Cemil Meric Farki! Her sayfasina farkli bir heyecanla okuyorum. Bir insan bu kadar mi zeki ve entelektuel olabilir! Hayranim Cemil Meric'e!
Okumakta zorlandım.Cemil meriç`i tanımak, jurnali yazarken ki ruh halini anlayarak okumak lazım.Jurnal kitabını tekrar tekrar okumak elzem...
Cemil Meriç fikir işçisi , düşüncelerin en güzel , en etkili şekilde dile getirilmiş hali.. Fikri hür, irfanı hür zat...Jurnal 'in bu birinci cildinde günlük seklinde yazılarını bizlere aktarmış. Ölümünden sonra kitap haline getirilmiş. Kitabında memleket meselelerinden , özel hayatına kadar bircok konuda düşüncesini sivri diliyle ifade ediyor.
Dili oldukça sivri, ve düşüncelerini söylemekten kesinlikle cekinmiyor. Birçok sair ,yazar , sanatçı hakkında fikirlerini de yine dile getirmiş. Özümseyerek okumakta büyük fayda var. Özellikle genç yaslarda gözünü kaybetmesinin verdiği yıkım yazılarına yansımış , ben neden okunmuyorum diye isyan etmiş yer yer.. Cemil Meriç büyük zat. Bunu çok net şekilde görebiliriz. Benim gibi henüz daha o seviyeye varmak adına yol katetmesi gereken okuyucular için okuması gerçekten zorlu bir kitap. Fransızcasi çok iyi olduğu ve mütercim yönüyle de bilindiği için eserinde özelikle fransızca olmak üzere yabancı kökenli kelimelere çokça yer vermiş. Zaten kullandığı dil öyle kendini okunur okunmaz ele veren bir dil değil. Yine Türkçe 'de de eski kelimelere oldukça fazla şekilde yer vermiş. Kitabında yakındığı hususlardan biri de bu dildeki yozlaşma.
Aydınları topa tutmuş. Aydin görünümlü sahtelarlari desek daha doğru olur. Yine tasavvufi konularda da ciddi eleştiriler getirmiş. Yelpazesi geniş bir kitap. Lütfen not alin, fikir dünyamızda çığır açacak türde bir eser.
"Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür , konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hicbir şey bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları ceker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan yalniz hayalleri ve aci çekme kabiliyeti. Etten bir kafes ve aciz içinde çırpınan bir ruh. Vücut araba,akil arabacı . Ama gözleri bağlı arabacinin ,arabaya hükmeden atlar...Bu da haklı:Var olmak için yok olmak lazim,parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki , bütün şiir, bütün ask, bu bir çuval kemik , bu asi ten , bu aptalca endişeler ne olacak ? Ne olacağını bilen var mi ? Kader hep oynayamayacagi roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekarlarin..."
Bu memleketin büyük faciası, en seçkin evlatlarının beynini ve kalbini itlere peşkeş çekmesi. Halledilmesi gereken büyük dava, bu topraklar üzerinde münevverin nefes alabilecek hale gelmesi.
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım , karanlığa o kadar alismissiniz ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi!
Tarih , galiplerin yazdığı bir kitap. Zafer , arkasından bıçaklanan masum düşmanların cesetleri üzerine atılan yapma çiçeklerden bir çelenk.
Sen yanmadan buzlar erimez.
Dilini kaybeden millet yasamak hakkini çoktan kaybetmiştir.
İkinci kez okuyuşum ama; fikrim değişmedi. Bir büyük filozofa yakışmayan kelimeleri var. Ağza alınmayacak kadar basit kelimeleri yazması bence hoş değil. Bir başka şekilde hoşnutsuzluğunu belirtebilirdi. Ayrıca bol miktarda Fransızca kelimelerin kullanılması da okunurluğunu bozuyor. Bu yüzden çok etkilendiğimi söyleyemem. Hatta bana anlatılanlara göre beklentimi bulamayışım hayal kırıklığına uğrattı. Bir kez daha okumaya gücüm yok.