Genç kız için aşk tek renkti! Kırmızıydı...
Ve çok yakışıklı, uzun bir adama âşıktı...
Bir başka erkeğe karşı kalbi çoktan kapanmıştı.
En azından öyle sanıyordu...
Ama karşısına böyle bir adamın çıkacağını bilemezdi!
Hayatın sürprizlerini üzerinde barındırır gibiydi.
Yanan düşlere, gri saçlara, tehlikeli gülüşlere sahipti.
Mıknatısla çekilir gibi kaderi ona koşuyordu.
Keşke onu yanlışlıkla öpmeseydi...
Keşke onu itici bulduğunu belli etmeseydi...
Keşke birlikte zaman geçirmekten kaçınabilseydi...
Ve keşke... tehlikeli olduğunu hissedebilseydi!
Geç kalmıştı!
Gerçek aşkı, gerçek tutkuyu,
hiç tanımadığı farklı bir adamın güçlü kollarında buldu.
Bu iki renkli adam onun kaçamayacağı kaderiydi!
*****
Ön yargılarla başlanan aşk yolculuğunda, yolunu kaybetmiş bir genç kızın
aşka sürüklenişini destekleyeceğiniz bir FMArsal romanı daha!
Genç kız için aşk tek renkti! Kırmızıydı...
Ve çok yakışıklı, uzun bir adama âşıktı...
Bir başka erkeğe karşı kalbi çoktan kapanmıştı.
En azından öyle sanıyordu...
Ama karşısına böyle bir adamın çıkacağını bilemezdi!
Hayatın sürprizlerini üzerinde barındırır gibiydi.
Yanan düşlere, gri saçlara, tehlikeli gülüşlere sahipti.
Mıknatısla çekilir gibi kaderi ona koşuyordu.
Keşke onu yanlışlıkla öpmeseydi...
Keşke onu itici bulduğunu belli etmeseydi...
Keşke birlikte zaman geçirmekten kaçınabilseydi...
Ve keşke... tehlikeli olduğunu hissedebilseydi!
Geç kalmıştı!
Gerçek aşkı, gerçek tutkuyu,
hiç tanımadığı farklı bir adamın güçlü kollarında buldu.
Bu iki renkli adam onun kaçamayacağı kaderiydi!
*****
Ön yargılarla başlanan aşk yolculuğunda, yolunu kaybetmiş bir genç kızın
aşka sürüklenişini destekleyeceğiniz bir FMArsal romanı daha!
FM Arsal'ın bütün romanları için en genel değerlendirmem; harika çıkış noktaları yakalamasıdır. İki renk aşk da böyle bir romandı. Bu romanda diğer romanlarında görüp de dikkat kesildiğim bir noksanlığın yer almaması ayrı bir sevinç oldu. İki olmaz denen kişinin birlikteliğine uzanan süreçteki zorlamalar, tekrarlar ya da mantıksızlıklar bu romanda yoktu ve süreç çok akılcı bir şekilde işlenmişti. Hoşuma gitti. Kahramanlarımız Aysun ve Vural. Tesadüf eseri karşılaşıp tesadüf eseri yollarının kesiştiği iki insan. Vural geçmişinde yaşadığı bir kaza nedeni ile yüzünde ve vücudunda yanık izleri taşıyan, ayağı aksayan ama hayat ve kendisi ile barışık, pozitif bir erkek. Aysun ise variyetli bir ailenin yurt dışında eğitimini tamamlayarak evine dönen biraz bildiğini okuyan kızı.Bu iki insan Aysun'un babasının Vural ile şirket birleşmesi görüşmeleri nedeni ile bir araya geliyor ve olaylar da başlıyor. FM Arsal'ın oturmuş bir stili olduğunu tüm okurlarının kabul edeceğine eminim. Hemen hemen her romanında yakalayacağınız tat birbirine yakındır ve garantilidir. Ayrıntıcıdır. Mekan, olay, akış konusunda aklınızda asla soru işareti bırakmaz, en ince noktasına kadar anlatır. Olabildiğince Türk yapısını yansıtan bir yazım stili olsa da sıra ilişkilerin gidişatına gelince marjinallikten asla kaçınmaz. Ayrıca takıntıları da vardır: radyoda Türkçe müzik, alkol almayan erkek karakter, tek şekerli çay, ölçülü baş örtüsü örten aile büyüğü bayanlar... Bu romanında açıkçası biraz daha devrin nabzını tutmaya çalışma kaygısı hissettiren tasvirlere de denk gelmiş olmak beni üzmedi dersem yalan olur. Neyse... Sonuç olarak ben bir romanı dışında tüm yayınlanan romanlarını okudum. Ve bana göre "yalnız gözlerin için" den sonra en güzel romanı "iki renk aşk" olmuş. Karar tabi ki yine de size kalmış.
