Julia tek kelimeyle benim kraliçem.Ne yazarsa yazsın okurum severek.
Bridgerton kitaplarından Smythe-Smith müzikallerini hatırlarsınız hani şu berbat olan ama yine de sosyetenin sürekli katıldığı müzikaller.
Bir Julia kitabına başlamadan önce bilmeniz gereken en önemli şey sanırım çok çok çok tutkulu yada çok iyi aşk tasviri beklememek.Aşk var tabi ama kitapları okuya okuya artık Julia’nın tarzını öğreniyorsunuz az çok zaten.Aşkı o kadar çok hissettirmeyebilir ama bu zekice ve komik diyaloglar yazmasına engel değil. :)
Her kitabını beğenmeyende var ama Julia’nın yazdığı herşeye abartısız bayılan biriyim ben. <3
Spoiler vermeden birazcık bir şeyler yazmak istiyorum. :)
Honoria diğer Julia kızları gibi çok sevimli bir karakterdi.Marcus’ta klasik Julia erkeği işte.Ah ama çok sevdim ben bu ikiliyi. :D
Honoria ve kuzenlerine bayıldım tabi o gıcık kuzen Cecily ve annesi hariç. -_-
Marcus Honoria’nın ağabeyi Daniel’in en yakın arkadaşı hatta Daniel Marcus’un hayatta varolan tek dostu ve beki de ailesi.Zira babası olacak o adamla aralarında hiç iletişim yok. *-* Haliyle Marcus’ta sürekli Daniel’in yanında ola ola onun ailesiyle de samimi.Honoria ile de küçüklükten beri tanışıyorlar yani.Daniel bir olay sonucu yurtdışına kaçmak zorunda kalıyor ve ailesini daha çokta evlenmeyen tek kardeşi Honoria’yı Marcus’a emanet ediyor.Honoria ve Marcus’un diyalogları her Julia kitabında olduğu gibi harikaydı. (:
Okuyun okutturun efenim sizi yine harika bir Julia kitabı bekliyor. <3
Ama belirtmeden geçemeyeceğim birşey var.Epsilon neden neden neden hep böyle yapıyorsun!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Julia’nın ve belki de çoğu yazarın çıkardığın tek kitabı aslında seri ve biz o serileri ilk kitaptan değil ortalardan yada sonlardan okuyoruz. >.<
Mesela Kayıp Dük zaten iki kitaplık bir seriydi umarım onun ve diğer tek kitapların serileri de en kısa zamanda çıkar. *-*
Bu kitap dört kitaplık Smythe-Smith Quartet serisinin ilk kitabı.Seri sıralaması şöyle ;
1.Just Like Heaven (Cennet Gibi) – Honoria ve Marcus’un hikayesi.
2.A Night Like This – Daniel’in hikayesi
3.The Sum of All Kisses – Kuzen Sarah’ın hikayesi (Geçen sene çıktı kitap)
4.Julia serinin son kitabı üzerinde çalışıyormuş.
Bütün seriyi biz ne zaman okuruz artık Allah bilir.Ama bu seri sayesinde azda olsa Bridgertonları tekrar okumak güzeldi.
Veee son olarak Leydi Danbury I Love You!!!! diyerek yorumumu bitiyorum.Bu ihtiyar kadar sevimli bir cadı görmedim ben. :)
Ayrıca 2014′ün 27. kitabı oluyor kendileri. :)
Yazarı Julia Quinne bile olsa kuzenler , teyzeler , anneler kitapta çok yer kaplıyorsa sevemiyorum. Bu kitapta da fazlasıyla geçiyorlar. Marcus ge Honoria aşkı hoştu ama bende derin etkiler bırakmadı. Ama kitapta bir yer favorim. O da Bridgertion ailesinin sevimli çapkını Colin'in göründüğü yer :)
Bir Julia Qouınn daha bitmiş bulunmakta. Bridgerton`ların korkulu rüyası Smythe-Smith müzikalinin sevimli müzisyenleri karşınızda. Müzikten anlamıyorlar diye evde kalacak değillerdi ya. Kitaba gelirsem bir Bridgerton serisi ne yazık ki değildi. temel sebebinin yazarın diyologları az kullanmasından kaynaklandığını düşünüyorum yani benim için. ee bide .çiftimizin öyle destansı bi aşk yamadaığı gerçeği ortada duruyor. Ama yinde yazar bi şekilde kitabı okutmaya başarıyor. http://zamskaa.blogspot.com.tr/2014/05/cennet-gibi.html
her zaman ki gibi çok eğlenceli bir J.Q. kitabıydı...
serinin devamını merakla bekliyorum :)
Ve sonunda tanıdığım Julia Quinn'e yakın bir Julia Quinn hiç yoktan iyidir demi ;))))))))
http://kitaptutkum.blogspot.com.tr/2014/04/smythe-smith-quartet-1-cennet-gibi.html
“Honoria’yı uzaktan izlemiş ve bir-iki talibini korkutarak kaçırmıştı.
