Camus'un usta eseri Veba'yı okuduktan sonra rastlaşmış olmaktan kaynaklı bir iğreti duygusu mu, yoksa gerçekten kitapta var olan bir bayağılık mı beni bu kadar yazarından ve kitaptan soğuttu, bilemeyeceğim. Aslında yazmaya değer görmemiştim ancak son zamanlarda tüm dünyada filizlenen yeni bir akımın, basit ve sadelik adına , edebiyatın, sanatın, katledilmesi olarak gördüğüm ucuz ve basit bir akımın dalga dalga yayıldığını gördükçe yazmaya karar verdim.
Hoş benim burada dile getirdiğim üç-beş isyan cümlesi neye yarar ama en azından kendi adıma bu akıma teslim olmayacağımı ifade etmiş olurum o kadar.
Evet, maalesef, basit bir dilin sadelik, amiyane tabirlerin halk ağızı, pornonun aşk diye, ustaca pazarlandığı bu tür kitaplar hızlıca, parazit gibi yayılarak ele okurları ele geçiriyor. Özellikle genç okurlar klasiklerin ağır havasından bunalarak bu tür kitaplara yöneliyor ve ne yazık ki edebiyat bu sanılıyor.
Oysa bu çizgideki kitaplar edebiyatın; insanların içinde yaşatmaya çalıştığı güzel,çirkin, yalın,karışık ama eşsiz duyguları merak ve hayal ile fikrin kanallarına,onları zaman zaman ipek kumaşlara zaman zaman kaba abalara sararak kelimelerden sandallarla yollamaya çalıştığı o eşsiz duygulara saplanan kör bıçaktan başka bir şey değiller.
Pazarlamanın tüm olanaklarıyla süslü ve iddialı tümceleriyle, çok satanlar sıralamasında yer buluyor olmaları bu gerçeği hiç bir şekilde değiştirmez ve onlara tırnak kadar bir değer atfetmez. Edebiyat bu değil!
Grinin ucuz bir tonu olmaktan öteye gidemeyecek olan bu kitap , aslından da bayağı.
Müthiş betimlemeler, ısrarla altını çizdiğim satırlar, paragraflar.
Kesinlikle diğer iki kitabı da okuyacağım. Bahsedildiği kadar var. Daha da olacağına eminim.. Yazara hayran kaldım.
Fi' ye bir türlü adapte olamadim.
Ne ana karakterinden elektrik aldim ne de konudan.
Tamami ile sisirilmis ve bana göre gereksiz kitap. Cinsellik fazla ön planda. Seri' nin diger kitaplarindan medet ummadigim icin okumamayi tercih ediyorum.
Iyiki para ödemeyip PDF olarak indirdim yoksa harcadigima yanacaktim. Onun yerine daha degerli eserleri alirim,mersi...
Farkında olmayı bu kitaptan öğrenecek değiliz bence. Kitabın inanılmayacak bir tarafı yok. O derece boş bir kitap.
Gereksiz sisirilmis bir kitap!
Konu farkindalik ise bu kitabin yanindan gecemeyecek kadar iyi kitaplar var... cinsellikle, insanlara fare muamelesi yapan karakterlerle, empati kitabindan firlamis benzetmeleriyle vb yazilabilecek onlarca seye ragmen neyin aydinlanmasini yasiyor bu kadar insan anlamiyorum! Sanirim mevzu sadece yazarin takibinde olmak sayet kendileri olumsuz yorumlarin yaratacagi "farkindalik"dan rahatsiz olmus olacak ki "deneyim"den vazgecip takibi birakiyor =)
10 puanı daima klasiklerin hak ettiği inancım olmasa kesinlikle Fi'ye de bu puanı verirdim.İnanılmazdı!..(Bu noktada o denli duraksadım ki.Halbuki yazacağım yorumu an be an planlamıştım.)Bu bir aşk romanı değil. Bu bir kişisel gelişim romanı da değil. Belki bir macera romanı diyebilirim okuyanı kendi içinde ve yaşadığı çevrede, canını acıtacak olsa bile, sorgulamaya iten bir içsel macera.Temelde 7 ana karakter üzerinden giden, ama diğer karakterlerin dahil oluşunun da en az ana karakterler kadar derinlemesine işlendiği ve irdelendiği bir roman. Psikolojinin romanın muhteşem kurgusunda dantel dantel örülüşü dahiyaneydi. Üç kitaplık bir seride