yazarın akıcı,yalın ama etkileyici dilini çok beğeniyorum.
Napoli serisini okuyanların o kitaplardaki karakterlerle bu kitaptakiler arasında bir çok benzerlik bulacağına eminim. örneğin Nina karakteri Lilanın paralel evrendeki bir kopyası adeta, seçimleri farklı ama karakteri aynı.
kısaca 40'lı yaşların sonundaki bir kadının plajda karşılaştığı bir anne kızdan yola çıkarak kendi annelik hatalarıyla yüzleşmesi üzerineydi hikaye.
kitap çok güzel başladı ancak son sayfalara doğru "birkaç sayfa kaldı konuyu bağlayamaz bu da bir seri olacak büyük ihtimalle" düşüncesi geçti aklımdan, ama kitap alelacele bitti. bu bakımdan beni biraz hayal kırıklığına uğratsada, klasik elena ferrante tarzını sevenler için güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Tanıtımda geçen “Napoli Romanları’nın adeta çıkış noktası” cümlesi çok isabetli. Gerçekten yazarın kafasındaki çıkış noktası ve karakterlerin şekillenişi bu eserle birlikte daha iyi anlaşılıyor. İçgüdüsel duyguları ele alışı çok çarpıcı. Çoğunlukla kendimize bile itiraf edemediğimiz, günlük yaşamda üzerinde durmadığımız çoğu hissi neredeyse rahatsız edici bir netlikle ortaya koyuyor. Bu kitapta öykünün kendisi Napoli dörtlemesi kadar çarpıcı olmasa da karakterin iç dünyasının betimlenmesi aynı ölçüde etkileyici.