Bayıldım müthiş bir kitap müthiş bir seri. Bu seriyi okumadan önce Susan Mallery'yi okumayı pek de sevmezdim...Fakat bu Titan kız kardeşleri ile yazara bayıldım...Yazarın kurgusu kaleminin gücü bambaşka... Lone Star Sisters serisinin 3. kitabı idi. Kız kardeşlerden üçüncü ve en haşarı olan İzzy'nin hikayesi idi.
Çok daha duygusallık ve acı vardı bu sefer. Özellikle erkek kahramanın ikilemde kalmasını İzzy'yi hayata döndürme çabalarına bayıldım.Onu tekrar eski mücadeleci kişiliğine döndürmeye çalışırken bazen tam bir pislik gibi davranmasına çok kızdım..Ama yaşadığı acıları okuduğumda da içim acıdı durumuna.Onun arkadaşı,dostu hatta kardeşi olarak gördüğü biri vardı... Garth Duncan ..Titan kızlarının üvey ağabeyleri. Bu olayların baş kahramanı..,
Çok güzel bir konusu olan duygusal düşündürücü bir romandı. yardıma ihtiyacı olan insanların ruh halini yazar çok çok iyi işlemişti.Çok etkilendim.
Serinin Dördüncü kitabında Garth'ın hikayesini okuyacağız. Deyim yerinde ise iple o kitabı bekliyorum.Çünkü Garth bu hikayede Titan kızlarının arkadaşı,dostu,koruyucu meleği Dana Birch..Bu ikilinin macerası oldukça ilginç olacak..
Bu seriyi özellikle tavsiye ediyorum.Polisiye, Macera,Aşk,Aile,Dram temalarını seviyorsanız sakın kaçırmayın....
http://hulyami.blogspot.com.tr/2014/01/huznun-golgesinde-ask-susan-mallery.html
Serinin en güzel kitabı!
İkinci kitabın uğrattığı hayal kırıklığından sonra ilaç gibi geldi. Izzy'nin hazırcevaplılığı ve nick'in karizması süperdi. Aaron, rita, norma hepsi çok başarılıydı. Esprili, eğlenceli, romantik ve duygusal bir kitaptı.
Genel konuya bakarsak sonunda garth'ın derdinin ne olduğunu ve annesinin başına gelenleri öğreniyoruz. Tabi her şey bu değil jed git gide daha berbat bir karaktere dönüşüyor. Hala jed ve garth savaşının sonuçlanmaması, garth'ın iyi yönlerininin de olduğunu vurgulanmaya başlamasından ve dana-garth sahseninden anladığım kadarıyla bir garth ve dana kitabı olacak ve sonuçları olayların sonunu orada öğrenecez.
Hala petrol kuyusunu kimin havaya uçurduğu belli değil ama garth'ın üstüne atmak için olayı jed'in tezgahladığı ortaya çıkarsa şaşmıcam. Adam kendini kurtarmak için kızlarını gözü kapalı feda edebilir. O derece bencil ve son iki kitaptır beni uyuz ediyor. Bütün kardeşlerin birleşip mezarının üstünde dans etmesini istiyorum:)
Sonuç olarak başta söylediğim gibi benim için serinin en iyisi oldu. Çeviri başarılı, dil çok akıcı nasıl bittiğini anlamadım bile. Umarım - olup olmadığını bilmiyorum ama...- en heyecanlı olacağını düşündüğüm bir sonra ki kitapta aynı başarıyı gösterir. Merakla beklemekteyim...
Evet, geldik izzy, benim için nam-ı diğer Kaltak'ın kitabına. Son kitapta bu kaltak çalıştığı yerdeki patlamaya maruz kalmıştı. Doktoru, görüşünün %30 civarı olduğunu, ameliyat olmazsa körlüğünün kalıcı olabileceğini söylemişti. Tabi Kaltak ne yaptı, ameliyatı reddetti ve olaydan sonraki 1 ay boyunca odasından dışarı çıkmadı, kardeşleriyle 1 kelime etmedi. Sanmayın kendisi bunalımda, tam tersi keyfi gayet yerinde hanımefendinin. Bunun şımarıklığından sıkılan kardeşleri onu eğitim kampına gönderirler. Eğitim kampının sahibi olan Nick, elinden geldiğince Kaltak'a yardımcı olmaya çalışacaktır. Gelin görün ki kendisi de kaltak kadar sorunlu. Nick yani Umursamaz, sadece insanları kampına getiriyor ama onlara herhangi bir yardımda bulunmuyor, işi diğer çalışanlarına bırakıyor.
Bu iki sorunluya rağmen kitaptan baya zevk aldım. Susan klişesinden uzak sayılabilecek bir kitaptı. İlk 2 kitapta daha çok kardeşlerin arasındaki ilişkiye tanık olurken, bu kitapta Kaltak ve Umursamazın iç çatışmalarına, aralarındaki ilişkiye -ki ilişki denirse buna- tanık oluyoruz. Kitapta yine çocuk sevgisi vardı ama diğer kitaplarına göre daha geri plandaydı. Ayrıca Kaltak hamile kalmadı ve bu beni şok etti. Malum yazar kadın kahramanlarını hamile bırakmaya bayılıyor.
