üniversitenin ilk yılında türkçe dersinde hocamız okutmuştu harika bir eserrrrrrrrrrrrr
çölün ortasında yaşayan insanlar və onların həyatlarının bu qədər aydın və dolğun təsviri..eyni zamanda insanlarların taleləriylə bütünləşən əfsanələr də insanı düşünməyə vadar edir.həmçinin Stalinin hakimiyyəti dövrünün acımasızlıqları, insan həyatlarına bu dərəcə təsiri, günahsız insanın ölümü..yazıçı bütün bunları çox uğurla qələmə almışdır.
Mankurt efsanesi , Abutalip'in hayatı ve ailesi insanı derinden etkiliyor.Ayrıca kitabı bir de Bilim-Kurgu türüne sokacak olaylar yok değil.
Çok çarpıcı bir dili olduğu söylenemez ama çok çarpıcı bir ikilemi konu aldığı söylenebilir.
Üniversite yıllarımda okumuştum.Kitap gerçekten kendini okutturuyor.Kitabın bazı bölümlerinde geçen uzaylı olayına hala anlam veremedim.Ancak "mankurt" sözcüğü hala kulaklarımda bu kitap sayesinde çınlıuyor...Aytmatov büyük bir değerdi...
Bir ölümün ardından geçmişe dönük sorgulama, kültürlerinden yozlaştırılan insanlar...
Yıllar önce okuyup çok etkilendiğim bir kitaptı. İnsanı pek çok şey hakkında düşünmeye sevk ediyor. Varoluşumuzu, sevgimizi, aşkımızı ve en önemlisi içimizdeki iyiyle kötüyü göstererek anlatan mükemmel bir yapıt.
Uyarı; Okumak sabır gerektiyor
Zaman zaman sıksa da değişik olayları içinde barındıran hoş bir kitap
Bir bozkırın ortasında yaşadım okuduğum süre boyunca. Ne kadar derinlikli bir anlatım.
bolca tasvir kullanılan ve insanın yüreğine dokunan duygusal bir kitap. roman olduğu halde içine efsaneler ve farklı hikayeler de var. etkileyici ve herkesin okuması gereken bir kitap bence:)
gün uzar yüzyıl olur çeviriside makbul çok ince bir teknikle yazılmış sosyal mesaj olaylar arasındaki organik bağ uzay, tilki, yedigey, abutalip, doğan bakışlı müfettiş içiçe bir sürü hikaye özde ise metruk bir yalnızlık yılgınlık gerçek bir bozkır bilgesi
Cengiz Aytmatov....bu kalemi seviyorum.ilk sayfalardan çekiyor kendisine. Kesinlıkle okunmalı.
Bir grup demir yolu çalışanının yaşamlarından bir kesit anlatılmış. Zor şartlarda var olma savaşı veren kişilerin kaygıları, sevinçleri, acılarının yanında Orta Asya' nın bu bölümlerinde destanlaşan, efsaneleşen olaylara da yer verilerek o kütürler hakkında da bizleri aydınlatmaktan geri kalmamış bir hikaye.
Betimlemeler o kadar güçlü ki kendinizi orada görüyor hikayenin geçtiği coğrafyayı görüyor insanları tanıyor gibi oluyorsunuz.
Hikaye güzel anlatım daha güzel. Bir romandan daha ne beklenebilir ki.
İlginç; uzaylılar ve dünyalılar :D farklı bir kitap geçmiş hakkında gerçekten olup olmadığını bilmediğim olaylar
Aytmatov'un üslubu beni etkiledi. Beyaz gemiden sonra ikinci okuduğum eseri. Beyaz gemiyi daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. Ama her ikisini de heyecanla ve merakla okudum. Hiç bir bakımdan benzemese de nedendir bilmem okurken bana "yüzyıllık yalnızlık" ı çağrıştırdı. Hemen hemen aynı hacim de iki kitap biri o sayfalara bir asırı sığdırmış, biri sadece bir günü... Birisi göklere çıkarılmış nobel ile taçlandırılmış birisi pek duyulmamış. İkisinden hangisi diye sorulsa kesinlikle gün olur asra bedel derim...
Roman sonunda bitti. Hiç umduğum gibi değildi. O kadar çok övülmüştü ki gerçekten iyi bir şey bekliyordum. Uzay istasyonunun, Ormangöğsü'nün konuyla adam akıllı alakası yoktu... Asıl konu kitabın yarısında başlıyordu, bazı şeyler çok fazla tekrar edilmişti ve konudan konuya çok hızlı bir geçiş vardı. Bunların yanı sıra kitap sürükleyici de değildi. Zaman kaybı olarak görüyorum...
Bazen sürükleyici,merak uyandırıcı,şaşırtıcı..Bazen de çok sıkıcı.İlk kez Cengiz Aytmatov'un bir kitabını okudum. Başka bir kitabını okurmuyum?
İlk kez Cengiz Aytmatov okudum. Kurgusu falan güzel. Tasvirler ve kendini tekrar eden bölümler var o yüzden zaman zaman sıktı. Okunabilir bilir bir kitap.. mankurt kısımlarında etkilendim ve üzüldüm..
insan acılarla mı var olur yoksa acılar mı insanı var eder yüreğnize dokunmadan okunmayacak bir kitap
Hiç abartmıyorum okuduğum en güzel romanlardan biri.
412 sayfalık uzun bir maceraya hazırsanız kesinlikle tavsiye ederim. Anlatımı sürükleyici ve kişiler o kadar gerçekçi ki onlarla üzülüp sevinebiliyorsun.
Oldukça etkileyici bir anlatı. Cengiz Aytmatov'dan okuduğum, keşke daha önceden okumuş olsaydım dediğim bir kitap. Daha ilk sayfalardan karakterler oturuyor. Okumaya yeni başlamış birinin "İlk başları sıkıcıydı ama.." şeklinde bir cümle kuracağını sanmıyorum. O kadar samimi gelen bir anlatım var ki olaylara bağlı olarak yer yer çok zoruma giden, üzen, kızdıran ya da keyif veren yerler oldu. Ayrıca anlatım da oldukça güçlü, olaylar gözümün önünde oluyor da ben o an görünmez bir şekilde kenarda onları izliyordum gibi hissettim çok sefer. Bozkır insanı, Kazak halkı hakkında hoş bilgiler mevcut içerisinde.
http://sourmenia.blogspot.com/2012/04/bir-omur-muhasebesi-gun-olur-asra-bedel.html
burada
Çok sıkıldım. Başka biri yazmış olsa yarıda bırakırdım. Aytmatov'a saygımdan bıraktım bıraktım yine devam ettim. Tam 97 gün sürdü. Ama yine de kötü diyemiyorum. Anlatılan hikayeleri içinizde yaşıyorsunuz ve çok acıklı. 250-300 sayfa olsa mükemmel bir kitap olabilirdi.
Malesef çok sıkıcı buldum. Kendimi hazır hissettiğimde geri dönüp bir daha okumaya çalışmak istiyorum bu güzel eseri.
Yarım bıraktığım nadir kitaplardan biri. Bir yerden sonra tıkandı benim için kitap. Uzun tasvirleri severim ama koca kitapta sadece bir gün anlatılması da bana uymadı ne diyeyim :)