Delifişek (Zeze, #3)

En Son Değerlendirmeler

10 puan

Yersiz uzatma olmayan sade bir kitaptı. Şeker Portakalı kadar olmasa da bence en azından ona denkti. Zeze'nin ne kadar sevgiye muhtaç ve kendini bulmaya ihtiyacı olan bir karakter olduğu, bu kitapta da ortaya çıkıyor. Zeze, okuyucuyu yüreğinin karmaşıklığı ile, onu sevsin mi yoksa ona kızsın mı ikilem de bırakıyor. Kitap bittikten sonra Zeze ile ilgili bir kitap daha olsa onu da okurdum dedirtti bana. Birçok not aldığım, çok kolay okunabilen, zaten çok ince bir kitap. Yazar, kesinlikle diğer kitapları da okunmaya değer, sevdiğim yazarlardan biri oldu.

Alıntılar

"Dur bakalım, sakin ol. Neden hep böyle yapıyorsun, oğlum? Ya çok hüzünlüsün ya da aşırı neşeli. Ya fazlasıyla seviyorsun ya da nefret ediyorsun. Ya birazcık yüzüyorsun ya kendini öldürüyorsun. Ya plaja gitmez oluyorsun ya da saatlerce orada kalıyorsun..."
"Sizler bana her zaman ya sekiz ya da seksen sekiz olduğumu söylemiyor musunuz? İyi işte!"

Bütün hayatım boyunca böyle olmuştu, istediklerim, artık onlara sahip olamayacağım bir zamanda karşıma çıkıyordu. SF/48

"Nicedir durup sana bakıyorum. Tek bir insanın içinde bunca hayat, bunca huzursuzluk mümkün değil. Natal küçük bir kent., oysa sendeki bu tutkuya kocaman bir dünya gere." SF/56

Güneşe doğru yürüdüm ama ruhumda bir şey ölmüştü. SF/67

Korku içindeydim,dünya öyle büyüktü ki... İnsanoğlunun girebileceği en büyük, en keder dolu yerdi. SF/85

8 puan

Zeze artık genç bir delikanlı. Zeze'nin gençlik maceraları, aile sorunları , aşkı ve duygusal çalkantılarını kısacık bir şekilde anlatıyor. Güzel bir kitap.

8 puan

"Delifişek", José Mauro de Vasconcelos'un "Şeker Portakalı" ile başlayan, "Güneşi Uyandıralım" ile devam eden roman serisinin üçüncü kitabı.

Romanın kahramanı Zé'nin başından geçenler, yazarın gençliğinin ilk dönemlerini temsil etmektedir.

Kesintisiz olarak normal bir okuma hızında bir saatte, en yavaş biçimde ise en fazla iki saat içinde okuyup bitirebileceğiniz eserde; Zé'nin hep uçlarda yaşayan, çevresinin telkinleri yerine hissettiği ve istediği biçimde yaşantısını yönlendiren bir delikanlı olduğunu görüyoruz.

İlerleyen bölümlerde ise; gençliğinin ilk yıllarını yaşıyor olması itibariyle içi kıpır kıpır, biraz da haşarı bir delikanlı olan Zé, sancılı çocukluk döneminde buruk anılar paylaştığı babasıyla arasında bu sefer giderek güçlenen bir duygusal bağ kuruyor. Babasının kötüleşen sağlık durumunun düzelmesi için kendince Tanrı'yla pazarlık ederek en büyük tutkusu ve becerisi olan yüzmeyi bırakıyor. Sanki bu yetmiyormuş gibi bir de sevdiği kızı babasını üzmemek adına terkediyor.

Türk filmlerine kolaylıkla uyarlanabilecek kadar bilindik denebilecek bir hikaye. Ancak anlatımdaki akıcılık, doğallık, sadelik ve gerçekçilik, Zé'nin şahsında ele alınan gelişmelerin az ya da çok okuyucunun da duygularına dokunması bence eseri güzel kılan en önemli hususlar.

Keyifli ve güzel okumalarınız olsun...

3 puan

Serinin 3. kitabı kahramanı Zeze'nin gençlik dönemi ve ilk aşkına yoğunlaşmış fakat ilk kitabı Şeker Portakalı'nın yakaladığı başarıyı 2. ve 3. kitapta yakalanamamış!

geri ileri