yazarın zekasını aynı incelikle sergilemeyi başarması halinde kendisini ayakta alkışlayacağıma eminim. (Çi'ye bugün başlayacağım için ileriye dönük bir beklenti dile getirdim.)Hayatımda bir ktiabıma kıyarak ilk defa satırların altını kurşun kalemle çizme isteğimi gemleyemedim. Çünkü o denli düşündürücü, can alıcı tespit ve iddia vardı ki bir kenara not etmeyle başa çıkamayacağımı romanın daha ilk bölümünden anladım.Romanın içeriğine değinmem gerekli biliyorum ama yazarın birikimini, dünya görüşünü, kaleminin ustalığını aynı seçkinlik ve başarıda yansıtamayacağım kaygısıyla ne karakterlerinden ne de olaylardan bahsetmeye cesaret edemiyorum.Altını sadece kendim için çizdiğim bölümler dışında paylaşmak istediğim o kadar çok satır, paragraf var ki sık sık karşınıza Fi'den alıntılarla çıkarak bu değerlendirmemde ne demek istediğimi ancak böyle anlatabileceğim gibi hissediyorum.Sadece romanın bir bölümünde geçen bir gösteriden bahsetmezsem zaten romanın bende yarattığı etkiyi yeterince dile getirememişlik duygum iyice tavan yapacak. Konservatuar öğrencilerinin yıl sonu için hazırladıkları gösterinin anlatımının olduğu bölüm...Bir hayal bu denli nasıl canlı tasvir edilebilir bilmiyorum. Gözlerimi kapatmaya ihtiyaç duymadım orada o gösteriyi izleyenler arasında olmak için. Su gibi akan, akarken içmeye doyamayacağınız, doyamadıkça bitmesinden çekineceğiniz bir roman bence.Okudukça yaşama şeklinizi, ilişkilerinizin derinliğini, zamanı kullanış tarzınızı...kısaca var olma lütfunuzu değerlendirme biçiminizi sık sık sorgulayacağınız bir roman. Yazarın iddia ettiği gibi cesaretiniz varsa okuyun!
ilk önce şunu söylemeliyim ki çok hızlı bitti. Çöp bir kitap mıydı hayır ama çok büyük şeyler içeren bir kitap da değildi. Okunmalı mı kısmı değişebilir bu kitaptan bir şeyler alabilecek kişiler vardır mutlaka ama ben biraz boş buldum. Kitabın karakterleri çok yapaydı, herkes birbirine ders veriyordu konuşurken. Ayrıca spoiler olmaz umarım ama Özge karakterini çok gereksiz buldum, yani gerçekten onun kısımları ne alakaydı?
Fi, bir butunun parcalari arasinda, uyum acisindan en yetkin boyutlari verdigi dusunulen geometrik ve sayisal bir oran: 1, 618..... diye gidiyor. Yani goze guzel gelen orantiyi temsil ediyor. Tipki bir balerinin mukemmeligi gibi, onun dansindaki, hareketlerindeki muthis uyum, mukemmel oran gibi.
Fi, Ci ve Pi cok populer su sira...merak ettim, ve Fi yi 5 gunde bitirdim, tam 598 sayfa ! Bas kahramanlardan biri bir balerin!...Kitapda degisik karakterler birbirleri ile ic ice gecmis....Ve hepsi kendi potansiyelini kesfetme pesinde, ama gercekten catlama ve yeniden olusma cesaretini gosterebilmis olanlar cok az...Iste burada her bir tohumun (karakterin) catlama mucadelesi muthis anlatilmis..
Azra Kohen i hic tanimiyordum, inanilmaz bir kalem ve hayalgucu var. Simdi Ci ve Pi yi okuyacagim, ama once araya bir kitap koydum, ilerde once onu paylasacagim burada. Bu arada, su alt baslik ne hos degil mi:
"Bu hikayenin sadece inanilmaz taraflari gercektir" !!!!
Sürükleyici bir kitap; fakat bizi derinden sarsacağını iddia etmesine rağmen bende yeni ufuklar açamamıştır. İçindeki toplum, mutluluk, hırs ile ilgili geçen aslında farkındalık adına yazılmış şeyler aslında hepimizin bildiği fakat hepimizde yazma yetisi olmadığı için belki bu şekilde değil ama farklı kelimelerle anlatabildiğimiz türden aforizmalar.
