Norveçli roman yazarıdır. Türkiye'de özellikle Beyaz Zenciler ve Pelle ile Prof serileriyle tanınır. Aynı zamanda Utsikt til Paradiset (1993), Fugledansen (1995), Brødre i Blodet (1996), ve Elsk Meg i Morgen (1999) kitaplarının yazarıdır.
Brødre i Blodet ("Kan Kardeşleri") Elling adında başarılı bir filme dönüştürüldü. Film 2001 yılında Oscar ödüllerinde 'En İyi Yabancı Film' dalında Oscar adayı oldu.Tønsberg'de doğan ve Larvik'de yetişen yazarın ilk romanı yarı-otobiyografik '23-Salen' (23. Sıra) Norveç'in psikolojik olarak sorunlu bireylerle başetme yöntemlerini eleştiriyordu. Romanlarının çoğunda 'öteki' kavramı ve "dışta kalanlar"ın sözcülüğünü yapan yazarın bütün dünyada ilgi uyandıran ilk romanı 'Hvite Niggere' (Beyaz Zenciler) oldu. Söz konusu roman 'genel toplum' un dışında kalan genç bir adamın hayatını takip eder.
Yazar aynı zamanda Pelle ile Prof adlı gençlik romanları dizisiyle de tanınır. Bu diziyi Franklin W. Dixon'ın The Hardy Boys kitaplarını okuduktan sonra yazmaya başladığını söylemiştir. Pelle ile Prof özellikle neo-nazilik, çevre kirliliği, uyuşturucu kullanımı gibi konulara eğilir. Zaman zaman gençler için oldukça sert bir üslup kullanıldığını düşünenler tarafından eleştirilmiştir. Serinin bazı kitapları Norveç ve İsveç ortak yapımı filmlere dönüştürülmüştür. 2005 yılında 'Drapene i Barkvik (Barkvik Cinayetleri) adlı kitabını yayınlayan yazar, Fillip Moberg adında genç Norveçli bir çocuğun küçük bir Norveç kasabasında bir cinayeti çözmeye çalışmasını konu alır.
Ambjörnsen'in kitapları birçok ulusal ve uluslararası ödül almıştır. Yazar 1985 yılından beri Hamburg'da Alman eşi ve çevirmeni Gabriele Haefs'le birlikte yaşamaktadır.
Norveçli roman yazarıdır. Türkiye'de özellikle Beyaz Zenciler ve Pelle ile Prof serileriyle tanınır. Aynı zamanda Utsikt til Paradiset (1993), Fugledansen (1995), Brødre i Blodet (1996), ve Elsk Meg i Morgen (1999) kitaplarının yazarıdır.
Brødre i... tümünü göster
Isaac Asimov her seferinde sınırlarımı zorluyor, ufkun taa ötesine uzanıyor. Onun zihnine girip evrenin sınırsızlığını keşfetmek, Dünyamızdan ayrılıp yıldızlararasında ışıkötesi uçuşlar yapmak, yaşanabilecek daha başka gezegenler aramak harika bir şey. Hakkında ne söylesem, ne yazsam az gelecek bir Asimov klasiği daha. Her defasında beynimi yakan, gözlerimde bir parlamayla beni olduğum yere mıhlayan bir yazar. Çok büyük, çok değerli.
Isaac Asimov her seferinde sınırlarımı zorluyor, ufkun taa ötesine uzanıyor. Onun zihnine girip evrenin sınırsızlığını keşfetmek, Dünyamızdan ayrılıp yıldızlararasında ışıkötesi uçuşlar yapmak, yaşanabilecek daha başka gezegenler aramak harika bir şe... tümünü göster
ASİMOV'un kitapları yayınevleri tarafından farklı adlarla çıkarıldığı için okurlar tarafından takibinde karışıklıklar yaşandı.
Galaktik İmparatorluk Serisi
*Toz Gibi Yıldızlar (İthaki) / Sonsuzun Tohumları (Altın) / Asi Gezegen Tyrran (Baskan)
*Uzay Akımları (İthaki) / Tanrılar ve İmparatorlar (Altın) / Kainat Fatihi (Çağlayan)
*Gökteki Çakıl Taşı (İthaki) / Zamandan Kaçış (Altın) / Uğursuz Gezegen Galactica (Baskan)
Vakıf Serisi
*Vakıf (İthaki) / İmparatorluk (Altın)
*Vakıf ve İmparatorluk (İthaki) / Altın Galaksi (Altın)
*İkinci Vakıf (İthaki) / Gizli Tanrılar (Altın)
*Vakıf’ın Sınırı (İthaki) / Galaksi Çöküyor (Altın)
*Vakıf ve Dünya (İthaki & İnkılap)
*Vakıf Kurulurken (İthaki) / İmparatorluk Kurulurken (Altın)
*Vakıf İleri (İthaki) / Erişilmez İmparatorluk (Altın)
Pek çok konuda yapıtları olmasına karşın, bilim kurgu eserleri ve popüler bilim kitapları ile tanınmıştır. Kurgu olmayan çok sayıda eserinin yanı sıra Fantezi dalında da yazmıştır. Dewey Ondalık Sınıflandırma sistemindeki Felsefe hariç tüm ana dallarda eserleri vardır. Asimov ortak görüşle bilim kurgu dalının ustasıdır, Robert A. Heinlein ve Arthur C. Clarke ile birlikte yaşadığı dönemde "Üç Büyük" bilim kurgu yazarından biri olarak kabul edilmiştir.
