Bir kadının 24 saat içinde duygularının ne derece değişebileceğini gösteren yalın bir kitap.
toplumsal değer yargıları, ahlak anlayışı ve hayatın getirdiği süprizlerle hepsinin tepetaklak oluş hikayesi
Muthis bir yazar Zweig...Kitaplari incecik, ama yazdiklari cok derin... "Satranc"dan sonra okudugum 2. kitabi...
Orta yasi gecmis bir kadinin, kimselere anlatamadigi "bir gunu"nu okuyoruz... Genc ve kumara duskun bir gencin hayatini kurtarmakla baslayan 24 saat icinde yasadigi duygusal gelgitleri, beklemedigi bir anda yasadigi kalp carpintilarini okurken, bir kere daha Zweig"in ic dunyasina, dusuncelerinin griftligine hayran kaldim. Okurken, "kitabin basinda nerde iken, sonunda nereye baglandi" demekten alamadim kendimi... Bir kadinin hayatinda, bazen tek bir gun bile ne cok anlam tasir :)
Zweig'ın ikinci kalite yapıtlarından biri.. Öyküde geçen "Size ve kendime söz verdim, tüm gerçeği en doğru şekilde anlatmaya.", "Bunu özellikle vurguluyorum, aksi halde sonradan anlatacaklarımın korkunçluğu anlaşılmaz." türünden sıkça kullanılan ifadelerle olayın başında okurun öyküye ilişkin beklentisi yükseltilmeye çalışılmış, ama duygu çıtası bir hayli yüksek olan günümüz okuru üzerinde, olayın kahramanı olan kadının yaşadıklarının beklenen etkiyi oluşturması çok zor.
Yine de incelikli ruh tahlilleri ve elbette Zweig'ın kendine özgü akıcı anlatımı romanı okunur kılan ögeler..