Ya da üç.
Daniel’a söz vermişti.
Ve Marcus sözünden asla dönmezdi.”
Chatteris Kontu Marcus'un annesi o dört yaşındayken ölmüştür. Ona uzaktan annelik yaptığı için hayatının üzerinde pek bir etkisi olmamıştır. Annesi öldüğünde onu tam olarak yedi defa görmüştür. Babası da çok iyi olmamıştır. Hiç arkadaşı yokken okulda herkesle çok iyi anlaşan Daniel Smythe-Smith ile tanışır. Çok geçmeden yakın arkadaş olurlar ve Daniel ilk tatilde Marcus'u evine davet etmiştir. Bu davetler devam etmiş Marcus onlarla kendi ailesinden daha fazla vakit geçirmeye başlamıştır. Daniel'in küçük kardeşi Honaria ile oynamayınca da onun nefretini kazanmış ve o andan itibaren aileden biri olmuştur.
Bridgerton Serisi'nden dolayı berbat Smythe-Smith Resitalleri'ni bilmemek mümkün değil. Tüm davetlilerin korkulu rüyasıdır. Hiç ama hiç yetenekleri yoktur. Honoria'da onlardan biridir .Bu sezon artık evlenmeye karalıdır. Kendisine ait bir evi olsun ister. Kurallara uymak zorunda olmadığı büyük, gürültülü bir aile ister. Evinde ki sessizlik canına tak etmiştir bu yüzden tek çare bir kocadır.
Honoria'nın abisi Daniel , yaptığı bir düello sonucu yarattığı skandal yüzünden yurtdışına kaçmıştır. Kardeşini de en yakın arkadaşı olan Marcus'a emanet etmiştir. Marcus'un Honoria'nın evlenmek istediği kişileri araştırma görevi vardır. İkili çocukluk arkadaşıdır ama abisi gittikten sonra çok sık görüşmemişlerdir.
Cambridge'de gittikleri bir ev partisin de bir araya gelen ikili talihsiz bir olay ile karşı karşıya kalır.
Marcus köstebek deliğine takılıp düşünce sakatlanan Marcus'a bakma görevini Honoria üstlenir. Uzun bir süre yatağından çıkamayan Marcus'a Honoria eşlik edince yakınlaşma da kaçınılmaz olur. Yıllarca arkadaş olan bu ikili birbirine başka bir gözle bakmaya başlar. Sonu tabi ki aşk.
Uzun bir aradan sonra bir Julıa Quınn kitabı okudum ama pek sevemedim.
Evet ikili çocukluktan beri birbirini tanıyordu, bir şeyler vardı ama ben aralarında o aşkı göremedim. Çok az geldi oldu bittiye geldi gibi ikiliyi daha fazla görmek isterdim. Akrabalara çok fazla yer verilmişti bu durumu da sevemedim. Kitapta bir Bridgertion görmek çok hoşuma gitti.
akıcı ve eglenceliydi..ama benzer bir çok kitaptan da ayrı herhangi bir özelliği yoku.. boş vakitlerde kafa dağıtmak ve hoş bir tebessüm için okunabilir.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2017/12/julia-quinn-cennet-gibi-smythe-smith.html
Veee bir J. Quinn kitabı daha bitti. Bir kez daha anladım bu kadının hiçbir kitabı Bridgerton'ların yerini tutamaz. Kesinlikle o muhteşem kalem sadece Bridgerton Kardeşlerin sihriydi.
Neyse... kitap aslında Bridgerton Kardeşlerde bolca adını duyduğumuz Symthe-Smith Kardeşlerden biri olan Honoria'nın kitabıydı. Hani şu kuartetlerde keman çalan ama hiçbir zaman muhteşem bir iş çıkarmayı beceremeyen ve kulak tırmalayan şovların sahipleri... :) bu şekilde anlatınca herkes hatırlar diye düşündüm :)
J. Quinn yine çok güzel bir kurguyu kaleme almıştı sadece o esprili anlatım bunda o kadar yoktu. Bu sefer ki karakterlerimiz küçüklükten beri tanışanlardandı ve birbirlerini herkesten daha iyi tanıyan kişilerdi.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Marcus çocukluk arkadaşı Daniel ülkeyi terk etmek zorunda kaldığında kız kardeşi ve kendisini küçüklüğünden beri tanıtığı Honoria'ya göz kulak olacağına söz verir. Bunun üzerinden geçen üç yıl boyunca bunu yerine getirmeye çalışan Marcus, uzun zamandır görmediği Honoria'yı bir gün gördüğünde onunla tekrardan iletişime geçer ve aralarındaki diyalog çocukluk arkadaşı olmanın da verdiği tanışıklıkla çok daha rahat ilerler. Ancak ikisinin de tahmin etmediği şey artık ikisinin de büyümüş olmaları ve birbirlerinin erkek-kadın olarak görebilmeleri...
