Aşk, Macera, Entrika ve Tutku: Connor ve Pamela demek diyorum başka da bir şey demiyorum :D
Bazıları Hırçın Sever Teresa Medeiros
İki serilik Kincaid Highland Seisinin ikinci kitabı idi
Kincaid Highland Serisi:
1. Some like It Wicked (2008) Bazıları Ateşli Sever
2. Some like It Wild (2009) Bazıları Hırçın Sever
İlk romanda kız kardeş Cationa Kincaid'in macerasını okumuştuk ikinci romanda tahmin ettiğiniz gibi ağabeyi Connor Kincaid'in hikayesi vardı bu romanda..Ben bu ikinci romanı da çok sevdim..En başta çeviri harika idi ilk kitabı da çeviren Aydan Şanlısoy Özbek ikinci kitabında çevirmeni idi..
Bu çok yerinde bir karardı yayın evi içinde..Çok rahat okudum kitabı hatta bayıldım diyebilirim..Teresa Medeiros'u okumak büyük bir keyif..Yazarın ilerde daha ağır romanlarını da okumak isterim doğrusu..Çünkü bu yazar duygu derinliğini de çok iyi veriyor..
Pamela Darby oyuncu olan annesini esrarengiz bir yangında kaybeder.Acısı büyüktür üvey kız kardeşi Sophie ile birlikte beş parasız ortada kalmışlardır..Annesinden kalan bir mektup ile hayatının fırsatı ayağına kadar gelmiştir..Ama bunu değerlendirmek için İskoç'yalı bir erkeğe ihtiyacı vardır..
Bunun için yolda yolunu kesen Connor Kincaid'i kullanmaya karar verir..Genç adamı kullandıktan sonra başından atacaktır..Connor'u kayıp oğlunu arayan bir Dükün kayıp oğlu yerine geçirmeyi böylece ödülü kaptıktan sonra bu genç adamı başından atmayı annesinin katilini aramayı planlamaktadır.Yani bir taş ile iki kuş vurmaktır niyeti..Zira annesinin Düşes'ten kalan mektup yüzünden öldürüldüğünü tahmin etmektedir..
Bu iş için adam bulmayı planlarken yolunu kesen haydut ve arana adam Connor Kincaid ile anlaşmaya varır..Ama planlar her zaman planladığı gibi gitmeyebilir..Aralarında beklenmedik yakınlaşma meydana gelir.Romanın sonuna doğru da sürpriz bir durumda söz konusudur..Tahmin edileceği gibi Simon ve Catrione hikayemizde evli iki çocuklu olarak karşımız çıkarlar..Connor ile Catrione'nin yıllar sonraki kavuşması oldukça dokunaklı idi..Connor kendi ailesi ile ilgili oldukça önemli sırlarda keşfedecek ve bu hayatını kökünden değiştirecektir..
Çok severek okudum..Belki yazarın best seller kitaplarından değildi ama hoşça sıkılmadan eğlenerek yeri geldiğinde duygusallaşarak okuduğum bir kitap oldu..Hoşça vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim...
Cidden Güllerin Fısıltısını aynı kişi mi yazdı merak etmeye başladım. 2 kitabında böyle harika olup onun vasat olması akıl almaz. İyi ki bu seri ile devam etmişler yoksa bir daha şans vermeyebilirdim (:
Bazıları Hırçın Sever // Teresa Medeiros
İki kitaplık bir serinin ikinci ve son kitabı olan Bazıları Hırçın Sever , ilk kitabı Bazıları Ateşli Sever'den daha iyiydi.İlk kitabını da çok beğenmiştim ama bunun bambaşka bir tadı vardı. Kitabı okurken kesinlikle çok keyif aldım. Keyif almamın yanı sıra yazar yine güzel bir kurgu kurmuş. Ama tabii ki kitaba 4,5 vermemden de görüleceği üzere kitaptaki bir kısmı biraz klasik buldum.
İlk kitabını bu kısımda incelersek o daha farklıydı. Bu kitapta yazarın sonucu öyle bilindik şekilde bağlaması beni biraz hayalkırıklığına uğrattı. Fakat bu tamamen benim kafamdaki kurguların farklı olmasından kaynaklanıyor. Yoksa kitapla ve yazarla alakalı bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Ben yazardan biraz daha farklı bi'şeyler bekliyordum galiba.
Yine de bir çırpıda okunacak ve yer yer kahkahalara boğacak güzel bir çerezlik kitaptı. Özellikle şu sıralar biraz okuma hevesimin sönük olduğu dönemlerde bana çok iyi gitti. Ara sıra bu tarz kitaplar gerçekten gerekli oluyor. Bir okur için okuma aşkını sürekli canlı tutmanın en güzel yöntemi. Neyse..
