Açık söylemek gerekirse Sinan Akyüz'ün bundan önce sadece Şahika ve Feraye kitabını okumuştum ve anlatımındaki basitlik ve nasıl derler tekdüzelik biraz rahatsız etmişti beni..Ama bu kitap hakkında okuduğum yorumlar çok çok iyi olduğundan farklı diye düşündüm ama ne yazık ki aynı anlatım dili bunda da vardı..
Çok hevesle başladım ama o anlatım tarzı yok mu!!!..Hele başlardaki diyaloglar... :(
Okurken kitabın içine girmeyi ,olayları kahramanlarla yaşamayı severim ama bu kitapta bi türlü olmadı..Halbuki konu itibariyle yakından tanık olduğumuz ve gerçeklere dayanan bi konuya sahip ama anlatımın yavanlığı ve üslubunun kuruluğuyla beni kendine çekmekten çok itti diyebilirim..
Yazardan yana çok iyi bir edebi yön beklemiyorum zaten ama böyle bi konunun bu şekilde sıradan ve sıkıcı bi üslupla harcanmasına da üzüldüm açıkçası..
Evet olaylar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak güzeldi ama Sinan Akyüz bi daha okumak istemeyeceğim bir yazar olarak da listede yerini aldı..
bir daha Sinan Akyüz okumayı düşünmüyorum. çok basit bir anlatımı var. ve duyguları yansıtamıyor. tavsiye etmem
çok çok kötü bir kitap. hiç okumamıştım bu yazarı. bir daha da okumam.
çok güzel olabilecek bir hikaye nasıl anlatılamaz konulu bir ders.
diyaloglar berbat yapmacık, karakterler oturmamış havada.
çok çok nadir yaptığım bir şey kitabı yarım bırakmak yaptım..
Kitap o kadar basit bir dille yazılmış o kadar sade ki sanki kitabı çocuk yazmış gibi, "yaptım gittim söyledim" kelimelerinden başka bir şey yok resmen. Hiç sevmedim, bırakın bu güzel konuyu iyi yazabilen bir yazar işlesin.
İnsanın okuduğu zamanki ruh haliyle kitabı değerlendirmesinin çok ilintili olduğunu düşünüyorum.
Kitaba başladım ben bu romanı okumuşmuydum acaba deyip durdum. Irtasına geldiğimde anladım okuduğum Leyla'y dı. Alexandra Cavelius'un Leyla kitabını okumuştum o da gerçek hayattan alıntıydı.Konu çok fazla benzerdi. Cavelius alıp o günlere götürüp hissettirmişti. Sinan Akyüz'ün anlatımı yüzeysel kalmış.
Kitap mükemmeldi. Zaten Sinan Akyüz'ün kitapları çok iyidir. Dili akıcı, sade, kolay anlaşılır ve sürükleyici. Konusu çok iyiydi. Yaşanan acıları hissedebiliyorsunuz. Ben iki arkadaşıma bu kitabı önerdim. Onlar da benim gibi okurken ağladılar. Hele sonu muhteşemdi.
incir kuşları gerçekten etkileyici bir roman. ama ben dilerdim ki bu etkileyicilikte yazarın payı biraz daha fazla olsun. yazar gerçek bir hayat hikayesini çokça emek vererek ve çokça araştırarak yazmış hakkını yemeyelim. ancak özellikle kitabın ilk yarısında diyaloglar fazla yapay fazla şiirsel. kahraman ne kadar sanatçı olsa da insan kendini gerçek bir insanın hayatını okuyor gibi hissedemiyor hiç.Tabi romanın ilk yarısı geçtikten sonra yarısı geçtikten sonra olaylar insanı o kadar etkiliyor ki böyle şeyleri pek takmaz oluyorsunuz. Sinan Akyüz'ün 'aşk meclisi' kitabında da dili aynı şekilde rahatsız etmişti beni ancak yine aynı şekilde konusu bir solukta okutmuştu kitabı. diğer kitaplarını daha çok sevmekle birlikte bu kitabı da rahatça tavsiye edebilirim.
Yine bir savaş dramı ve yine kadınların çektiği zulümler... Bu hayatta kadın olmak zor,savaşlarda dahada imkansız. Kitabı kimi zaman üzülerek kimi zaman sinirlenerek okudum.. Tek tesellim sonun güzel bitmesiydi...