Marcus'un geçirdiği kaza sonucunda her daim yanında bulunan Honoria ile aralarındaki ilişki boyut değiştirip de birbirlerine karşı duygularının aşk olduğunu fark etmeleri ile işler daha da ilerler.
Konusu güzeldi, kurgunun ilerleyişi de öyle sadece Quinn'den beklediğim muhteşemlik yoktu. Öyle bir beklentiyle okumayın derim. Bu şekilde beklentiniz biraz düşük olursa daha keyif alırsınız kitaptan.
Zaman zaman eğlenceli sohbetleri okumak çok güzeldi .Hele ki Bridgerton Kardeşleri ve Leydi Danbury'i görmek süperdi. Kitabın sonuna doğru boy gösteren Colin Bridgerton ile yüzümde oluşan gülümsemeyi itiraf etmeliyim. Gregory bile vardı ve bu bile beni mutlu eti. Sanırım çok özledim ben Bridgertonları.
Smythe-Smith kuartetleri hep bir kabus gibi lanse edilmişti bütün Bridgerton Serisi boyunca bunun altındakileri okumak ve arada kuzenler arasındaki sohbetleri okumak süperdi. İtiraf ediyorum kuzenlerin birbirleriyle diyalogları beni çok gülümsetti.
Zaten kitapta en çok sevdiğim şey sanırım kuzenlerin diyalogları, Colin ve Gregory Bridgerton'u görmekti.
Marcus'un bu kadar geç aşkını anlaması ve bu kadar atik davranıp evlenmek istemesi takdire şayandı bence.
Neyse yorumumu çok uzatmayacağım ancak dediğim gibi bir Bridgerton Serisi gibi olmasını beklemeyin, değil çünkü. Öyle bir beklentiyle okumazsanız seversiniz.
Ben sevdim. Ha evet 5 üzerinden 5 vermem ama 4 verebilirim... Keşke biraz daha aşkı okuyabilseydik ama çok çabuk sonuca bağlandı bu aşk :) hiç entrika yoktu :P
Ahh bu arada kapaktaki kırmızı ayakkabı... onun küçük sırrı kitapta saklı bilginiz olsun :)
Neyse historical severlere tavsiye ederim :)
Smythe - Smith Quartet Serisi
Cennet Gibi
Beni Öptüğün Gece
Dudaklarımda Şarkısın
The Secrets of Sir Richard Kenworthy
Guzeldi ama Bridgertonlar akiciligi ve eglencesi yoktu kitapta. Biraz Bridgertonlarin yandan yemisi gibi olmus. Kitap zaten cok hareketli olmadigi icin en azindan kizlarin kendi aralarindaki konusmalarda biraz espri biraz hareket bekledim ama agiz dalasindan baska birsey yoktu. Konusmalari okurken sıkıldım. Daniel konusu da cok havada kalmis gibiydi belki 2.kitap onunla ilgili olacagi icindir tam bilemedim.
julia quinn okumayalı neredeyse 1 yıl olmuştur.bu süre zarfında farklı farklı yazarlardan tarihi aşk romanları okumuşumdur.o yüzden açıkça belirtebilirim ki arada o kadar fark var kiii ,bu kadın bi başka daha içten daha samimi.sen bir tanesin julia :)
http://dilarabook.blogspot.com.tr/2017/06/cennet-gibi-smythe-smith-quartet-1.html
Aslında Julia kitapları içerisinde en beklentisiz başladığım kitap bu oldu çünkü özellikle arka kapak yazısından sonra sevmediğim tipte bir erkek karakteri bekliyordum. Fakat öyle olmadı aksine kitap ilk cümlesinden beni aldı götürdü. Karakterler in elbette kusurları var ama bunlar daha çok onların insan olduğunu hatırlatan türden. Özellikle Marcus'u çok sevdim.