Kitapta patlamayı kimin planladığını öğrenemiyoruz ama bir fikrim var benim ama Garth'ın amacını biraz daha öğrenmiş oluyoruz. Ama bunu öğrenmek istediğimi hiç sanmıyorum. Çünkü bu seri benim için bitti. Açıkçası Dana-Garth çifti zerre umurumda değil. Sebep Garth değil, Dana. Beni ilk kitapta baya sinir etmişti. Sonralarda sinir etmemesinin nedeni fazla öne çıkmamasıydı sanırım.
http://belleninkutuphanesi.blogspot.com.tr/2016/02/huznun-golgesinde-ask-yorum.html
Titan Kızları'nın 3. kitabı keyifle bitti. 3 kız kardeşin hikayesi içinde en keyiflisi ve bence anlamlısı bu kitaptı. İzzy petrol kuyusunda gerçekleşen bir patlamadan dolayı görme yetisinin %70'ini kaybetmiş durumda ve delidolu kız iken şimdi odaya kapanmış durumdadır. Olaydan bir ay sonra ablalarının girişimleriyle özel bir rehabilitasyon çiftliği olan Nick gelir İzzy'i omzuna atar ve çiftliğine götürür. Olaylar böyle başlıyor.. İzzy'nin mücadelesi ve Nick'in onun için çabalaması gerçekçiydi. Nick'i görmeden sevmesi İzzy'nin başına gelebilecek en güzel şey bence. Yoksa değerini anlamayabilirdi, malum kızımız biraz hızlı yaşamayı seven tiplerden.. Kötü baba Jed Titan yine iş başında ve kendiyle ilgili ciddi sorunları var. Nasıl bir psikopat halen çözebilmiş değilim. Herşeyi yaparak Titan'ları mahvetmeye çalışan Garth'ın petrol kuyusunu patlatan kişi olmadığını öğrenmek son kitabı okumak için daha heyecan yapmama sebep oldu. Titan kızlarının yakın arkadaşı Dana'nın hikayesi var sırada.. Son kitabıda okuyup güzel bir seriyi tamamlamış olacağım..
"'-Seni seviyorum.'
'- Bunu söyleyip duruyorsun ama birbirlerini seven insanlar öpüşmez mi? Ya da gelecek için plan yapmaz mı? Lafla peynir gemisi yürümez. Sana söylemeliyim ki bu çok sıkıcı."
-------
"Izzy bekledi.
-Hepsi bu mu? 'Sana söylemiştim' veya 'Bunu haftalar önce yapmalıydın' filan demeyecek misin?
-Hayır.
-İyileşme sürecinde burada kalabilir miyim?
Nick onu öptü. Dudakları ılık ve baştan çıkarıcıydı.
-Gitmeye kalkarsan, seni geri getiririm.
-Söz mü?
-Söz."
Izzy Titan'ın kendisini hiç görmeyen bir annesi ve kızlarını sadece kullanılacak araç olarak gören bir babası olmuştur. Hayatının büyük bir bölümünü babasının hiç sahip olmadığı oğlu olmaya çalışarak geçirmiştir. İşe yaramayınca ölüme meydan okuması gereken sporlar yapmıştır. Dağlara tırmanan, uçaklardan atlayan, köpek balıklarıyla yüzen cesur biri olmuştur. Hayatını tehlikeye atarken ebeveynlerinin kendisini hiç umursamadığı gerçeğini düşünmek zorunda kalmamıştır. Petrol kuyusunda su altı kaynakçısıdır. Önceki kitapta petrol kuyusundaki patlamada kalmış ciddi şekilde yaralanmış yüzde otuz görme yetisi kalmıştı. Bir aydır odasından çıkmayıp ablaları ile konuşmadığı için ablaları Izzy'i kaçırması için Nick'i ayarlar.
Nick Hollister dört yaşındayken evlatlık verilmiştir. Koruyucu ailelerde dolaşmış erken yaşta burslu olarak üniversiteye gitmiştir. Üniversiteden sonra bir petrol şirketinde çalışmıştır. Petrol kaynakları bulmak için yaptığı kazılar insanların ölümüne neden olmuştur. Bu yüzden Güney Amerika'da arkadaşı Garth ile yakalanıp esir düşmüş işkenceye uğramışlardır. Daha sonra arkadaşını ve kendisini kurtarmış ama ruhsal olarak iyileşememiştir. Kurumsal olarak hayatta kalma eğitimi veren bir okul işletir. Travmatik bir kayıp yaşayan, şiddete maruz kalmış çocuklara nasıl hayatta kalacaklarını öğretir. Ablaları Izzy'nin körlüğe alışmasına yardım etmesi için birkaç haftalığına kabul etmesini istemiştir. Ameliyata girmeyecekse elindekiyle hayatta kalmayı öğrenmesi gerekiyordur. Kendi başına hareket edebilir hale gelene kadar kalacaktır. Çok güvendiği, işkenceden kurtuldukları arkadaşı Garth'da özellikle isteyince Izzy'i çiftliğine getirir. Onu iyileştirmek, ameliyata ikna edebilmek için elinden geleni yapmaya kararlıdır. Yeterince insanı düzeltirse, yeterince iyilik yaparsa belki sonunda geçmişinden de kurtulabilirdi.
Izzy önce ablalarına sinirlenip, Nick'den nefret edip gitmek istese de kalmaya karar verir. İyileşmek istiyordur ve bir şeyi istemeyeli uzun zaman olmuştur. Artık bir hedefi olduğundan orada çalışmaya, işleri kendi başına yapıp ilerlemeye başlar.
Nick'in istediği son şey başka birinin duygularından sorumlu olmaktır. Kimseyle olmak istemez ama Izzy Nick'i elde etmeye kararlıdır.
Daha önce kimseye aşık olmamış, asla duygusal bağ kurmayan, mutlu olmak, birine bağlanmak için kendisine asla izin vermeyeceğine yemin eden Izzy aşık olur. Yalnızlığı seven Nick ise değişir. Hayattan zevk almayarak geçmişini düzeltebileceğini sanmış, birine bağlanmazsa kimsenin incinmeyeceğini düşünmüştür yanıldığını anlar. Daha önce hiç ailesi olmamışken Titan kadınları sayesinde olur.
En az sevdiğim kardeşken en beğendiğim kitap oldu.