İlk kitap bittiği gibi başladım bu kitaba da. Buzlar Prensesi Faith ile sonradan başına unvan ile birlikte kocaman bir miras kalan, Faith'in sorumsuz olarak gördüğü Gareth'in geçtiği, en az ilk kitaptaki kadar güzel bir hikaye okudum.
Olaylar ilk kitaba göre biraz daha hızlı gelişiyor. Burada da yanlış anlaşılmalar var yine, kızımız biraz soğuk ve bazı şeyleri kabullenemiyor. Ablasından almış biraz inatçılık.
Gareth ise ah, tam benlik bir eleman. Trevor'a göre daha katı, sert bir kişiliği var. Ama sevdiği kızın karşısında eriyor, bitiyor zavallı. Neyse ki çiftimizin mutlu sahneleri sayesinde çok fazla sinirlenmedim. Ama Faith'i de pek sevemedim orası ayrı.
Sayfa6 Yayınları'ndan çıkan Kızkardeşler Serisinin
1.Grace - (Kalbim Evine Döndü)
2.Faith - (Issız Bir Aşkın Kıyısında)
Romanlarını okudum..Yayınevini aslında bir seriden ardaarda iki romanı yayınladığı için tebrik etmek istiyorum...Bu uygulama sanırım bir ilk romans grubunda ..Umarım bu uygulamayı diğer yayın evlerimizde uygulamaya başlar...
Denane Clark'ı ilk defa okuyorum..Judith McNaugh'tan çok etkilenmiş olsada asla onun kalem gücü yok..Bunu peşinen belirteyim..Ama bu iki kitabı ard arda okuyunca okuma sürecim çok keyifli oldu...Özellikle Issız Bir Aşkın Kıyısında'yı daha çok beğendim kurgulama bakımından..
Kalbim Evine Döndü Judith McNaught'un İçinde Aşk saklı romanından alıntılar olsada yazar sanki sıkılmış gibi Nişanlık sözleşmesini es geçiverdi vee olaylara bir de bir kaçırma macerası ekledi...Bu ilk kitapta Grace Ackeryl ve Kont Travor Caldwell'in hikayesi vardı..
İkinci hikayede ise KIzkardeş Faith Ackeryl ve GAreth Lloyd'un hikayesi idi...
İkinci hikayedeki kız kardeş Faith Grace'e nazaran daha içe kapanık,dingin ablası ise daha fevri tabiatlı idi..Ama bu iki genç kızın aşklarındaki gel gitlerin okurken bazen yorulduğumu hissettim..
Yine de Judith McNaught'ubu adar özlemişken okurkenkeyifle okudum..
Serinin Devamını sabırsızlıkla bekliyorum..Özellikle en küçük kızkardeş Mercy'nin Dük Sebastian ile hikayesi çok ilginç olacağa benzer..Yazar umarım yayın evi ile sorunu halleder...
Faza beklenti içine girmeden okursanız büyük bir keyif alacağınıza inanıyorum...
Çok güzeldi. Yazarın bu kitabı ilkine göre daha özgündü. Çeviri mükemmel ve kurgu harikaydı.
Eğer historical romance seviyorsanız okumalısınız.
Deneane Clark / Issız Bir Aşkın Kıyısında
Kızkardeşler serisinin ikinci kitabınıda böylelikle bitirmiş bulunmaktayım...
Öncelikle ilk kitaptan daha çok sevdiğimi söyleyeyim...Ve tabi doğal olarak arada benzerlikler de yok değildi. Ama bunu aştığımı düşünüyorum,zira bu ayrıntıyı bilerek başladım seriye..
Yazar hakkında çok fazla yorum yazamayacağım,çünkü esin kaynağı olan bir çok yazara karşı olan duygularımı belirtmiştim..
Söyleyeceğim en güzel şey,historicallerde atışmalara,nüktedanlığa ve alayla karışık ciddi olmaya çalışılan karakterlerin dialoglarını okumak keyif vericiydi.
Ama yine söylüyorum ki,seride en çok merak ettiğim Blacthorne dükü Sebestian ve Ackerly kızkardeşlerin en küçüğü olan Mercy'nin hikayesi ile (ki şuanda Mercy 13 yaşında ve amansız aşkın pençesinde) Blacthorne'nin kuzeni İskoç Asheburton Markisi Lachan Kimball'in ikiz kızkardeşlerin biriyle olan akıbeti daha çok beni cezp ettmekte...
Konusu kısaca...
Faith Ackerly kızkardeşlerin arasında en sağduyulu,mantıklı olanı... Bu durum her ne kadar cemiyetin ona "buzlar prensesi"lakabını taksada,bütün ezberi Gareth'i gördüğünde yerle bir olur.
Gareth ünvanı olmayan üvey kardeş rölündedir ve bir gün uzak bir akrabasından kalan Marki unvanı mirasi ile hayatını düzene sokmaya kararlıdır...Bu işe ilk önce evlenmeyi düşünerek başlar...