Marcus ve Daniel arkadaştan çok kardeş gibidirler. Ve Daniel kötü sonuçlanan bir düello sonucu yurt dışına kaçmak zorunda kalınca Marcus ona, kalan son evlenmemiş kız kardeşi iyi bir evlilik için gözeteceğine söz verir. Bu yolda kızımızdan habersiz kaçırdığı damat adaylarını saymıyorum bile. Honoria içinse Marcus hem iyi bir dost hem de neredeyse aileden sayılan biridir özellikle uzun yıllar boyu tatillerini beraber geçirdikleri için. Ve ikilinin yolu bir ara ayrılsa da Cambridge'de tekrar kesişir. Sonrası ise bol sakarlıklar, eğlenceli diyaloglar ile muhteşem tatlı aile üyeleri ve tabi kızımızın bir Smythe Smith olmasından dolayı korkunç müzikalden bir parça taşıyor. Demek istediğimi Bridgerton serisini okuyanlar çok iyi anlayacaktır : ))
Marcus ve Honoria çiftinin birbirlerine olan aşkları biraz arka planda kalmış sanki, aralarındaki sevgiyi ve dostluğu daha çok hissettim. Kitabın sonlarına doğru iki karakterimiz arasında yaşananlar da biraz zorlama geldi itiraf etmeliyim ama yine de olaya giren beklenmeyen bir karakter o kısımları kurtardı. Yazım açısından kesinlikle diğer kitapları kadar akıcıydı ve komedi unsuru kitap da bolca vardı bu yüzden hiç sıkılmadan okudum.
Herhangi bir çeviri hatası ile karşılaşmadım ve orjinal kapak kullanılmasını çok beğendim serinin devamında olduğu gibi.
25.03.2021 yorumu
Söyleyecek çok bir şey yok, artık sevmiyorum kitabı.
7 sene öncesi yorum:
Sonunda biricik yazarımın bir kitabı daha Türkçeye çevrildi. Tabi bunu gören ben aldığım gibi 2 günde bitirdim. Söylemeliyim ki kitabı internette gördüğümde önce sevinçli bir çığlık attım ardından koca bir üzüntü yaşadım. Sevincim tabi ki uzun aradan sonra yazarın yeni kitabını okuyacak olmamdı. Üzüntüme gelince. Yayın evi sağ olsun yazarımın bir değil, iki hiç değil, üç evet tam üç serisini yarıda bırakıp yeni bir seriye geçmişler. İnsafsızlar, zaten bir kitabı çevirmeniz uzun sürüyor bari önce şu serileri bitirin. Ben bu yarım kalan üç seri arasından "Two Dukes of Wyndham" serisinin son kitabını okumayı, Jack'e bir kez daha aşık olmayı bekledim. Bu yüzden kitaba değil ama yayın evine puanım sıfıra sıfır.
Neyse gelelim yeni serinin kitabına. Serimizin adı Smythe-Smith Quartet. Bridgerton serisinde geçen,müzikleri acayip derecede korkunç,insanı müzikten soğutan Smythe-Smith ailesinin ta kendisi. Seri dört kitaptan oluşuyor. Son kitap yazılma aşamasında. İlk kitap Honoria Smythe-Smith ve Marcus Holroyd'un aşkını anlatıyor.
Honoria,Smythe-Smith ailesinin altı kardeşten en küçük olanıdır. Diğer kardeşlerin yaşı birbirine yakın olduğu için kardeşleri Honoria'yı oyunlarına almazlar,özel sırlarını paylaşmazlar kısaca onu pek önemsemezler.Honoria da bunu önemsememeye çalışarak her defasında kardeşlerine yakın olamaya çalışır.
Marcus on iki yaşına kadar tam anlamıyla yalnız bir çocukluk geçirmiştir. Annesi kendisiyle pek ilgilenmemiş ve Marcus dört yaşındayken hayata veda etmiştir. Babası da kontluk görevlerini yerine getirmek için onla çok fazla ilgilenmez. On iki yaşında Eton'a gidince orada Daniel Smythe-Smith'le tanışır ve o günden sonra birbirlerinin en iyi arkadaşı olurlar. Yaz tatillerinde Marcus, Daniel'in evine gider. Orada bilin bakalım kimle tanışıyor? Evet bizim o zamanlar altı yaşında olan Honoria'yla. Onlar fark etmese de aralarında bir şeyler olmaya başlıyor.Ve olaylar yaklaşık on beş yıl sonrasını anlatarak devam ediyor bundan sonrasında neler olduğunu sizler okumalısınız.
Gelelim yorumuma: Honoria sıkıcı bir tip, Marcus aşırı ciddi biri olarak karşımıza çıkıyor... Bu kesinlikle koca bir YALAN! Honoria-Marcus hayatımda okuduğum EN ama EN ŞİRİN ÇİFTTİ. Ve bunu sadece JQ yazdığı için söylemiyorum. Okuduğum bir çok romanda beni etkileyen çok az çift vardır.Sıralama yaparsam bunlar kesinlikle birinci gelir.
