Sanırım artık kristin hannah doyumu yaşıyorum. Kiraplar akmıyor. Yazarın olay kurgusunu da alışmış olabilirim
Kristin Hannah çizgisinden çıkmış son üç kitabında ama bunu kötü anlamda söylemiyorum aşırı sevdim ben son kitaplarını.
Bin Ömrüm Olsa kitabında Tess çocukken geçirdiği bir hastalık yüzünden sağır kalıyor ve tüm dünyası sessizleşiyor bu yüzden kendini geliştirip tıp dünyasında başarılı olmak istiyor ta ki bir kaza sonucu ölene kadar. Öldüğünde uzay boşluğu gibi bir yerde önüne seçenekler sunuluyor hangi hayatı tercih ederse o hayatı yaşayacak prenslerden tutun başarılı iş adamlarına kadar bir sürü hayat gösteriliyor ama Tess beşik başında durup bebeğe çaresiz şekilde bakan Jack’i tercih ediyor ve kızımız 19. yy gidiyor. Artık o Tess değil Jack’in eşi Amarylis ve üç çocuğu var.
Tess bir yandan Amarylis’in mahvettiği hayatları onarırken bir yandan da Tess olarak yaşayamadığı her güzel şeyin tadını çıkarmaya çalışırken oldukça güzel bir hikaye okuyoruz. Terddütü olan arkadaşlar varsa hiç tereddüt etmeden alıp okumalılar.
Haziran ayına hızlı bir giriş yapmış bulunmaktayım. Umarım bu ay hızım hiç düşmez diyeceğim ama ne zaman desem oluyor o yüzden bu sefer demiyorum.
Yazarın çevrilen tüm kitaplarını okudum hepsi de okurken ayrı duygular barındırıyordu içlerinde, her okuduğumda apayrı duygular hissettiriyordu. Ama ben bu kitabı daha çok sevdim.
Başarılı bir bilim insanı olan Tess Gregory, küçük yaşta geçirdiği hastalık yüzünden kulakları duymayan; özgür ruhlu, hayat dolu yirminci yüzyılda yaşayan bir kadındır ama beklenmedik ölümü ile kendisini bir anda on dokuzuncu yüzyılda üç çocuk sahibi olan Amarylis Rafferty’nin bedeninde bulur. Yazar genelde hep güçlü karakterler ortaya çıkarıyor. Ve bence Tess de o güçlü karakterlerden biri. Amarylis Rafferty’nin sevgisizliğe, acı dolu bir hayata mahkûm ettiği ailesini sadece severek, şefkat göstererek ve anlayarak tekrar ayağa kaldıran onlara sevmeyi ve sevilmeyi öğreten güçlü bir kadın Tess Gregory.
Tekrar tekrar okusam sıkılmayacağım bir kitap oldu. Kesinlikle tavsiye ederim okumanızı.
-----------------
Sabahtan beri kendine karısının kim olduğunu ve ne yaptığını hatırlatıp durmuştu. Tekrar tekrar bunun da oyunlarından biri olduğunu, ona ve çocuklara zarar vermek için tasarladığı taktiklerinden biri olduğunu söylemişti.
Ama bu kez kendini buna inandıramıyordu. Geçmişte oynadığı o zalimce oyunları ne zaman düşünse onu şimdiki haliyle görüyordu. Kahkaha atan, gülümseyen, okuldaki o yaşlı ve huysuz kadına karşı gelen, yanmış ekmekleri fırlatan, Caleb’in karnını sevgiyle öpen kadını görüyordu.