Bilimin getirdigi utopya.. Bilinmeyenin korkusu...
Arthur Clarke bence burda muthis bir is cikarmis.
Insanligin "Hukumdarlar"dan sonraki 150 senesini hic sikmadan harika bir kurguyla anlatmis. Bir utopyanin sonunu, hic gormedigi gezegenleri ve bizim tabirimizle uzaylilari gercekten cok iyi betimlemis.
"Hicbir utopya toplumun butun bireylerine sonsuza dek tatmin saglayamaz."
"Bilinmeyenin korkusu gecmisten degil de gelecekten kalma bir hatira olabilir mi?"
" 'Artik anladim' dedi geriye kalan son insan."
Teleskoplar uzayı gözleyedursun, belki de şu an birileri Dünya'ya mikroskopla bakmakta.
http://kronikokur.blogspot.com.tr/2015/12/cocuklugun-sonu.html
Uzun süredir okuduğum en iyi bilimkurgu kitabı, muhteşemdi.
Arthur C. Clarke'ı ilk kez okuyorum ve böyle yazarların neden "usta" olarak anıldığını bir kez daha anlamış oldum. Olay örgüsü, felsefi anlatım her şey yerli yerinde. Kitap su gibi akıyor, fazladan tek bir kelime bile yok. Kitabın konusu hakkında bir şey demek istemiyorum, zira kitap ilerledikçe ve olayları ilk kez keşfettikçe harika bir okuma tadı bırakıyor. Özellikle son kısım...ne diyebilirim ki, müthiş.
Bilimkurgu sevmeseniz de bence bu kitaba bir şans verin. Clarke'ın insanlığa, yaşama, içinde bulunduğumuz evrene ve korkularımıza dair olan hikayesi kesinlikle okumaya değer.
"Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz.
Maddi şartları iyileşen insan, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez."
Kitabın birçok yerinde "Vay be!" dedim. Çok iyi kurgulanmış, ilginç atakları olan bir romandı. Gündüz işteyken akşam olsa da kitabı okusam diye düşündürttü bana. Epey sürükleyiciydi.
Bilimkurgu kitapları arasında en iyi yazarlar arasında olan Arthur Clarke 'ın merak uyandırıcı kitabı. Dünyanın gidişatı ve sonu üzerine kurgulanmış bir kitap. Sonunu görmek için acele edeceğiniz bir kitap. Isaac Asimov' un kitaplarını okuduğunuz zaman ikisi arasındaki farkı da tadacaksınız. Asimov' u birinciliği verirken ikinciliği kuşkusuz Arthur'un hakkı olduğunu düşüneceksiniz.