Honoria kesinlikle Daniel ve Marcus'a acayip işkenceler çektiriyor bu açıdan tam bir cadı :D . Ancak özünde kesinlikle çok iyi bir insan. Kuarteleri sevmese de kuzinleriye birlikte olmaktan acayip zevk alıyor. Dışlansa da buna aldırmayarak sevdiği insanlar için yapmadığı şey kalmıyor.
Aslında bunu Marcus'u anlattıktan sonra yazmalıydım ama onu anlatırken ufak bir spo vereceğim için buraya yazıyorum. Julia'nın yaratmış olduğu en manyak ama sevmeden de duramadığımız biri bu kitapta yer alıyor. Bu kişi elbette LEYDİ DANBURY. Zaten adını gördüğüm an hemen kahkaya boğuldum ve romanda yine yaptı yapacağını :D
Marcus'sa... Ah onun için ne diyebilirim! Leydi Danbury'nin dediği gibi: Sen benim ikinci sevdiğim yeğenimsin. Gerçi Marcus benim yeğenim değil ama JQ romanlarında en sevdiğim ikinci erkek o oldu. Birinci tabi ki kayıp Dük'teki JACK! Ayyy Jack yazınca bile onu ne kadar özlediğimi anladım. Ben Kayıp Dük'ü bir kez daha okuyayım en iyisi.
Konuyu biraz dağıttım sanırım. Ne diyordum, evet Marcus! Benim yalnızlık çeken, tatlı hastası, ciddi görünmeye çalışsa da aslında espri yeteneği fazlasıyla olan, yumuşak kalpli, hovardalık nedir bilmez - bu özelliği onu ikinci sıraya taşıdı diyebilirim.- utangaç erkeğim :)
Yazar çiftimizin yaşadıklarını öyle güzel anlatmış ki... Genelde ikisini okurken gülmeden duramıyorsunuz ancak duygusal sahneleri acayip güzeldi, birbirlerine trip atmadılar. Gayet adam gibi bir çift oldular.
Komedi anlamında Öpüşünde Saklı romanını solladı. Daha ön sözden itibaren kahkahaya boğuluyorsunuz.
Ancak bir şeyi olumsuz buldum. Kitapta o kadar Gregory Bridgerton'un adı geçti -ki benim en sevdiğim ikinci Bridgerton olur kendisi- ancak onu göremedik :( . Ben yazarın yazdığı kitaplarda şunu fark ettim. Ben Gregory'i, Julia'nın en önemsemediği kişi olarak algıladım,gel gör ki Colin Bridgerton adı geçmemesine rağmen göründü. Tamam Colin en sevdiğim üçüncü Bridgerton ve gördüğüme de sevindim ancak ne bileyim Gregory'i ben çok bekledim bir yerden çıkar diye.
Bu arada kitabı okuyan arkadaşlar için bir bilgi vereyim. Kitabın başında Colin-Peneople çiftinin evli olduğu görülüyor ama kitabın sonlarına doğru Honoria, Colin'nin eline ne olduğunu sorunca Colin mektup açacağıyla oldu diyor. Hatırlarsanız mektup açacağıyla elini kestiğinde hatta kitapta geçen Smythe-Smith müzikaline gittiğinde Peneople'yle evli değildi. Yani yazar bir mantık hatası yapmış. Zaten okuyucular yazara da sormuşlar neden böyle olduğunu. Yazar da şu cevabı vermişti hatırladığım kadarıyla. "O tamamen benim hatam. Kitabı yazarken değil ben, editörüm ve ailem de fark etmedi. Biliyor musunuz kim fark etti? Okuyucularım. Bunu kitap satıldıktan sekiz saat sonra fark ettim. Sizler inanılmazsınız.".
İkinci kitap Honoria'nın kardeşi Daniel ve Sarah'ın kardeşlerinin mürebbiyesi Anna arasındaki ilişkiyi anlatacak. Konusundan anladığım kadarıyla yine güzel bir roman bizi bekliyor. Ancak yayın evi ne zaman çıkarır Allah bilir. Her ne kadar merak etsem de ben Two Dukes of Wyndham serisinin son kitabını okumayı çok ama çok istiyorum. Yalnız bir bakmışız yayın evi başka seriye başlamış. O zaman hiç şaşırmam ama çok fazla öfke duyarım.
Bu herhalde bir kitap için yazmış olduğum en uzun yorumdu. Ne yapayım sonçta Julia Quinn bu.