FMARSAL'ın en güzel romanlarından biiriydi bence. ( Yalnız Gözlerin İçin'den sonra). Son satırlarını boğazımda kocaman bir yumruyla okudum. Diğer kitaplarına göre daha çok hüzünlüydü kitap. Öyle etkilendim ki Vural ve yanık izleri onların nasıl olduğu gerçekten beni çok üzdü. Ama Vural davranışlarıyla beni benden aldı! Aşık olduuuum :):)
Zaten adamın yazdığı her kitapta, neredeyse hepsinde şu kadın karakterlere acayiiiip sinir olmuştum bu geleneğimi bu kitapta da devam ettirmiş bulunmaktayım! Aysun'a gerçekten çok sinir oldum. Davranışları küçük şımarık kız halleri başımı ağrıttı..! Ama belli bir yerden sonra güçlü kadınmış dedim. Keşke kitap bitmeseydi. Hala o moddayım. Bir 600 sayfa daha okuyabilirim sıkılmadan. Tek dert yandığım nokta Aysun keşke daha önce sevdiğini anlasaydı da aralarındaki o mesafeyi fazla hissetmeseydim. Yani her ne kadar evlenseler de mutlu oldukları an hemen aklıma hadi artık şu seni seviyorum çıksın ağzınızdan dedim. :) Uzun lafın kısası sevgili yazarcım diğer kitaplarını dört gözle bekliyoruum :)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/03/fatih-murat-arsal-iki-renk-ask.html
Ve yeni bir FMArsal kitabı daha bitmiş bulunmakta. :) Özellikle üstüne basa basa diyorum ki... imzalısından hemde ;) hehe :) havamı atmadan olmazdı değil mi? :)
Fatih Mural Arsal'ın kalemine değinen bir yorum yapmayacağım, hemen hemen her kitabının yorumunun blogumda olduğu düşünülürse yazarın kitaplarını, kalemini sevdiğimi bilirsiniz dolayısıyla yazarın diline dair yorumu bu sefer es geçiyorum :)
Ohh! O kısmı atlattım şimdi yorumuma başlayabilirim :)
Kitabın kısaca konusuna değinerek yorumuma başlıyorum. Aysun, babasının çalışanlarından -en iyi çalışanlarından- biri olan Gökhan'a gönlünü kaptırmış, güzel, alımlı bir genç bayandır. Ailesinin yanına dönüp de babasının şirketinde çalışmayı planlamaktadır ama doğum gününü kutlayacağı haftasonu babasının yeni iş ortağı aynı zamanda Gökhan'ın amcası olan Vural'la tanışır. Aralarında başlarda kabul etmek istemediği bir çekim meydana gelir ve bu çekim bu ikilinin arasındaki alevi körükler!
Zaten asıl konu da o kısımdan sonra başlıyor! Kalp kırıklığı, hayal kırıklığı, isteksizce yapılan evlilik, aşka yelken açış... :))
Başka ne desem kitapla ilgili bilemiyorum... Imm… sanırım ilk defa Fatih Hocanın kitabına yorum yaparken zorlanıyorum. Normalde kendimi kaptırır döktürürüm de döktürürüm, ama bu sefer ne yazık ki öyle yapamayacağım.
Çok üzgünüm Fatih Hocam ama bu kitabınızı diğerleri gibi çok sevemedim. Neden bilmiyorum, ama bana diğerleri gibi eşsiz bir tat veremedi. Aşkı mı tam hissedemedim, yoksa karakterleri mi sevemedim de o yüzden kitaba ısınamadım bilemiyorum.
Aslında öyle bir hevesle başlamıştım ki kitabı okumaya, kuzenim okumuş anlata anlata bitirememişti kitabı. Bayılmıştı kitaba ve bana o kadar diyordu ki bir an önce oku çok seveceksin diye… ilk defa biri bana Fatih Hocanın kitabını tavsiye etti ki normalde tam tersi olur ben herkese tavsiye eder aldırırım, ama buna rağmen bu sefer çok sevemedim.
Yanlış anlaşılmasın! Kitap çok güzeldi, kesinlikle 3,5 puan vereceğim bir kitaptı ama dediğim gibi ısınıp, kendimi kaptıramadım nedense… olmadı ya…
Halbuki okurken Vural’ın tavırları oldukça hoşuma gitmişti, Gökhan’a son sayfalarda baya kızmıştım, ettiğini buldu demiştim… Aysun’a bir kere de itiraf et hislerini son ana kadar bekleme demiştim hep… ama kitabı bitirdiğimde diğer kitaplardaki gibi aklımda hep Vural ve Aysun yoktu.
