"Delifişek", José Mauro de Vasconcelos'un "Şeker Portakalı" ile başlayan, "Güneşi Uyandıralım" ile devam eden roman serisinin üçüncü kitabı.
Romanın kahramanı Zé'nin başından geçenler, yazarın gençliğinin ilk dönemlerini temsil etmektedir.
Kesintisiz olarak normal bir okuma hızında bir saatte, en yavaş biçimde ise en fazla iki saat içinde okuyup bitirebileceğiniz eserde; Zé'nin hep uçlarda yaşayan, çevresinin telkinleri yerine hissettiği ve istediği biçimde yaşantısını yönlendiren bir delikanlı olduğunu görüyoruz.
İlerleyen bölümlerde ise; gençliğinin ilk yıllarını yaşıyor olması itibariyle içi kıpır kıpır, biraz da haşarı bir delikanlı olan Zé, sancılı çocukluk döneminde buruk anılar paylaştığı babasıyla arasında bu sefer giderek güçlenen bir duygusal bağ kuruyor. Babasının kötüleşen sağlık durumunun düzelmesi için kendince Tanrı'yla pazarlık ederek en büyük tutkusu ve becerisi olan yüzmeyi bırakıyor. Sanki bu yetmiyormuş gibi bir de sevdiği kızı babasını üzmemek adına terkediyor.
Türk filmlerine kolaylıkla uyarlanabilecek kadar bilindik denebilecek bir hikaye. Ancak anlatımdaki akıcılık, doğallık, sadelik ve gerçekçilik, Zé'nin şahsında ele alınan gelişmelerin az ya da çok okuyucunun da duygularına dokunması bence eseri güzel kılan en önemli hususlar.
Keyifli ve güzel okumalarınız olsun...