Bu kitabı okumadan önce de eminim herkes zamanın birinde burada geçen konularla ilgili kendini sorgulamıştır. Fakat günlük sıkıntılara fazlasıyla daldıysanız, artık hayatı akış haline bıraktıysanız ve tam da bu süreçte okuduysanız bu kitabı ilham verici hale gelebilir.
Herşeye sahip olanlarla hiçbir şeye sahip olmayanların dünyası burası. Ve aslında ne tuhaftır ki hiçbirşeye sahip olmayanlar, herşeye sahip olmayı hakederken herşeye sahip olanlar, ellerindeki hiçbirşeyi haketmiyor. Zaten haketmediklerini alma konusundaki cüretleri ve herşeye sahip olmayanların hakettikleri konusindaki bu acınası vazgeçişleri onları sahip kılıyor. Sevmek yetmiyor anlaşılan. İyi ve hatta dünyanın en iyi insanı olmak da. Biraz güç, tüm iyi hasletleri yerle yeksan ediveriyor. İyilikle gücün bir arada bulunmadığını ise herkes biliyor. Kitap, hem sistemi karakterleri aracılığıyla kusursuz bir şekilde resmederken zıt karakterle de yerden yere vurabilmeyi başarıyor.
Gercek bir okur olan @banu_kryl : ''Bir kitabın ve bir karakterin başarısı okuyanın içindeki duyguları ortaya çıkarabilirliği ile öçülür bana göre'' demisti. Gün içerisinde ne yaşıyorsak, hangi duyguya kapılıyorsak illaki bu kalın kitabın bir sayfasında rastlıyoruz ona. Kitap seni duygudan duyguya salıncak gibi sallarken adında olduğu gibi diliyle, üslubuyla, kurgusuyla size Fi'yi yaşatıyor.
Günümüzün sığ diliyle bu kadar etkileyici bir roman yazabilmesinin yanında bence yazarın en büyük başarısı, tek bir ana karaktere bile can verebilmek ve hatasız bir kurgu oturtmak yeterince zorken, 7 ana karaktere can verebilmesi ve her birine giydirdigi birbirinden uç noktalarda zıt kişiliklere rağmen hayatların kesişmelerini ustaca kurgulayabilmesi. İşte bu takdiri gercekten hakediyor.
Açıkçası başlangıçta popüler etkisi nedeniyle önyargılı başladım ama okudukça kişisel gelişim ağırlıklı felsefi var oluşu sorgulamalara kapı açan akıcın dilde yazılmış bir metin gördüm tek eleştirim bana kalırsa cinselliği bu kadar gözümüze sokmadan alt metinde geçebilirsiniz fakat bu şekilde de ana karakterlerden Can Manay'ı belki gereğince yansıtabilir miydi ruhsal yapısı açısından bilemiyorum ama günlük yaşamın akışı içinde ara ara sorgulamalara iten aklınızı köşesinde olan sorgulamalar bence hayat vermiş asıl kitaba, ben tavsiye ederim.
Çok şükür sonunda bitirebildim kitabı. Kitap gerçektende çok sürükleyici başlamıştı, ki kitabı okuma listesinde en üst sıraya almamda okuduğum bir kaç sayfanın beni içine alması ve devam etme isteğimden kaynaklıydı. Fakat gel görki çok rahatsız olduğum karakterler bazı salak tavırlar vardı. Kitabın boşuna bu detaylarla uzatıldığını düşünüyorum. Arada elbette güzel cümlelwr ve farkındalık yaratan kısımlar vardı fakat %70 i çıkarılırsa bu kısım kalır geriye. O dans gösterisinin aşırı detaylandırılmasından tutun, kızın kendisini seven her haline kaylanan Deniz'i bırakıp tamamen salakça kendini can a teslim etmesine kadar olan her kısımda duru dan da can manaydan da nefret ettim. Seriye devam edeceğim ama Deniz'e çok üzüldüğüm için ileri bir tarihe erteledim. Okumazsanız birşey kaybetmezsiniz.