1992 - 1995 yılları arasında Sırplar tarafından başlatılan, yaklaşık 50 bin müslüman Boşnak'ın katledildiği soykırımı konu alan 'İncir Ağacı' o dönemde yaşayan bir kadının başına gelenleri konu alıyor.
21. yüzyılda dünyanın sessiz kaldığı böylesi bir vahşetin kadın, çocuk, erkek ayırmadan nasıl yaşandığına şahit olmuş ve bizzat yaşamış konservatuvar öğrencisi Suada, Tarık isimli bir gence aşık olur. Güzel bir birliktelik yaşarlar. Bu arada Suada'ya aşık Sırp bir genç daha vardır ve karşılık göremeyince ilerde intikamını almak üzere yemin ederek okulu bırakır.
Savaş değil canice bir soykırımın; ayrılış, kavuşma ve yürek dağlayan acı gerçeklerini göz yaşları içinde okudum. Özellikle yakın bir tarihte gerçekleşmiş olması da ayrıca üzücü. Gerçek, yaşanmış öykü okumayı sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap 'İncir Kuşları'...
Nereye baksa acı.Ailesinden kopmak sevdiğini hisleriyle aramak.Zulmün savaşın içinde sevmek
Oldukça akıcı,sürükleyici,başladığınız and elinizden düşürmeden bitirebilecek türde bir kitap.Bosnalıların Sırplar tarafından maruz kaldıkları inanılmaz eziyetler,katliamlar beni derinden etkiledi.Okurken duygulanmamak mümkün değil.Muhteşem ve olağan seyreden bir hayatın patlak veren savaşla beraber cehenneme dönüşmesi,bu cehennemin ortasında bir Sırp ve Boşnak'ın insanın içine işleyen aşkı..Sarsıcı bir kitap.
konu bu kadar güzelken anlatımın kalitesizliği insanı kahreder cinsten verdiğim puan sadece konusuna
Keşke bu kadar etkileyici bir konu bu kadar basit, bu kadar sade bir dille anlatılmamış olsaydı...
Kitap hakkında ki görüşlerim;
http://gokichik.blogspot.com.tr/2014/06/sinan-akyuz-incir-kuslar.html
Konu çok etkileyici ama yazarın anlatım tarzını beğenmedim. Zaten yeterince trajedik bir yaşam öyküsü, gereksiz tekrarlarla trajediye dikkat çekilmesine anlam veremedim. Güzellik vurgusu kitaplarda çok tasvip etmediğim bir şey. Her roman kahramanının çok güzel olduğu için acı çekmesi gerekiyor sanki. Tarihe ışık tutacak bir konu daha sade ele alınmalıydı bence.
Romanın başında olaylar çok hızlı gelişti. Oldu bittiye getirildi adeta. İlerledikçe ritim problemi kayboldu. Anlatım dili aşırı yavandı. Çok amatörceydi hatta. Hikaye ise çok etkileyiciydi neyse ki. Ayrıca beni çok rahatsız etti. Bu kadar çok işkence ve tecavüz olması canımı sıktı. Asıl can sıkıcı olan da bunların yaşandığının söylenmesi.
çok severek okudum, akıcı, insanın içini acıtan gözyaşlarıma engel olamadığım bir kitaptı....dilini basit bulanlara da diyeceğim şu ki, bizim insanımız zaten okumaktan aciz, basit olsun da anlasınlar diye düşünülmüştür belki...zaten okuyan ve anlayabilen bir toplum olsaydık şu an bu halde olmazdık....otobüste önündeki adamın gazetesini okuyan insanlar hala daha çok fazla dolayısıyla bırakın basit olsun....kalemine sağlık Sinan Akyüz....
Srebrenitsa katliamıyla ilgili okuduğum, bildiğim onlarca olaydan mıdır bilmem ağladığım yerler oldu.. Yakın tarihin yüz karası, karadan daha kara günler.. Binlerce şehidi ortaya çıkaran mavi kelebekler.. Bence anlatım diliniz sığlığından dolayı eleştiriler olsa da okunması gerek diye düşünüyorum..