Kitabın bazı kısımları gerçekten kahkaha atmama sebep oldular ki onlardan en sevdiğim kısım ; ''Bana iç çamaşırınızı verin.'' diyerek kızımızı soymaya(hırsız olarak) kalkışan Connor'un tavrıydı. O cümleyle benim tepkim daha derin oldu. Belki Pamela ''Anlamadım. Nasıl?'' dedi ama ben ''Ha?! Yuh!! Öküz! O da ne demek?'' tarzında binbir türlü tepki verdim ki , kitabın ilk kısmı tamamen bu şekilde geçti. Bir yandan gülüyor bir yandan da sinirleniyordum.
Connor Kincaid ilk kitaptanda bildiğimiz üzere İskoç kanını verdiği bağlılıkla klanı ve daha da önemlisi intikamı için İngiliz askerlerine karşı savaşırken , yaşadığı bazı talihsizlikler yüzünden adamlarını keybediyor. Bunun üzerinede elini ayağını herşeyden çekerek sadece hayatta kalmak için savaşmaya başlamaktan başka şansı kalmıyor. Tabii bunun içinde en kolay yol olan hırsızlık geçmişin onurlu İskoç'una daha kolay geliyor.
Kendisine bakabilmek için her türlü hırsızlığı yapıyor ama beni en çok güldüren sahne kesinlikle Pamela'dan çalmaya kalktığı şey. O kısımda kahakahalara boğuldum. Kızın karşısına geçip : ''İç çamaşırınızı bana verin... Kadınlar dudakları ve gözleriyle bin farklı şekilde yalan söyleyebilir ama iç çamaşırlarıyla asla.'' demek -hırsız dahi olsa- herkesin harcı değildir. Tabi burada bahsi geçen kişi Connor olunca herşey mümkündür. Herneyse..
Bir tiyatro dansçısının gari meşru kızı olan Pamela anneleri ölünce kız kardeşine bakmak ve onu art niyetli zenginlerden korumak için bir yol ararken annelerinin eski bir dostundan kendisine kalan mektubunu ele geçirirler. Mektubun izlerini takip eden Pamela , mektubun sahibinin yıllar yıllar önce ölerek tarihe karıştığını da öğrenince , kendisini mektuptaki vârisi madem bulamıyorum ben yaratırım hallerinde bulu veriyor. Ama tabi bunun içince öncelikle kendisine bu konuda yardımcı olacak en az onun kadar oyuncu bir sahtekâra ihtiyacı var. Gel gelelim tam da karşısına geçmiş arabalarını soymaya kalkan hırsızda aynen aradığı adamdır. Ama asıl mesele beş paraları olmadığını anlayınca ''Hey, siz fakirsiniz , değil mi?'' diyen adamı kendisine yardım etmesi için ikna etmekte.Hele bir de bu hırsız İngilizlerden ölesiye nefret ediyorsa ve siz de bir İngilizseniz gerisini siz düşünün artık....
GÜLLERİN FISILTISI'nın tadını, çıkan son iki kitabında alamadım :( Güllerin Fısıltısı çok ama çok güzeldi :)
Tamam bu seri biraz tatlı eğlenceli olabilir ama daha fazla değil.
İçinde ki aşk benim yüreğime dokunamadı.
Okudum ve geçti gitti.
Bu seriye artık devam etmeyeceğimi biliyorum.
hem eğlendim hem üzüldüm hem gerildim ve netice olarak kitaba bayıldım. Connor nasıl Percy oldu? Bunun hikayesini okumak çok keyifliydi. Kesinlikle tarihi aşk romanı sevenler bu kitapta hoşlarına gidebilecek çok şey bulurlar.
Sophie ve Crispin bir sonraki kitabın konusu olur mu? Umarım olurlar; çünkü ikiside bence derinlerinde çok güzel bir hikaye barındıracak karakterler barındırıyorlar.
Tavsiye ne kelime hemen okuyun derim.
Yorum hafif spoiler içerir!!!
Bu kitapla beraber Kincaid Highland serisi bitti ve bu seri sayesinde yazar en sevdiğim yazarlar arasına girmeyi başardı.
Aslında kitabı okurken ara ara Julia Quinn'nin Kayıp Dük romanı aklıma geldi. Kitabın ilk bölümü ve Connor'dan önce başka birisinin -yani kuzeninin- marki olması bana Kayıp Dük'ü anımsattı ancak böyle yazmam kitabın olduğu gibi o romanın aynısı olduğunu düşündürmesin. İkisinin konu olarak ilerleyişi çok ama çok farklı.
Kayıp Dük ve bu romandaki karakterler birbirinden oldukça farklı ayrıca Kayıp Dük'te Jack'ten önce Thomas düktü, bunda ise dük olan başka birisi var ve Connor'dan önce Crispin dükün yerini alacak kişi olarak gösteriliyor.
