FM Arsal'ın bütün romanları için en genel değerlendirmem; harika çıkış noktaları yakalamasıdır. İki renk aşk da böyle bir romandı. Bu romanda diğer romanlarında görüp de dikkat kesildiğim bir noksanlığın yer almaması ayrı bir sevinç oldu. İki olmaz denen kişinin birlikteliğine uzanan süreçteki zorlamalar, tekrarlar ya da mantıksızlıklar bu romanda yoktu ve süreç çok akılcı bir şekilde işlenmişti. Hoşuma gitti. Kahramanlarımız Aysun ve Vural. Tesadüf eseri karşılaşıp tesadüf eseri yollarının kesiştiği iki insan. Vural geçmişinde yaşadığı bir kaza nedeni ile yüzünde ve vücudunda yanık izleri taşıyan, ayağı aksayan ama hayat ve kendisi ile barışık, pozitif bir erkek. Aysun ise variyetli bir ailenin yurt dışında eğitimini tamamlayarak evine dönen biraz bildiğini okuyan kızı.Bu iki insan Aysun'un babasının Vural ile şirket birleşmesi görüşmeleri nedeni ile bir araya geliyor ve olaylar da başlıyor. FM Arsal'ın oturmuş bir stili olduğunu tüm okurlarının kabul edeceğine eminim. Hemen hemen her romanında yakalayacağınız tat birbirine yakındır ve garantilidir. Ayrıntıcıdır. Mekan, olay, akış konusunda aklınızda asla soru işareti bırakmaz, en ince noktasına kadar anlatır. Olabildiğince Türk yapısını yansıtan bir yazım stili olsa da sıra ilişkilerin gidişatına gelince marjinallikten asla kaçınmaz. Ayrıca takıntıları da vardır: radyoda Türkçe müzik, alkol almayan erkek karakter, tek şekerli çay, ölçülü baş örtüsü örten aile büyüğü bayanlar... Bu romanında açıkçası biraz daha devrin nabzını tutmaya çalışma kaygısı hissettiren tasvirlere de denk gelmiş olmak beni üzmedi dersem yalan olur. Neyse... Sonuç olarak ben bir romanı dışında tüm yayınlanan romanlarını okudum. Ve bana göre "yalnız gözlerin için" den sonra en güzel romanı "iki renk aşk" olmuş. Karar tabi ki yine de size kalmış.
FMARSAL'ın en güzel romanlarından biiriydi bence. ( Yalnız Gözlerin İçin'den sonra). Son satırlarını boğazımda kocaman bir yumruyla okudum. Diğer kitaplarına göre daha çok hüzünlüydü kitap. Öyle etkilendim ki Vural ve yanık izleri onların nasıl olduğu gerçekten beni çok üzdü. Ama Vural davranışlarıyla beni benden aldı! Aşık olduuuum :):)
Zaten adamın yazdığı her kitapta, neredeyse hepsinde şu kadın karakterlere acayiiiip sinir olmuştum bu geleneğimi bu kitapta da devam ettirmiş bulunmaktayım! Aysun'a gerçekten çok sinir oldum. Davranışları küçük şımarık kız halleri başımı ağrıttı..! Ama belli bir yerden sonra güçlü kadınmış dedim. Keşke kitap bitmeseydi. Hala o moddayım. Bir 600 sayfa daha okuyabilirim sıkılmadan. Tek dert yandığım nokta Aysun keşke daha önce sevdiğini anlasaydı da aralarındaki o mesafeyi fazla hissetmeseydim. Yani her ne kadar evlenseler de mutlu oldukları an hemen aklıma hadi artık şu seni seviyorum çıksın ağzınızdan dedim. :) Uzun lafın kısası sevgili yazarcım diğer kitaplarını dört gözle bekliyoruum :)