Haruki'nin ilk kitabıydı okuduğum. Başlangıçta itiraf etmek gerekirse sıkılmıştım ama sonrasında ilginç gelmeye ve merakımı uyandırmayı başardı. Genel olarak ilginç bir kitap. Hayatta en az bir kez okunması gereken -benim açımdan ilginçliği- kitaplardan.
Okuduğum ilk Murakami kitabı. Sanırım son olmayacak. Batılı bir gözle Japon kültürüne bakmakla eleştirilse de Japon kültürünü anlama yönünde faydalı bir eser.
Büyük umutlarla aldığım ve bana hayal kırıklığı yaşatan kitap.
Neden o kadar abartmışlar anlamış değilim.
Sıkıcı ve bir o kadar da amaçsızdı.
Haruki Murukami'nin ilk okuduğum kitabıydı, çok farklı bulmuş ve sevmiştim. Diğer kitapları ile yazara olan sevgim pekişti diyebilirim.
Murakami kitaplarında geçen şarkılar,romanlarına ayrı bir hava katıyor.Yazar bu romanda da Beatles'tan ve jazz'dan bol bol yararlanmış.Mutlaka okuyun...
Isınamıyorum bir türlü Murakami'ye. Gerçi okuduğum ikinci kitabı ve kendisi de bu kitapla tanınmak istemediğini belirtmiş ama piyasadaki -çok popüler olmasa da- fazla abartılmış kitaplardan birisi.
Murakami'nin duyguları ve olayları aktarma becerisi çok iyi. Ama aktardıklarının içeriği de bir o kadar yetersiz.
etkili bir anlatımı var ancak çok karamsar bir hikaye. hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.
uzun zamandır bu kadar etkılendıgım sevdıgım,bıtmesını hıc ıstemedıgım bır kıtap olmamıstı..yaratılan her karakter oyle ınce ve guzel anlatılmıstı kı..ana karakter vatanabe bnm en sevdıım holden(gonulcelen)karakterının nerdeyse yerını alacaktı..yınede ben en cok mıdorı yı sewdım..murakamı nın karakter yaratmadı kı ustalıgı tartısılmaz..ıcınde bolca ıntıhar olsada bana yınede yasam sevıncı verdı'ımkansızın şarkısı'
Okuduğum ilk Murakami kitabı.. Şöyle ki hikaye yüzeysel ya da bizim toplumumuz için yüzeysel kalıyor. Belki onların yaşam tarzı bize öyle geliyor. Cinsellik hikayede biraz gereksiz ancak estetik anlatılmış. Bunlar benim açımdan gördüğüm olumsuzluklardı.
Ancak bir gerçek var.. Son zamanlarda okuduğum kitaplar içinde beni bu kadar hikayenin içine çeken, betimlemeleri ile ağaçların havanın kokusunu bile hissedebildiğim, bittikten sonra hakkında epeyce düşündüğüm bir kitap oldu. Sanırım Murakami' nin büyüsü bu..Murakami' den devam o zaman..
Yaban Koyununun İzinde adlı kitabını okuduktan sonra yazara ilgi duymaya başladım. Kendine has bir üslubu var. Benim hoşuma gitti. Bu kitap çok daha iyiydi. Ancak cinselliği ve erotizmi biraz abartmış. Yine de tavsiye edebileceğim bir kitap.
Çavdar Tarlasında Çocuklar benim için çok çok çok özeldir.İmkansızın Şarkısı ÇTÇ'ın tahtını zorladı ciddi ciddi.Murakami'nin okuduğum bu ilk kitabının bende yarattığı etkiyi anlatmak için kelimem var mı bi bakayım,bi saniye,hayır yokmuş.Bazı kitaplar anlatılmamalı,sadece okunmalı.Hadi okuyun şunu bir an önce ;)
Bu kitapda aşkı bulan insanın gerçek hayattaki aşk algısı cinsel fantezilerden öteye gitmeyendir.