Her neyse konudan biraz saptım sanırım, dönelim asıl kitaba.
Connor ve Pamela arasındaki yeri geldi çekişmeli yeri geldi romantik sahnelerini okumak çok güzeldi. Ayrıca burada 2 tane yan aşk da vardı ama neyse ki kitabı bozmayacak ve kısa, öz şekilde güzelce yerleştirilmişti.
Serinin ilk kitabı gibi burada da komik sahneler vardı. En çok Crispin'in, Connor'ın odasını araştırmaya gideceğim derken Brodie ve aşçının Connor'un odasında aşk yaptığını anladığı sahnede koptum.
Ve kitap bazı yerler hiç tahmin etmediğim gibi gelişti örneğin Crispin'in, Sophie'yi ilk gördüğü zamanda yaşananları ve Connor'un asılma sahnesinde gelişen olayların böyle hal alacağını hiç düşünmezdim, yazar bunu o kadar ustaca saklamış ki şaştım kaldım. Ne yazık ki tarihi aşk romanı okuyunca birçok olayı, o olay gerçekleşmeden önce öğreniyorsunuz bu da çoğu yazarın yaptığı en büyük hata diyebilirim.
Bu kitap başlarda ilgi çekici gelse de hafiften sıkmıştı beni ama devam etmeye değer bir kitap olduğunu okuduğum andan beri bildiğim için kitaba devam ettim. Ve gerçekten devam etmeme değdi.
Yazarın bu kitaplarını önceden görmeme rağmen Güllerin Fısıltısı adlı kitabı yüzünden bu kitapları okumayı hiç istemiyordum çünkü o kitap gerçekten faciaydı. Sonrasında ne oldu bilmiyorum ama kendimi bu kitapları okumaya karar vermiş buldum ve bu kadar güzel kitapları daha önce okumadığım için çok pişman oldum.Bu seri, Güllerin Fısıltısı kitabından 15 sene sonra yazılmış ve yazar kendini baya geliştirmiş onu anladım. Sıra Fairleigh Sisters serisine geldi yorumlara göre 2. kitap 1.'ye göre daha güzelmiş, Yeni seriyi okumaya can atıyorum.
Ve yayın evi umarım Kristin Hannah ve ağırlık vermiş olduğu bazı türlere biraz ara vererek tarihi aşk romanlarına ağırlık verir 2015'te. İnşallah biraz hafifleyen fiyatlarla Teresa, Elizhabeth Hoyt ve özellikle Brenda Joyce'ye ağırlık verir; Brenda'nın çok ama çok fazla çevrilmesi gereken kitabı var
Güllerin Fısıltısı adlı abuk kitabı bu yazarın yazdığına inanamıyorum!
İyi ki o kitaptan sonra yazara ikinci bir şans vermişim. yoksa Bu ve serinin bir önceki kitabını okuyamayacaktım.
Kitabın konusu, kurgusu, karakterleri kısaca her şeyi süperdi :)
çok beğendim yazarın diğer kitaplarına göre çok daha iyi ve süprizlerle dolu.hem eğlenceli,hem dokunaklı,hemde heyecanlı.karakterlere bayıldım.diyaloglar tek kelimeyle harikaydı.herkese tavsiye edebileceğim güzel bir kitap.
Pamela Darby ve üvey kız kardeşi Sophie aktris bir annenin kızlarıdır. Tiyatro da çıkan bir yangında anneleri ölmüştür. Annelerinin uzun süredir sakladığı bir mektup anneleri ölünce ellerine ulaşır ve Pamela annelerinin öldürülme sebebinin bu mektup olduğunu anlar. Mektup annelerinin arkadaşı olan bir düşes tarafından yazılmıştır, kocasının kendisini aldattığını öğrenen kadın yeni doğan oğlu ile kaçmıştır. Mektup da ise nereye gideceğini yazmıştır.
Kadının İskoçya'ya giderken öldüğünü öğrenen Pamela kardeşi ile kayıp olan dükün varisini aramaya gider çünkü varisi getirene büyük ödül vardır.
Kızlar parasız olduklarından bu paraya çok ihtiyaçları vardır üstelik Pamela çok güzel olan kız kardeşini de korumak ister yani ödülü almaktan başka çaresi yoktur. Bunun içinde ihtiyacı olan bir İskoç erkeğidir.
Giderken aranan başına ödül konmuş bir haydutun remini görürler ve aynı haydut Connor Kincaid yollarını kesince Pamela aradığı fırsatın ayağına geldiğini düşünür ve Connor'u dükün kayıp oğlu olması için ikna eder.