Normalde ben bir FMArsal kitabı bitirdiğimde, Fatih Hocanın yazdığı mutlu son bana yetmez, ben kendimce o mutlu sonu ilerletirim… Kendimce kurgular yapar o karakterleri o kurguların içerisine sokarım ama bunda onu yapamadım. Olmadı… olamadı!
Ama… ne derler yiğidi öldür hakkını yeme… kapak tasarımı çok güzeldi, normalde yüz görünen kapakları pek sevmem ama bu tür kapaklar artık Fatih Hocanın kitaplarıyla bütünleşti :) Kitabın kapağındaki o kabartma dokusu çok hoş bir detay olmuştu, isim tam kitabın ismiydi hele ki Vural ve Aysun’un bir resmin önünde onu tanımlarken kullandıkları kelimeler düşünülürse süperdi! :)
Yorumum bu kadar, kusura bakmayın Fatih Hocam, ilk defa bir kitabınıza 3,5 gibi bir puan vereceğim :/
Ama söz sıradaki kitabınız yanılmıyorsam - en azından ben öyle olmasını umut ediyorum - Selim ve Ebru olacak ona bol yıldızlısından 5 vereceğim :)
İlk kez bir FMA kitabındaki kadın karakterden nefret ettim. Aysun bunu kendi elleriyle çabalaya çabalaya başardı. Hiç zorlanmadan. Vural'ın yüzü için her hissettiği tiksinme ile kendisinden nefret etmeme ön ayak oldu. Kitabı kızın kendini dünya güzeli sanıp da Vural'ın yaralarına laf etmesi yüzünden sevemedim.Ayrıca Gürkan'a da yazık oldu ya.
Bir günde 600 sayfasını okuyup gözlerimin deli gibi ağrımasına rağmen bitirmek için çırpındığım şahane bir kitaptı :)
hayatımda okuduğum en güzel romanlardan bir tanesi idi iki hatta üç ere okudum diyebilirim.
Aysun,babasının çalışanlarından Gürkan'a aşıktır. Babası şirketinde yeni bir ortak arayışına girmiştir ve bulduğu ortakta Gürkan'ın amcası Vural'dır.
Vural tüm ailenin sevgisini kazanır ama Aysun ondan hoşlanmaz.
Vural gri saçlı, baston kullanan, vücudunda da yanık izleri olan biridir. Aysun'a göre o yaşlıdır. Aysun onu itici bulurken bir yandan da çekim olur.
Aysun zaten söylenmemiş de olsa Gürkan ile ilişkisinin başlayacağına inanmaktadır. O böyle düşünürken ablası Ayça ve Gürkan iş ortamından sonra yakınlaşmıştır ve evlenmeye karar vermişlerdir. Bu durum Aysun'u üzse de ablası için sessiz kalır.
Gürkan Aysun'a yeniden yaklaşınca da Aysun Vural ile birlikte olduğunu ve evleneceklerini söyler. Böylece çifte düğün yapılır ve ikili evlenir.
Vural zaten aşıktır ama Aysun'un aşık olması, bazı durumları kabullenmesi o kadar kolay olmaz.
Vural'ın her istediğinin olmasını sevdim. Aysun sevemedim onu. Vural'a karşı başta ki tutumları, düşünceleri sonradan değişse de ilk hallerinden dolayı sevemedim bir türlü. Yazarın diğer karakterlerinden farklı bir erkek karakter ama hepsi harika.
Yine Ankara Kitap Fuarı zamanında aldığım ve eve gider gitmez okumaya başladığım bir kitaptı İki Renk Aşk. Bu arada imzalı oluğunu söylemiş miydim 😊 Fatih Hoca ve imzada arkamda bekleyen kız o kadar meraklandırmışlardı ki beni başka şansım yoktu yani.
Haklılarmış! Fatih Hoca Facebook sayfasında ilk bölümünü yayınladığında ilgimi çekmişti zaten ama tamamını okumak başka tabi. Tempo bir an bile düşmedi tüm FMArsal kitaplarında olduğu gibi. Sonunda azıcık şok geçirmiş olabilirim evet. Vural FMArsal'ın diğer erkek karakterlerinden sadece fiziksel olarak değil kişilik olarak da farklıydı sanki. Yani diğer karakterler malum azıcık haşindi. Ama Vural hep geri planda kalmayı tercih etti. Yani Aysun ve Gürkan ikilisi için fazla emek harcadı yani. Tabi sebepleri vardı. Ah be yanık yüzlü güzel adam... Neyse o konulara çok girmiyorum.
Aysun'a ufaktan gıcık olduğum bölümler olsa da o da tatlış bir kızımızdı. Yani güzel ve iç ısıtan bir hikayeydi. Yalnız sonunda ne ağladım ha!
Kısacası FMArsal candır. Okuyun, okutun arkadaşlar
Karton Cilt, 688 sayfa
2014 tarihinde, Ephesus tarafından yayınlandı