Gene bir Dan Brown klasiği. Harvard simgebilim prof. Robert Langdon, bu sefer masonluk ve sırları peşinde. Önceki kitapları beğendiyseniz, bu kitabı kaçırmayın derim.
Dan Brown kurgu konusunda durağanlaştı sanki. Farklı olaylar olsa da, aynı şey olmuş gibi geliyor. Tüm kitaplarında aynı şekilde, önceden okuyan birisi sadece iki kelime etse, kitaptan tat alamıyorsunuz. O yüzden çıkar çıkmaz satın alıp okumak zorundasınız.
Kötü bir değerlendirme gibi görünse de, severek okuduğum bir kitaptı.
Dan Brown'un kitaplarında polisiye romandan biraz daha fazlası var. Hani alışılagelmiş katil kaç polis yakala olayı değil. İçinde biraz daha şifreler, sırlar var. Amaç bir yandan katili yakalamakken diğer yandan şifreyi çözmek. üzerine güzel kitap :)
sürükleyici bir kitap. İnsan başlayınca bırakmak istemiyor. Kitap bitince ne oluyor derseniz hiç bir şey emin olun insana hiç bir şey katmıyor. Zaman kaybı başka bir şey değil.
zaman bir şekilde geçsin, bir şey öğrenmesem de olur diyorsanız okuyun bir iki gün oyalar.
Her ne kadar tek başına bakıldığına güzel bir macera olsa da yazarın "İhanet Noktası"nda ulaştığı yerden bakıldığında vasat bir roman olarak kalıyor. Eğer "İhanet Noktası"nı henüz okumadıysanız ilk 3 kitaptan sonra buna geçin ve "İhanet Noktası"nı en son okuyun derim. Ya da boş verin, bunu okumasınız da olur aslında, çok bir şey kaybetmezsiniz.
Tamam Dan Brown çok iyidir. Kabul dili kuvvetlidir ve kitaplarından onlarca şey öğrenirsiniz. Hepsine "Evet" diyorum.
Ama " Da Vinci Şifresi", üstüne " Melekler ve Şeytanlar" okuduysanız "Kayıp Sembol" sizin için işkenceye dönüşebilir.
Gözünüzü kapattığınızda tarikatlar, masonlar ve sembollerle yaşamak istemiyorsanız ve biraz daha farklı, yeni konular istiyorsanız ama yine de yazardan da vazgeçme niyetinde değilseniz "İhanet Noktası" nı okumanızı tavsiye edebilirim.
Son 40 sayfayı hesaba katmazsak, ilk sayfasından itibaren son derece heyecan dolu, sürükleyici bir Dan Brown klasiği.
Sıfır diye bir puan veremediğimiz için kitaba bir puan verdim. Dan Brown yolculuğum Kayıp Sembol ile başladı Kayıp Sembol ile bitti.
Tipik bir Dan Brown kitabı. Başrolde yine Masonlar yer alıyor. Alanındaki en iyi kitaplardan biri olmasa da, sanat tarihiyle dolu bir macera kitabı olmasından dolayı, okuması keyif vermekte.
Sonuna gelince "Onca sayfayı bunun için mi okudum yani?" dediğim ender kitaplardan. Kurgu güzel fakat sonunu sevmedim.
Diger romanlarına nazaran çok vasat çok sıkıcı. 50 sayfayi zorlukla okudum en sonunda pes ettim. Sürekli ayni koşuşturma.
Detaylı araştırma,sanat,tarih ve simgebilim alanlarındaki öğretici değeri ve son bölüme kadar korunan heyecanı ile başarılı bir kitap.Tek eleştirebileceğim kısım finali.
Bence yazarın en zayıf kitaplarından biri. Kitabın sonu beni hayal kırıklığına uğrattı. Dan Brown Kayıp Sembol'ü sanki Roma Katolik Kilisesinden Da Vinci Şifresi için özür dilemek için yazmış gibi geldi. Bu benim şahsi fikrim.
kitap çok güzeldi ama diğer kitaplara göre biraz sıkıcıydı sebebi de çok uzun tasvirlere yer verilmiş olması yinede kesimlikle okunmalı.
Dan Brown tarzına alışık olanlar için yeni bir şey yok. Sırf bu yüzdendir ki, kitap çok heyecanlı ve etkileyici ilerlemiyor.
