Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, tıpkı Kafka gibi sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar... Yazma serüvenini hayatı kelime kelime genişletmek olarak adlandıran Hasan Ali Toptaş, metinlerini birer senfoniye de dönüştüre...
Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, tıpkı Kafka gibi sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar... Yazma serüvenini hayatı kelim... tümünü göster
Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, tıpkı Kafka gibi sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar... Yazma serüvenini hayatı kelime kelime genişletmek olarak adlandıran Hasan Ali Toptaş, metinlerini birer senfoniye de dönüştüre...
Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan, tıpkı Kafka gibi sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya, yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar... Yazma serüvenini hayatı kelim... tümünü göster
Japon edebiyatının aykırı çocuğu Haruki MURAKAMİ, Zemberekkuşunun Güncesi adlı, kendisine dünya edebiyatında önemli bir yer açan romanıyla Türkçede. Onu İmkânsızın Şarkısıyla tanıyan okurları yine keyifli edebiyat dakikaları bekliyor. MURAKAMİ bu kez çağdaş politikanın anlamsızlığından, İkinci Dünya Savaşında Japonların saldırganlığından ve aşkın gelip geçiciliğinden söz ediyor. Tokyonun bir banliyösünde yaşayan anakarakteri Toru, otuzlu yaşlarının başında, işsiz, evliliği kötü giden, amaçsız biridir. Roman, onun gerçekle hayal arasında gidip gelen maceralarını anlatır, ki bu maceraların arasında bir kuyuda vakit geçirmek ve o kuyudan aniden bir otel odasına geçmek, hatta orada bir kadın tarafından baştan çıkarılmak da vardır. Bu çılgın fikirlerin arasına başkalarının hikâyeleri de girer, acımasız savaş hikâyeleri...Torunun başına gelen olağandışı olaylar MURAKAMİnin hayalgücünün genişliğini bize bir kez daha gösteriyor. Gerçekle olağanüstü arasında gidip gelen bu romanın dünyasını okuyucuya cömertçe ve hiçbir sınır tanımadan sunduğu kesin. Üstelik cesur bir girişim bu. Yani Zemberekkuşunun Güncesinde MURAKAMİnin yetkin ve cesur kalemiyle bir kez daha buluşacaksınız. Ki, bu bile başlı başına bir zevk!
Japon edebiyatının aykırı çocuğu Haruki MURAKAMİ, Zemberekkuşunun Güncesi adlı, kendisine dünya edebiyatında önemli bir yer açan romanıyla Türkçede. Onu İmkânsızın Şarkısıyla tanıyan okurları yine keyifli edebiyat dakikaları bekliyor. MURAKAMİ bu kez... tümünü göster
Kolera Günlerinde Aşk, terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayıp yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası Gabriel Garcia Marquez, bu romanı tam bir destana dönüştürüyor: aşkın, deli akıllı, yabanıl evcil, tensel romantik tüm biçimlerinin pastoral bir şiirin büyüsüne büründüğü bir destan. XIX. yüzyılın XX. yüzyıla dönüştüğü bir zaman dilimini kapsayan bu bitmeyen aşkın gerisinde, çağdaşlaşma çabası içindeki bir toplumun sorunlarını, özellikle taşra kentsoyluluğunun saçmalıklarını ince bir alayla gözler önüne seriyor. Roman boyunca aşk acılarının lirik esintileri arasında, Garcia Marquez'in insancıl mizahı sürekli olarak duyuruyor kendini. Bu nitelikleriyle Kolera Günlerinde Aşk, bu büyük yazarın eserleri içinde, başyapıtı sayılan Yüzyıllık Yalnızlık'ın hemen yanında yerini alıyor.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Edebiyat Ödülü
Kolera Günlerinde Aşk, terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayıp yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası Gabriel Garcia Marquez, bu romanı tam bir destana dön... tümünü göster
Kolera Günlerinde Aşk, terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayıp yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası Gabriel Garcia Marquez, bu romanı tam bir destana dönüştürüyor: aşkın, deli akıllı, yabanıl evcil, tensel romantik tüm biçimlerinin pastoral bir şiirin büyüsüne büründüğü bir destan. XIX. yüzyılın XX. yüzyıla dönüştüğü bir zaman dilimini kapsayan bu bitmeyen aşkın gerisinde, çağdaşlaşma çabası içindeki bir toplumun sorunlarını, özellikle taşra kentsoyluluğunun saçmalıklarını ince bir alayla gözler önüne seriyor. Roman boyunca aşk acılarının lirik esintileri arasında, Garcia Marquez'in insancıl mizahı sürekli olarak duyuruyor kendini. Bu nitelikleriyle Kolera Günlerinde Aşk, bu büyük yazarın eserleri içinde, başyapıtı sayılan Yüzyıllık Yalnızlık'ın hemen yanında yerini alıyor.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1982 Nobel Edebiyat Ödülü
Kolera Günlerinde Aşk, terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayıp yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası Gabriel Garcia Marquez, bu romanı tam bir destana dön... tümünü göster
rainbow şu anda kitap okumuyor.