Connor on yılı aşkın süredir kanun pençesinden kaçmayı başarmışken iki İngiliz kadını tarafından kaçırılmaya çalışılır. Bunun tek nedeni ise bir öpücüğe karşı koyamamasıdır. Kızlar ikna edici olduğundan anlaşmayı kabul eder.
İkilinin karşılaşmaları ve ikna edinceye kadar geçen süreyi okurken çok eğlendim.
Pamela kayıp varisi verip parayı alıp gitmeyi düşünürken Connor yine yapacağını yapar ve Pamela'nın nişanlısı olduğunu söyleyerek yanında kalmasını sağlar. İkili için büyük bir macera başlar.
Connor'un acı bir hikayesi de var anne ve babasını kaybediş şekli, kardeşi ile ayrılışı, babasının halkını toplama mücadelesi var ama sonuç istediği gibi olmamış ve o başına ödül konmuş bir haydut olmuştur. Pamela ile atıldıkları macera da ikisinin de yeni keşifleri olur ve bunlar hayatlarını tamamen değiştirecek keşiflerdir.
Serinin ilk kitabını uzun zaman önce okumuştum ve sevmiştim ikinci kitabı da seveceğimi düşünerek başladım ve yanılmadım beğendim. Connor ilk kitapta ki Catriona'nın abisi.
Okurken hiç sıkılmadım, güldüğüm birçok yer oldu ikiliyi de hikayeyi de çok sevdim. Kitaba başlar başlamaz esas olayı tahmin ettim ama bu benim beğenimi azaltmadı. Keyifle okudum. Simon ve Catriona ikilisini evli, iki çocuklu görmekte harikaydı.
http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/01/bazlar-hrcn-sever-kincaid-highlander-2.html
Muhteşem bir kitabı bitirmenin hüznü ve dayanılmaz hafifliği var üzerimde.
Yazarın ülkemizde çıkan tüm kitaplarını okudum. Kincaid serisi sona kalmıştı, iyi ki de kalmış, bence en iyi kitaplarıydılar çünkü.
Seri iki kitaptan oluşuyor. Yıllar önce aileleri katledildikten sonra ayrı düşmek zorunda kalan Catriona ve Connor odaklı. İlk kitap kız kardeşe aitti. Bu kitapsa ilk romanın son cümlesinden sonra deli gibi başına gelenleri merak ettiğim ağabeyinin.
Connor, amacının artık bir sonuca vardırılamayacağını kabullenip, ormanların haydutu rolüne bürünmüştür. Tabi bir gün soyduğu arabalardan birinde karşısına çıkan güzel kadın ona bir Dük'ün kayıp oğlu rolünü oynamasını önerdiğinde, yapabilecekleri de cazip geldiğinde teklifini kabul eder.
Pamela ve Connor'un ilk karşılaşmalarından itibaren aralarında müthiş bir kıvılcım ve tutku vardı. Daha azını beklemiyordum zaten. Olaylar oldukça güzel ve akıcı bir şekilde planlanmıştı. Gerçi ben romanın daha uzun olmasını, Dük ve Pamela'nın kardeşi Sophie hakkında daha fazla şey okumak isterdim ama o haliyle de gayet mükemmel.
Yan karakterleri de bir hayli sevdim. Özellikle Crispin'i. Onda çok fazla sürpriz var. Tabi en büyük sürpriz bu hikayede ki kilit bir şahısa ait ama onu da açıklamayacağım.
Connor ve Pamela'nın birbirleriyle olan diyalogları kimi zaman tutku dolu, kimi zamanda oldukça eğlenceliydi.
Şimdi diyeceksiniz sen bunları seviyorsun ama yaptıkları şey hiç de doğru değil. Tabi ben Dük'ün zamanında yaptıklarından hiç hoşlanmasam da çiftimizin bu yalanı söylemesindeki amaç çok çok farklı. Olayların gittiği yönde bayağı farklı oldu zaten.
Bu serinin kısa olması beni üzdü, diğer karakterleri de okumak isterdim. Bir de seriye veda açısından epilog bölümü az daha fazla olsaydı çok mutlu olurdum, gerçi kitap kadar epilog bile bu çifte doymama yetmez kesinlikle.
Bazıları ateşli severden çok ama çok daha güzeldi. İlk kitabı hiç ama hiç beğenmemiş biri olarak bu kitabın bu kadar iyi olmasına çok sevindim. Pamelaya olsun connora olsun nasıl güldüm anlatamam. Pamelanın hazırcevaplılığı müthişti. Okurken çok eğlendim çok mutlu oldum. Yazarın güllerin fısıltısı kitabını çoğu kişi beğenmemiş ama onun da çok ayrı bi tadı var, klişe aşk romanlarından çok farklı daha dram yüklü. Bu kitap ise çok daha eğlenceli ve çok güzel.