Kitaba bu aralar hafif kitap okumaya ihtiyacım olduğundan ve serinin de popüler olmasına güvenerek beni yormayacağını düşündüğüm için başladım. Malesef yanıldım! :) İçsel sorgulamalarla başbaşa bırakıyor yazar. İlk bölümlerde bu sorgulama daha yoğun bir şekilde hissediliyor. Sık sık kitabı bırakıp kendinizi sorgularken bulabilirsiniz:)
Kitapta aslında birçok konu var ama "farkındalık" ve "deneyim" konuları diğerlerine göre daha baskın. Fazla karakterler olan kitapları okurken zorlandığım halde Fi'nin yerli roman olmasının avantajıyla zorluk çekmedim.
Fi'nin farklı bir tarzı var. Bu da sonuçları önceden söyleyerek olayları daha da merak ettiriyor yazar. Başlarda hoşlanmasamda ilerledikçe sevdim. :)
Kitapta hoşlanmadığım iki özellik var. Cinsellik ve insanlara "Tanrı" özelliklerinin yakıştırılması rahatsız ediciydi. Ama kitaba bütün olarak bakarsak beğendim.
İncelememe Can Manay karakterinden nefret ettiğimi söyleyerek bitirmek istiyorum okurken sinirlerimi oldukça bozdu. :)
Sadece kitabın içerisindeki cinselliğe takılırsanız hiçbir şey anlamayacağınız bir kitap. Diğer yönlerden baktığınızda tam bir hayat dersi vermekte. İnsanların iç dünyası, arzular, bakış açısı, yaşam felsefesi ve psikolojik sorunlar.. Kitapta çok şey de bulabilirsiniz hiçbir şey de bakış açınıza bağlı. Ben kitabı okuduğumda 1 hafta etkisinden kurtulamamıştım gerçekten derinden etkiledi.. İyi okumalar..
Akıcılık yönünden gayet başarılı bir yapıt lakin içerisinde geçen psikolojik çözümlemeler bazen gereksiz uzun tutulmuş üslup ve sadelik yönünden gayet basarılı bir kitap cinsel içeriklerin fazlaca ön plana çıkarıldığı da bir gerçek bazen yerinde olsa da bazen çok gereksiz olmuş ama yine de okunur yani tavsiye ederim.
Sürükleyici ve akıcı olmayan, olayın daha çok cinsel obje ve öğelerle kurgulandığı vasat bir roman olmuş bence. Nasıl bu kadar popüler olabiliyor doğrusu anlamış değilim.
Fi maalesef benim için hayalkırıklığı oldu ;ilk 250-300 sayfası harika devam ediyordu ama sonlara doğru kurgu resmen bi adamın bi kadına sahip olmak için yaptığı şeyleri okumaya dönüştü.Maalesef herkesin ayılıp bayıldığı,din olsa müridlerinden olurum dediği bu kitap benim için şişirilmiş bir kitaptan başka bir şey değildi.Çİ'ye yeni başladım,ve çıkınca Pİ'iyi de okuyacağım çünkü Can Manay'ın geçmişini ve en çok sevdiğim karakter olan bilge'nin hayatında neler olacağına dair meraklarım var.Çi'yi okumayı heyecanla bekliyorum, daha özenli ve daha dolu dolu olacağını umarak.
Fi, editörü olan, basımevi olan, pazarlama çalışmaları yapılan bir roman.
Böyle bir romanda bu kadar fazla yazım hatası ve dil hatası yapılmış olması, Türkçe'nin romandaki karakterilerin konuşma dilinin de ötesine geçen biçimde hatalı kullanımı okurken beni rahatsız etti.
Hak etmek kelimesi bir kere "hakketmek" olarak yazılsa buna gözden kaçan bir hata diyebilirim ama tüm yazımları bu şekilde olunca özensiz demek durumunda kalıyorum.
Beklediğim kadar iyi bir kitap değildi. İnsanların iç dünyalarına daha fazla değineceklerini düşünmüştüm. Ama Deniz haricindeki karakterlerde bu olmadı..Yıllarını psikolojiye vermiş bir adamın sadece bir an gördüğü kişiye olan takıntılı aşkı çok gerçekçi gelmedi.. yan karakterler çok daha başarılıydı ama.. tüm karakterler nerede nasıl birleşecekler diye merak uyandırdı,sıkılmadan okudum ama tatmin olabildiğim bir şey yoktu.