İki yıl önce en yakın arkadaşı Trevorun eşi,Faith'in ablası Grace için açtığı bahis yüzünden Faith den sıkı bir azar işiten Gareth,daha o zamanlarda kararını vermişti... Faith ile evlenecekti.
Ama bu evlilik aşk evliliği olacaktı..
Taaa ki skandala sebep olacak yakalanışlarına kadar ;)
Konu bu şekilde başlar,yanlış anlaşılmalar ve gurur,birbirlerine itiraflarını geciktirsede bilinen tek gerçek aralarında ki çekim ve aşk'tır...Eğlenceli ve bol keyifli bir kitaptı.. Her ne kadar cep boy olup çabucacık bitsede,tavsiyemdir...
SeRpiL...
Hiç ama hiç historical kitap kalmazsa dönüp dolaşıp okuyacağınız bir yazar olsun :)
Çerezlikti :)
Yine de en sonunda insanın yüzünde bir gülümseme bırakabilen bir kitaptı :)
Genel anlamda güzeldi.Ben bu serinin iki kitabının birikte basılmasını çok ilgi çekici bulmuştum,ayrıca arka arkaya her iki kitabıda okumak güzeldi.
Yani beğenen arkadaşlara bakarak devam edetim seriye dedim ama yok yani ilk kitaptaki aklı başındaki kız gitti iyice saçmalayan bir kız geldi ,gareth da omdam kalır yanı yok o da saçmalıyor . 300 sayfaya kadar bişeyler olacak diye heyecan yaratıp kendime, devam ettim ama ondan sonrası tamaman kitabı bitirmek maksatlı oldu.
Seth kontunun üvey kardeşi Gareth Lloyd yarın yokmuş gibi yaşayan,kadın avcısı olarak tanınan,eğlenmeyi seven birdir. İlk kitapta ikilinin ilişkisini neredeyse bitirecek bir bahis açmıştı. İkili Gareth'ı affetmiştir ve onların düğün yemeğinde Faith'de affetsin diye onunla konuşmaya çalışmış fakat yanlış anlaşılmıştır.
Zaten Gareth terbiyeli ve kusursuz Faith Ackerly'in hor gördüğü her şeydir.
Faith içine kapanık,sorunlarını kendine saklayıp çözen biridir. Mesafeli duruşuna rağmen sosyetede buz prenses denilip eşsiz benzersiz ilan edilmiştir.Ablasının düğününden sonra evine dönmüştür fakat hamilelik döneminde yanında olmak için tekrar Londra'ya döner.
Gareth'e Roth Markisi unvanı ve büyük bir servet kalır. Bu sayede sosyetenin gözde bekarları arasına yerleşir. Onunda bir varise ihtiyacı olduğundan evlenmesi gerekir.Bunu isteyen birçok aday olmasına rağmen o gözüne terbiyeli,kontrollü bir markizde olması gereken tüm niteliklere sahip diye düşündüğü Faith'i kestirir. Hep anne ve babası gibi sevgi dolu bir evlilik istemiştir fakat şimdilik bununla yetinir. Faith'i görmeye,çiçek göndermeye başlar. Faith ise ablasının düğününden bir yıl sonra gördüğü adamın bu kadar değişmiş olmasına şaşırır. Gareth'den etkilenir fakat eniştesinin ablasını sevdiği gibi kendisini seven biri ile evlenmek ister.Onunda böyle biri olmadığını,değişemeyeceğini düşündüğünden şans vermek istemez. fakat öpüşürken Gareth'ın eski sevgilisine yakalanınca çıkan skandaldan kurtulmak için aileleri nişanlandıkları duyurusunu yapar. Kendisini sevmeyen biri ile evlenmek zorunda kalan ikili aralarında ki güçlü duygular sayesinde aşkında olabileceği ihtimali ile evlenir.
Evlenir evlenmez ikili arasında hep olan yanlış anlaşılmalar başalar.Sürekli yeniden başlamaya karar verirler. Faith Gareth'in davranışlarını anlayamaz Gareth ise onun sevgilisi olduğunu sanar. Evin çevresinde olan izler, eve verilen hasarlar ve davranışlarını da yanlış yorumlayınca bu sonucu çıkarır. Kaçma,yanlış anlama,ayrılma,yeniden başlama döngüsü derken sonunda aşık olup durulurlar.
Faith bu kitapta bambaşka bir insandı.O ilk kitapta ki akıllı kızdan eser yok. Hiç sevemedim onu. Yazar sürekli bir yanlış anlama yaratayım da kitabı öyle tamamlayayım diye uğraşmış sanki. Ne iletişimsiz bir çift olmuşlar öyle. Yazar kadın karakterleri kaçırtmayı çok seviyor sanırım. Grace ve Trevor'un oğlu oluyor bol bol var onlarda. Her şeye rağmen tüm aileyi,kızları arkadaşları görmek güzeldi. En merak ettiğim Mercy ise dükü kendine aşık etmeye hala kararlı ve hep yeni denemeler ile geliyor.