Kesin doğum tarihi bilinmeyen Asimov'un doğum tarihi resmi kayıtlarda 2 Ocak 1920'dir. Rusya'da Smolensk yakınlarındaki bir kasabada Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Asimov, ailesi ile birlikte üç yaşında iken Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. New York kentinde büyüdü. 20 yaşından önce bilim-kurgu öyküleri yazmaya başladı.
Columbia Üniversitesi'nden 1939'da mezun oldu ve kimya dalında doktorasını aynı üniversiteden aldı. Daha sonra Boston Üniversitesi'ne geçti. Burada 1979'da profesör oldu.
26 Temmuz 1942'de Gertrude Blugerman ile evlendi. Bu evliliğinden iki çocuğu oldu. 1973'te ilk eşinden boşanan Asimov, aynı yıl Janet Jeppson ile evlendi.
1983'te olduğu by-pass ameliyatındaki kan naklinde kendisine verilen enfekte kan nedeniyle AIDS'e yakalandı ve 6 Nisan 1992'de bu hastalık yüzünden öldü. AIDS'ten öldüğü gerçeği ölümünden on yıl sonra kamuoyuna açıklandı.
ASİMOV'un kitapları yayınevleri tarafından farklı adlarla çıkarıldığı için okurlar tarafından takibinde karışıklıklar yaşandı.
Galaktik İmparatorluk Serisi
*Toz Gibi Yıldızlar (İthaki) / Sonsuzun Tohumları (Altın) / Asi Gezegen Tyrran (Baskan)
... tümünü göster
Cesur Yeni Dünya bir kara ütopya gibi görülse de hatta kara dörtlemenin bir parçası olarak kabul edilse de diğer distopyalar kadar korkunç bir geleceği öngörmüyor. Tüm insanların mutlu olduğu, acı çekmediği, istediğini elde edebildiği bir dünya ne kadar kötü olabilirdi ? Fakat bu mutluluk için bir fedakarlık yapılması gerekliydi, mutluluk için istikrar için düzen için bir şeylerden vazgeçilmeliydi. Tarih gibi mesela, şiir gibi, anne-baba gibi, aşk gibi. Aldous Huxley bu düzeni oluşturmak için insanları seri üretime sokmuş ve farklı sınıfsal kategorilere ayırmış. Alfalar, Betalar, Epsilonlar vs. Hepsinin şartlandırılması kendilerini, ait oldukları sınıfı ve yaptıkları işi sevecekleri şekilde. Bu kısım çok iyiydi. Yapmak zorunda olduğumuz şeyleri sevmezsek nasıl mutlu olabilirdik ? Öyleyse onları sevmeye şartlandırıldık. Toplumsal düzeni sağlamak için bundan daha iyi bir çözüm düşünülemezdi.
Fakat bu mutluluk ve huzur için bireyler tek tek öldürülüyor, fiziksel anlamda değil ama bireysellik, özgür irade, farklılık olmazsa insandan nasıl bahsedebiliriz. Toplumsal düzeni kurmak için bireysellikten vazgeçmek. Temeli iyi bir düşünceye dayanan bir distopya bence bu, savaş yok, acı yok, açlık, sefalet yok. Dünyanın şu anda acısını çektiği hiçbir şey yok. Ama bunun için insandan vazgeçmek, güzel olan her şeyden vazgeçmek. Bu alınması zor bir karar olurdu. Kitap boyunca da kendimi bunu sorgularken buldum. Açlıktan ölen çocuklar olmayacak ama özgür düşünce de olmayacak. Bu kabul edilebilir miydi ?
Kitabımızın kahramanı Vahşi bunu kabul edemedi. O Tanrıyı, şiiri, özgürlüğü istedi ama bu aynı zamanda mutsuzluk da demekti. Nitekim tamamen yabancısı olduğu bu düzeni benimseyemedi.
Günümüzde de böyle bir düzen kesinlikle kabul edilemez. Fakat kitabın yazıldığı tarih göz önüne alındığında, Sanayi Devriminin de etkisiyle, Aldous Huxley böyle bir toplum yapısını hayal edebilmiş.
Ben her zaman distopyalarda yaratılan yapının eserin yazıldığı dönemden temel aldığını düşünürüm. O yüzden distopyalar imkansız olmaktan çok gerçekleşme imkanı olan eserlerdir gözümde. Çünkü zaten temeli atılmıştır.
Cesur Yeni Dünya bir kara ütopya gibi görülse de hatta kara dörtlemenin bir parçası olarak kabul edilse de diğer distopyalar kadar korkunç bir geleceği öngörmüyor. Tüm insanların mutlu olduğu, acı çekmediği, istediğini elde edebildiği bir dünya ne ka... tümünü göster
dicle28 şu anda kitap okumuyor.