Kitapda aşk namına ben bir şey bulamadım, hikayenin çekici yanları olsada saf erotizm yerine "salt" erotizme indirgenmiş olması -ki murakami okuduğum 4 kitabında da buna yol veriyor- etrafta zaten sıradışı bir öykü, büyüsel bir dünyada yoksa bu erotizme sıkışıp kalıyor kitap bi süre sonra çekilmez hale geliyor.
Murakami'nin okuduğum 4. kitabıydı ve artık onun bir overrated olduğunu düşünmeye başladım. Başyapıtı olduğu söylenen 1Q84'ü de okuduktan sonra karar vereceğim.
karamsar bir hikaye, karakterler çok yabancı geldi, kendimi hikayenin içinde hissedemedim... sonunu nasıl bağlamış acaba diye sırf merakımdan bitirdim kitabı...
Buyuk bir beklenti ile basladigim bu kitap, bende cok buyuk bir hayal kirikligi yaratti...Dunyaca unlu Japon yazar, Tokyo da ki umutsuz, bunalim, seks duskunu ve ne istedigini tam olarak bilemeyen gencleri anlatmis. Bir kere kitapda yemekler haric Japonya ile ilgili hic birsey yok, ha bir de kahramanlarin adlari! onun disinda son derece Amerikanci bir hikaye: adi gecen kitaplar, yazarlar, filmler vs hep amerikan...Romanda yer alan gencler sik sik seks yapiyorlar, bol bol bira ya da Chivaz! iciyorlar...Acaba Japonya da genclik hakikaten boyle mi diye bilmek isterdim..Oyle ise yazik yaaaa...Gene de okuyacagim kitaplar icersinde Murakami"nin 1265 sayfalik 1Q84 romani sirasini beklemekte...2.sansi vermek istiyorum kendisine...
Kitap hakkında yapılan yorumları beğenip D&R a geldikten sonra almıştım, gerçi başlayıp okumam bir hayli zamanımı aldı ama olsun.Nasıl desem, japonların anlatım tarzına alışığım az çok ondan çok yadırgamadım ama alışılageldikten bayağı farklı gelmesi normaldir.Ben sadece yazarın o yıllarda yaşadıklarını biraz Amerikanvari anlatmasına takıldım.Şahsen japonlar gibi tutucu bir millette böylesine kafa yapısı serbest insanlar olması, kızların utanmadan cinsellikten bahsetmesi garip geldi, pek gerçekçi bulamadım.Hikaye dram açısından güzeldi, keşke sonunu biraz daha net devam ettirseydi dedim.Okuma zevki olarak güzel ama çok şey beklemeyin derim.
Çok güzel bir hikaye.Vatanebe delikanlı bir çocuk.Romantik bir aşk hikayesi çok iyi müzikler.Tek kelime ile harika.
Her Murakami kitabı gibi içinde imgeler bulunduran fakat diğer Murakami kitaplarından farklı olarak bir o kadar da somut olan roman. Çok çabuk bitiyor ayrıca, Murakami'nin dili her zamanki gibi sade ve akıcı, hiç sıkılmadım. Watanabe karakterini de çok sevdim.
Farklı bir kültürü tanımak için okuduğum durgun bir kitaptı. Bu anlamda çok başarılı. Ancak dikkatimi çeken başka bir ayrıntı kitaptaki erkek ve kız ilişkilerinde ki doğallık; gerçekte de böyle olması gereken bir bağın en yalın hali. Gerekli gereksiz her noktanın, kendi içinde hoyratça şişirildiği kadın erkek ilişkilerinin bıkkınlığı altında tabusuzluğu okumak, ilişki değerlerinin daha farklı erdemler üzerine kurulduğunu görmek neden bilmem ama mutlu etti beni.
368. Sayfada Henry Mancini'den "Dear Heart" ı dinlemeye başlayıp kitabı gerçeğin de üstünde yaşamak için bile okumaya değer.