Başlangıç bölümünde romantik bir aşk ile başlayan, ilerleyen bölümlerde ise yerini her sahnesi acı ve göz yaşına bırakan etkileyici bir Sinan Akyüz eseridir. Savaşın sadece televizyonlardan veya yazılı basından gördüklerimizden ibaret olmadığını , bir çok insanın hayatı boyunca taşımak zorunda kaldığı yaralarını olduğunu içeren, kesinlikle yaşanmış hayatlar konulu eserleri seven okuyuculara önerebileceğim bir eserdir. Sinan Akyüz'ün kalemine sağlık diyorum.
kitabı okurken tüylerim diken diken oldu sırplıların boşnak kadınlarına yaptıkları affedilemez. tam bir vahşet...!
Sinan akyüz ün kitapları genellikle yaşanmış hikeyelerden oluşuyo.Bencede okunmasının tek sebebi hikayeler.
Kitapta 1992-1995 Bosna soykırımı anlatılıyor. Savaşın iç yüzü o kadar güzel işlenmiş ki okurken tüyleriniz diken diken oluyor. Bir Boşnak kızın yaşadıkları, başına gelenler ve masum bir aşk gayet akıcı bir dille yazılmış. Kitabı okurken duygulanmamak elde değil. Yazılanları okurken ''Yok artık bu kadarını hiç bir insan kaldıramaz'' diyorsunuz. Çok beğenerek okudum ve herkese tavsiye ederim...
okurken gerçek olduğuna inanamadım, her satırını içim parçalanarak okudum, bir savaşın insanlardan neleri alıp götürdü çok iyi anlatılmış.
çok güzel,sürükleyici bir kitap daha sonuna gelmedıgım ıcın tam puan veremedım ama on numara kıtap :)
müslümanlara bu yapılanları dünya görmüyormu,bu nasıl insanlık şimdi onlar serbest'çe geziyorlar,yazıklar olsun.
Sinan Akyüz un ilk romanı bu okuduğum. Savaşın tüm soluğunu ensenizde hissettiren, son derece acıklı bir öykü. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
bir günde nasıl olduğunu bilmeden bitirdiğim bir kitap. İçim acıya acıya bazı yerlerde insanlıktan iğrenerek okuduğum bir kitap
Yazarın dili akıcı,konu ise çarpıcı olunca kitap kısa sürede bitti.Bazı yerlerinde etkilenip kahramanların yerine kendimi koydum ve içimdeki acı tarifsizdi.Tek avuntum mutlu sonla bitmiş olması.
Mükemmel! Bir milletin yaşadığı dramın bir kadının dilinden anlatılması ve Sinan Akyüz'ün kalemiyle can bulması! Yaşanılan acılar insanın içine işliyor..Bazı şeylerin farkına varıyor insan bu kitabı okuyunca.. Şükretmeyi sağlıyor yaşadığın hayata ve her şeye rağmen her kötü günün bir gün güzel günler doğuracağına bir daha şahit oluyor insan
Kitap konusu ile kendine çekiyor zaten. Gerek yapılan reklamları gerek ise yapılan yorumlar kitabı "okunulası" kılıyor. Okurken insanın içini fena sızlatan olaylar.. "Bunları yapan insan mıdır?" diye defalarca sorulan sorular sayfalar ilerlerken..
Konular benzer olunca elimde olmadan Ayşe Kulin'in Sevdalinka'sı ile kıyasladım. Ve dostlar şöyle diyeyim ki;edebi hiçbir değeri bulunmamaktadır kitabın. Lise mezunu birinin bile yazabileceği şekilde bir dil kullanmış Sinan Akyüz. Açıkçası okuduğum ilk kitabıydı ve bir kitabını daha almayı düşünmeme sebep oldu bu durum.
Yine de Bosna için okunmaya değer...
kitabı alırken kitap hakkında hiçbir şey bilmiyordum.kafa dinlendirebileceğim bir aşk hikayesi zannetmiştim.ilk 30 sayfada da bu görüşümde yanılmadığmı zannettim.başta sadece bir aşk hikayesi varı ve ne kadar da abartılarak yazılmış bir kitap diye düşündüm.okumaya devam ettikçe sayfaların arasına savaş sözcükleri girmeye başlamıştı.bu tarz kitaplar ilgimi çektiği için daha da bir istekli okumaya başladım.
yazarın okuduğum ilk kitabıydı.hatta doğruyu söylemek gerekirse yazarı tanımıyordum.bu kitap sayesinde Sinan Akyüz'ü de araştırdım.
kitap ilerledikçe dahada heyecanlı bir hal aldı.savaşı, savaşın acımasızlığını, çaresizliğini hisssettim.savaş...
aslında iki yönü var savaşın.sadece erkeklerin cephelerde savaştığı yönü yok.kadınlara acımasızca vurmuş bir yönü de var.esir toplama kampları...
böyle toplama kamplarını anlatan okuduğum ikinci kitap.kadına yapılan işkenceler tecavüzler, daha ergenliğe yeni adım atmış çocukların zorla yaşadıkları kadınlığa ilk adım atışları.
kesinlikle çok etkilendiğim ve çok beğendiğim bir kitap.