grange herzamanki gibi çok muhteşemdi ama adam çok zeki gerçekten kendisine hayran bırakıyor kitaplarında yok böyle bir hayalgücü yaa kitba gelince okurken pekçok kez şaşırdım elimden bırakamadım çok heyecanlıydı sürükleyiciydi çok iyiydiii karakter analizleri özellikle ilgimi çekti derinlemesine yapılmış betimlemeler insanın zihninde canlandırmasını kolaylaştıracak kadar iyiydi okurken sanki film seyrediyor gibiydim başka bir dünyada yaşıyor gibi kitp kendi dünyasının kapılarını aralayıp içine alıyor sanki çok çok beğendim
Grange' ın o harika olay örgüsü bu romanda,polis kahramının,Japon eşiyle,bitmekte olan evliliği veJapon kültürüyle bezenmiş, romanın başında katil belli, asıl kahraman onun peşinde gibi dururken, aslında olayın hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor, Grange bu romanında da bende yine bir film izliyormuşçasına bir etki yarattı mesela romandaki asıl kahraman komiser Passan hep Dexter' daki Komiser Angel Batista gibi canlandı zihnimde.
Bir solukta bitirmek isteyeceksiniz. Japon kültürünü de bır nebze öğreniyor insan.itınayla tavsiye edilir :)
İnsani hayrete düşürmek adına biraz kopuk bir roman olmuş.Yinede Grangé 'ın hatrına okunur 7/10
Grange'in diğer kitaplarına nazaran daha değişik tarzda yazılmış. Grange son iki kitabındaki düşüşünden sonra bu kitapla tekrar yükselişe geçmiş.
kitap grange' ın sağlam kitaplar için düşünürken veya zaman kazanırken aragazı olsun der gibi diğer kitaplarına göre bayağı vasattı.sonu için güzel düşünmüş ancak kesinlikle grange kalitesinde değildi.
Ayumi Nakao Passan.... Japon kültürü ile yoğrulmuş bir polisiye. Guilard in cinayetlerini neden anlatti Nakao nun gizemi neden en basinda yoktu da hep guilardin cinayetlerine yoğunlaştık? Grange in en zayif kurgusu sanırım.
kesinlikle diğer kitapları gibi değil,taş meclisi standardında,ama 1,5 günde okudum yine(; aklında kalan ne derseniz japon kültüründen esintiler ve DOĞUMCU (; Haaa okunur mu tabi ki okunur (; ama diğer kitapların tadını alan birazcık hayal kırıklığı yaşayabilir,yine yazıyorum zevkler ve renkler tartışılmaz,ben beğendimm
Grange'i okumayalı yıllar olmuştu. Kaiken, Japonya ve Fransa gibi katı kuralları, anlaşılması zor insanlarıyla ünlü iki ülkenin vatandaşları arasındaki sorunlu bir evlilikten yola çıkarak kanı donduracak bir hikayeye adım atan sürükleyici bir roman.
Aslında kötü bir kitap olmamasına rağmen, Grange'in önceki kitaplarıyla kıyaslayınca bu kitabın yeteri kadar iyi olmadığını görüyorsunuz. Leyleklerin Uçuşu'nda her cümle Grange kokuyordu. Bu kitabı ise sanki başka biri yazmış. Yazarken zorlandığı çok belli.
Bir de o kitabın finalindeki saçmalık nedir öyle ya?
çok etkilendiğim bi kitap olmadı malesef tamam katil belli değildi ama yinede sonuda aceleye gelmiş gibiydi
Grangé okumayalı baya olmuş ki bu esnada yazar tarzını biraz değiştirmiş sanki. Diğer romanlarının aksine katmanlı bir kurgusu var. Baştan itibaren şüphelileri önümüze serip hepsini de şüphe dahilinde tutmak yerine aşama aşama ortaya çıkarmış. Biri saf dışı kalmadan diğeri açıkça şüpheye mahal vermiyor. Bu değişiklik kitapların prototipe dönüşmemesi açısından hoşuma gitti. Diğer değişiklik karakterlerde göze çarpıyor. Ana karakter alabros saçlı, sorunlu polisimizde değil tabi. Yan karakterler gerek içdünyaları gerek değinilen psikolojik durumlarıyla standardın üstünde seyrediyor. Özellikle Guillard ilgi çekici roman karakterlerinden biri olmuş. Betimlemelerin başarısında ise bir değişiklik yok. O yazarın sabit kalmasını umduğum özelliklerinden zaten.
