uzun zamandır bu kadar kötü bir kitap okumamıştım. ilk yüz sayfa Dick'in ne kadar mükemmel olduğunu, sonraki 100 sayfa Paula'nın ne kadar kusursuz ve her konuda uzman!! olduğunu okudum, son 100 sayfanın hatırına bu puanı verebiliyorum ancak.
Yayıncınız özensizliği, çevirinin kötü olması, arka kapakta vaat edilenlerin kitapta olmaması da cabası...
uzun zamandır bu kadar kötü bir kitap okumamıştım. ilk yüz sayfa Dick'in ne kadar mükemmel olduğunu, sonraki 100 sayfa Paula'nın ne kadar kusursuz ve her konuda uzman!! olduğunu okudum, son 100 sayfanın hatırına bu puanı verebiliyorum ancak.
Yayıncı... tümünü göster
ölüler konuşmuş, ölümü anlatmıştır. sonra ölüm almıştır sazı eline. şeytan'a kendini savunma hakkı verilmiştir. sırf bu canlı, cansız farklı ağızlardan hikayenin anlatılması tekniği bile takdiri hak eder. konusu da akıcı, Pamuk'un aşırı çalışkan yazarlık tarzını yine gösterdiği, ancak belli noktalarda ilhamla çalışkanlığın arasındaki dikiş izlerini yine saklayamadığı bir romandır.
Gülün Adı'naysa hem benzer hem hiç benzemez.
ölüler konuşmuş, ölümü anlatmıştır. sonra ölüm almıştır sazı eline. şeytan'a kendini savunma hakkı verilmiştir. sırf bu canlı, cansız farklı ağızlardan hikayenin anlatılması tekniği bile takdiri hak eder. konusu da akıcı, Pamuk'un aşırı çalışkan yaza... tümünü göster
Orhan Pamuk'un "En renkli ve iyimser romanım" dediği Benim Adım Kırmızı, yazarın dünyada şimdiye dek en çok satan romanı oldu; Fransa ve İtalya'da yılın kitabı seçildi, dünyada bir romana verilen en prestijli ödüllerin başında gelen Uluslararası IMPAC Dublin ödülünü kazandı. Eski resim sanatımız, Doğu ve Batı'nın dünyayı görme biçimleri, aşk ve ölüm hakkında unutulmaz bir tarihi roman olan bu çağdaş klasiği, ilk yayımlanışından 15 yıl sonra, yazarın sonsözü ve kapsamlı bir sanat-tarih kronolojisiyle birlikte sunuyoruz.
Benim Adım Kırmızı, hem Orhan Pamuk'un en çok dile çevrilen ve en çok hayranlık duyulan eseri hem de modern edebiyat tarihimizin dünyada en çok okunan kitabı.
Orhan Pamuk'un "en renkli ve en iyimser romanım" dediği Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbul'da karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı'nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülünce, Şeküre'ye âşık, teyzesinin oğlu Kara devreye girer. İstanbul'da bir vaizin etrafında toplanmış, tekkelere karşı bir çevrenin baskıları, pahalılık ve korku hüküm sürerken, geceleri bir kahvede toplanan nakkaşlar ve hattatlar sivri dilli bir meddahın anlattığı hikâyelerle eğlenirler. Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.
"Türk romancısı Orhan Pamuk, Avrupa'ya roman nasıl yazılır, gösteriyor."
Frankfurter Allgemeine
Orhan Pamuk'un "En renkli ve iyimser romanım" dediği Benim Adım Kırmızı, yazarın dünyada şimdiye dek en çok satan romanı oldu; Fransa ve İtalya'da yılın kitabı seçildi, dünyada bir romana verilen en prestijli ödüllerin başında gel... tümünü göster