osman hamdi bey'in hayatını ve sanat tarihimize kattıklarını anlamamız açısından kitap güzel.
ama kitabın kurgusu ve olaylar bağlantısı çok zayıf.
Biyografi olarak başarılı ancak kitabın dili ve üslubu oldukça yetersiz ve yavan olmuş. Edebi bir yanı yok ancak bilgilenmek açısından çok iyi...
Osmanlı'nın son dönemlerinde bilim ve sanat alanındaki mücadeleye tanık olduğum bir kitaptı, tavsiye ederim. Ayrıca yazar Emre Caner'in kalemi de oldukça sadeydi.
Türkiye'nin sanat geçmişini anlamak için gençlerin mutlaka okuması gereken çok güzel bir kitap..
Çağdaş manada Türk müzeciliğinin, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve günümüzün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi olan Sanayi-i Nefise' nin kurucusu, ilk Türk ressamlarından ve arkeologlarından olan Osman Hamdi Bey' in müthiş yaşamına bir bakış. Aslında Osman Hamdi Bey öyle çok yönlü bir insan ki hayatını sadece biyografik olarak bir kitaba sığdırmak çok zor. Tek başına ansiklopedi konusu olabilecek kadar ilke imza atmış, bir imparatorluğun hasta döneminde sanatı yeşertmiş, durmaksızın çabalamış, tarihe iz bırakmış olan Osman Hamdi Bey’e hayranlığım büyüktür. El attığı her işi ayrı bir inceleme konusu olacak kadar başarıya götürmüş olan üstadın hayatını okurken aynı zamanda başta İskender ve Ağlayan Kadınlar Lahdi olmak üzere günümüzde hayranlıkla izlediğim eserlerin keşfini, inşaalarını ve özellikle Kaplumbağa Terbiyecisi' nin ortaya çıkışını okumak müthiş bir keyif oldu. Yeni Asar-ı Atika Nizamnamesi (bir nevi Eski Eserler Tüzüğü) hazırlayarak, eskisindeki tarih ve sanat değeri taşıyan eserlerin yurtdışına çıkartılmasını yasal hale getiren hükümleri kaldırıp, talanın kesin olarak yasaklanmasını sağladığı gibi, lahitlerin Alman imparatoruna hediye edileceği söylentileri üzerine "O lahdin içine girer, kendimi öldürürüm. Her kim lahdi alırsa benim cesedimi de alır." diyen Osman Hamdi Bey olmasa, belki de bu topraklarda arkeoloji diye bir şey olmayacaktı. Hayatı dolu dolu yaşamış, devletine hizmetten kaçınmamış, kafasına koyduğunu yapmış bu insana ve yine kendi döneminin ilklerine imza atan, istediğinden farklı yolları seçmiş olduklarında bile evlatlarından desteğini esirgemeyen babası İbrahim Edhem Paşa' ya yani yüzleri batıya dönük ve eğitime hayati önem veren bu aydınlara, Türk Sanatı adına çok şey borçluyuz. Ruhları şad olsun.
Harika bir biyografi. . Osman Hamdi yi sadece "Kaplumbağa Terbiyecisi" nin ressami olarak bildigim icin kendimden cok utandim. Osmanli nin son dönemlerinde yasayan muthis bir aydin. Kızlarına carsaf giydirmeyen, Sanay-i Nefise yi (simdiki Mimar Sinan Üniversitesi) kuran, yaptigi arkeolojik kazılarla arkeoloji muzesini kuran ve müdürlüğünu yapan bir dahi.(bir cok tarihi eserin yurt disina götürülmesini engellemis). Legion d'Honneur sahibi, iyi bir baba, koca ve evlat..resimlerinin cogunda cizdigi ana karakterler meger kendisiymis..mesela kaplumbağa terbiyecisi ...kendini kaplumbaglari ama aslinda gencleri egitmeye adayan bir insan..yani batililastirmaya calistigi muhafazar bir toplumda egitici rolunu ustlenen bir kiymetli insanmis meger Osman Hamdi...