Kitap, Japon kültürüne kurgusu izin verdiğince değinse de iddialı ismine göre biraz yüzeysel kalmış gibi. Bununla birlikte kültür farkı hatta çatışmaları çok iyi yansıtılmış. Karakterlerin birbirlerine, kendi geleneklerine ya da karşı geleneğe yaklaşımları, davranışları, öze sinmiş alışkanlıkları, bağdaşmayan durumları vs. üzerine iyi çalışılmış noktalar. Final bağlanış olarak iyi fakat işleniş olarak başarısız. Bir kere çok aceleye gelmiş geç oldu artık yatalım tadında bağlanmış. Ayrıca son hesaplaşmanın ilgili kültüre yakışır ağırlıkta olmasını tercih ederdim. Kitap boyunca işlenilen Japon kültürünü basitleştiren bir durum çıkmış ortaya. Bu yüzden bu kitap hangi yönüyle aklında kalır deseler Doğumcu ile derim.
Grange'dan okuduğum ilk kitap. Çok konuşulan bir kitap oldu fakat beni hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. İki ayrı olay var ve birbiriyle hiçbir bağlantısı yok. Arada sizi şaşırtacak sürprizleri de var fakat beni etkilemeye yetmedi. Yine de diğer kitaplarını da okumak istiyorum.
grangé böyle bir vasat eserle duraklama dönemine girdiğini ispatlamış oldu... harcanan zamana yazık...
Grange'in okuduğum ilk kitabıydı... Zaman zaman kitap, acaba ne olacak, dedirtse de yer yer sıkıldım ve sonu ile hiç tatmin olamadım... Ama okuduklarım gözümde resmen canlandı, tasvirler güzel yapılmıştı sanki. Onun dışında da okunsa da olur, okunmasa da .... Yine de Grange'e başka kitaplarına bir şans daha tanıyacağım
Son bölüme (Japonya) kadar sürükleyici olduğu kesin. Ama son bölüm ve final kesinlikle tatmin edici değil. "Bu muydu?" diyor insan.
Grange'in ilk okuduğum kitabıydı, başlarda biraz sıkıcı gelebilir fakat olaylarda her zaman bir gizem kendisini mutlaka hissettiriyor. Bence okunulması gereken bir kitap :3
diğer grange romanları kadar içine giremedim bu sefer nedense. bazı bölümlerini okurken kafam başka diyarlara gitti geldi, okuduğumu anlayamadım aynı sayfayı tekrar tekrar okumak zorunda kaldığımı hatırlıyorum. bu pek adetim değildir ama galiba konusu ya da o andaki psikolojik ruh halim etkili olsa gerek.
çok sevdiğim bir yazardır grange. kitabı çıkınca sevinerek okumaya başlamıştım ama yarsında sonra "bitse de başka bir kitaba geçsem" diye düşünmüştüm.
genel olarak fena değil ama ben bu eleştiriyi diğer kitaplarına kıyasla yaptım. onlardan biraz daha zayıf kalmış sanki.
Şu kitabın kapağında Grange ismini görmeseydim bu kitabı Grange'ın yazdığına hayatta inanmazdım yani yok.Kurgu kopuk kopuk.Sanki 2 kitap birden okudum aynı kitap içinde.Doğumcu'nun olduğu kısımlar hadi bir nebze daha iyiydi de e madem baş rol Kaiken olacaktı o vakit lafı bu kadar dolandırmanın ne alemi vardı?Ters köşe yapacağım diyerekten Japonya'nın da Kaiken'in de hakkını verememiş Grange.Krakterler de keza pek sevimsizdi.Kitap karakteri olarak kalakalmışlar öyle samimiyetsiz.Sevmedim,sevemedim.Grange en sevdiğim yazar olmasa yarısına bile gelmeden bırakırdım kitabı kesinlikle.