabi diyebilecegim bir roman. Kesinlikle okuyun!
Uzun zamandır dil olarak ağır kitaplar okudum.Bu kitapta dil çok akıcıydı ve ilk 100 sayfada tamam oldu bu iş dedim.Ancak ilerleyen bölümlerde kitap kendini tekrar etmeye başladı.Beklentimin biraz gerisinde kalarak son buldu.Gene de okunası..
Kürşat Başar'ın okuduğum ilk kitabıydı. Bir bayanın hislerini bu kadar net ve naif anlatması bir ustalık bana göre. Dili akıcı, yer yer tekrarlamalara yer verse de kolay ilerleyen, meraklandıran ve sizi içine çeken bir roman. Aşkın insanın gözünü nasıl kör ettiğini anlatmış. Bazı yerlerinde gözyaşlarımı tutamadım,üzüldüm, içim acıdı..
Kız arkadaşımın verdiği ilk kitap olmasa belki de bu kitabı hiç okumazdım.Ama iyi ki vermiş ve alıp okumuşum baştan sona büyük bir merakla okuduğum çok beğendiğim kitap.Kesinlikle çok başarılı bir yazar.
Aşk nedir anladım.Hayatımın kitabıydı diyebilirim.Harika bir kitap kesinlikle okunmalı.
erkek bir yazarın hikayeyi bir bayanın dilinden bu kadar hissederek yazması benim için romanın en etkileyici kısmıydı
Ben olsam böyle düşünürdüm dediğim her şeyi yazmış ada. Bir kadının gözünden, duyguların bu kadar iyi anlatılması... Helal olsun Kürşat Başar!!
Yazarın bir kadının gözünden bir aşkı böylesine güzel anlatabilmesi çok hoşuma gitti.Okuyacak olursanız size tavsiyem,okurken kaleminiz yanınızda olsun çünkü altını çizmek isteyeceğiniz aşka dair söylenmiş çok güzel cümleler bulacaksınız.