Sonunda Dan Brown'ın elinden çıkan değişikbir kitap. Diğer dört kitabı birbirinin kopyasıydı bana göre.
Bol spoiler vereceğim ona göre okuyun.
Ben uzun yıllar Dan Brown okumadım. Çünkü lisede bir Grange hayranıydım ve Dan Brown' un ona rakip gösterilmesini bir türlü kabul edemiyordum, ergenlik işte. Sonrasında Da Vinci' nin Şifresi' nin filmini izledim(Türkçe' deki bu isim tamlamaları beni öldürecek ya neyse) 'Lan' dedim, 'hem çok iyi, hem de çok cesurca, helal olsun' Sonrasında bu kitap geçti elime. Müthiş bir keyifle okudum yazarın büyük çabaları(!) sonucu fiyaskoya dönüşmemiş her polisiye romanı okuduğum gibi. Dolayısıyla çok keyifli okudum diye kitabı övmemem ben. Bir polisiye/gerilim/macera romanı sürükleyici olamayacaksa hiç yazılmasın daha iyi zaten. Benim için bu tarz kitapları iyi yapan şey sonudur genelde. Yalnız Michael Connelly kitaplarından Harry Bosch serisini ayrı tutuyorum. Başka yorumlarda da belirttiğim üzere Bosch' a özel bir hayranlığım var.
Dan Brown ise bildiğimiz polisiyelerden biraz ayrılıyor elbette. Dolayısıyla iyi bir polisiye gözümde 6 yıldızı, sonu çok iyi bir polisiye 8 yıldızı hak ederken Dan Brown vasat bir sonla bile en azından 7 yıldızı alır. Konularını gerçek hayattan alıp, tabu addedilen şeylerin üzerine gitmesi elbette ki takdiri hak ediyor. Bu kitap da finaline kadar bir macera/gerilim kitabından beklediğiniz hemen heme her şeyi veriyor. Her çözümün aslıdna yeni bir bulmaca ortaya çıkarması bir yerden sonra sıkıcı gelmişti gerçi ama bir şekilde merak ve tempoyu üst seviyelerde tutmayı başarıyor Dan Brown. Yalnız o ne salakça bir sondur be abi!? Kitabın finalini okuduğumda kandırılmış gibi hissettim kendimi. Sanki sadece Hristiyan Alemi ile arasını düzeltmek için yazmış bu kitabı Dan Brown. Yani sanki tepkilerden korkmasa 'sevgi içimizde' yazıp bitirecekmiş kitabı.
Detayına hiç girmeden özet geçiyorum; Da Vinci Şifresi ile arasını açtığı herkesle arasını düzeltmiş bu kitapla Dan Brown. Artık isteyerek mi yaptı yoksa yapmak zorunda mı kaldı bilemem.
İyi bir finalle 8' i zorlayacak kitap 6' yı zor aldı finali yüzünden.
Dan Brown okumak, bilgi edinmektir. O'nu okuduğunuzda hayretler içerisinde kalır, öğrenir, takdir edersiniz. Ama bu okurken yorduğu gerçeğini gizlemez!
Evet, çok güzel, ilmek ilmek örülmüş bir kitap ama kitabın sonundaki tasvirler yetersiz kalmış..
Tek kelime ile mükemmel bir kitap. Dan Brown'un kişiliğini kitaplara yansıtmasına hastayım.
BAZI YERLERİNDE MASONLUK BİLGİLERİ FAZLACADA SIKSADA GENEL OLARAK SÜRÜKLEYİCİ BİR KİTAP
Robert Langdon serisini sevdiğimi söylemiştim zaten.Okuyan arkadaşlarım güzel bir kitap olduğunu söylüyorlar.Dan Brown'un beni bu kitapta hayal kırıklığına uğratacağını düşünmüyorum.Bakalım..Okuyup göreceğiz.:)
Tipik bir Dan Brown romanının bir tık altındadır denilebilir. Giriş, gelişme akıcıdır,bağlar,ilgi çeker lakin sonuç bölümü yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi dağınıktır...''Ne yani'' dedirtir
8 puan verecektim yanlışlıkla 7 verdim :) yazarın olay örgüsü hep aynı ama yine de bu kendisini ve tarzını sevmeme engel değil :)