Hikayenin bir günümüze bir geçmişe giderek örülmüş olması, kitaba sürükleyicilik kazandırmış.
Çok etkileyici bir kitaptı..Kahramanımız o kadar yoksul ve o kadar acı içinde yaşadı ki zaman zaman çok üzüldüm ama kitabın anafikri sanırım "elimizdeki gücün farkına vardığımızda çok şey yapabileceğimiz"di..
Okudugum en harıka roman kurgularından bırıydı,
kesınlıkle unutmak ıstemıyorum bu kıtabı,
Beattie ve Emma ... harıka baglantılı hayatlar.. Hem ıcınızı sızlatacak bır anne hıkayesı hem de yasadıgı hayatın bı anda ona gore olmadıgını anlayan genc bır kadın...
Ve yıne ask.. yıne aşk :)
Sonu bıraz paaaat dıye bıttı ama olsun cok guzeldı..
sevgili Nilay Defterli Kaya'nın bana yaptığı baskı ve eziyetler sonucu başlamış olduğum KIR ÇİÇEĞİ TEPESİ bitti anacım...
kitabı sevdim evet!!
Nilay oku diye boşuna ısrar etmemiş...
lakin Beattie'nin sıkıntılarını okurken daralan ruhum yüzünden Nilayı yakalayıp çimdiklemek istediğim zamanlar olmadı değil...
güzel bir konusu olan çok hoş bir aile-dram hikayesiydi...
zorlukla göğüs geren güçlü bir kadın karakter olan Beattie baş roldeydi...
Beattie'yi ne kadar sevdiysem Emma'yı o kadar sevmedim...
her şeyi geç anlayan ve bencil bir karakterdi...
neyse ki sonradan düzeldi ;)
yazar sadece Beatti'nin hikayesini yazsa bile bence olurdu...
Emma'nın bölümleri geçsin diye hızlı hızlı okudum o kısımları...
ahh!! ve Charlie ne güzel bir adamdı o!!
en sevdiğim ikinci karakter...
Molly ve Henry ise ıslak odunla dövmeyi canı gönülden dilediğim insanlar oldular...kahrolasıcalar!!!
bir tek yaptıklarının bedelini ödeyen şu market işleten cani çift oldu...
o kısımda bir ohh!! canıma değsin dedim :)
konu gayet güzel ilerledi.... ama sonu çok kısa ve apar topar geldi...
yazar bu kadar ayrıntı anlatmışken sonunu biraz daha beni mutlu edecek kıvama getirebilirdi diye düşünüyorum...
bir de Beattie ve Emma arası bağlantılar sanki biraz eksik kalmıştı...
bu bağlantılar konusun da Sarah Jio çok daha iyi bir iş çıkarıyor bence...
eski ve yeni hikayeleri birbirine daha uyumlu ve iyi bağlamak hikayeyi güzelleştiriyor kanısındayım...
bu aile-dram hikayeleri özellikle dramı bolsa beni üzüyor anacım!!
ama siz bana bakmayın üzülsem de severek okudum...
tavsiye ederim :)
Kitap güzeldi beğenerek okudum ,ama kitabın ortasında bazı bölümler çok uzatılarak anlatılmış sonu ise kısa kısa geçti sonunu böyle beklemiyordum daha devamı olmalıydı.
Çok dokunaklı bir hikayeydi. Yazarın anlatımı ise o kadar akıcı ki kitabı ne zaman bitirdiğimi anlayamadım. Hikayenin içine girmek o kadar kolay ki. Karakterle birlikte o dünyada sürüklenmek...Yazar favorilerim arasında bundan sonra.
sonuna kadar aralıksız ve beğenerek okudum taki lucy ile ile buluşamadığını öğrenene kadar. sonu beni hayal kırıklığına uğrattı
Uzun süredir bu kadar etkileyici bir kitap okumamıştım.
Başta sayfa sayısı, yazı puntosu gözümü korkutsa da bir 100 daha hadi bir tane daha eklense diye diye okudum. Sağlam hikayeydi. Tek kusur her şeyi bildik duyduk da Lucy'nin orta yaş halinde geçmişe dair şimdi ne düşünüyor acaba öğrenemedik. Beatty gibi bizler de bunu bilemeyeceğiz:(
Çok çok gerçek bir hikayeydi mucizeler yok!
Şiddetle tavsiye!
çok güzeldi
hem bir an önce bitsin istedim sonunu merak ettiğim için hem de hiç bitmesin istedim
Tarihi kurgu dalında ödül alan bir yazar ve akademisyen Kimberley Freeman. Kurguyu beğendim . Sürükleyici bir roman.Merakla sayfaları çeviriyorsunuz.
Sürükleyici bir konusu vardı elimden bırakmadım kitabı.gerçekten değdi okuduğuma👍
Çok etkileyici bir kitaptı..Kahramanımız o kadar yoksul ve o kadar acı içinde yaşadı ki zaman zaman çok üzüldüm ama kitabın anafikri sanırım "elimizdeki gücün farkına vardığımızda çok şey yapabileceğimiz"di..
Okurken karakterler yerine ben deliriyordum. Bir gün sırf bu yüzden kriz geçireceğim. Ne ağlattı ama !
Harikaydı ama Lucy nin sonunda ki tepkisini görmek isterdim biraz daha bir sayfacık daha olsay mış ama yine de güzeldi...
Çok keyifle, hiç sıkılmadan okudum. Ben bu yazzarın tarzını çok sevdim. Deniz feneri koyu da çok güzeldi...
İlk görüşte sevdiğim hatta aşık olduğum bir kitap, almak için uzun zaman sabırla bazende sabırsızlıkla bekledim ve okuduktan sonra "iyi ki" diyorum.. Devamı olmasını çok isterim, inşallah olur :)
İlk kez okuduğum bir yazardı tavsiye üzerine almıştım hoşuma gitti, yazarın dili akıcıydı. İki karakteri farklı zamanlarda geri dönüşlerle ele almış, hayatlarından kesitler sunmuş, çok hoş olmuş etkileyiciydi ama sonunda hayal kırıklığına uğradım açıkçası hikaye yarım bırakılmış. Belki devamı gelir belki de gerisini okuyucunun hayal gücüne emanet edilmiş.
Yazarın yazacağı çok şey varmış ama ne yazık ki sadece bir kitapta biraz yarım da olsa güzel bir kurgu ortaya çıkarmış. Hani öyle ki seri olsa yaklaşık üç kitap çıkardı çok rahatlıkla. Battie, Emma ve Lucy ayrı ayrı ele alınsa ne kadar güzel olurmuş. Emma'nın hikayesi neyse ki o kadar hüzünlü değildi kitaptaki aşırı hüznü dengelemiş. Kitap olarak fena değildi ama yaz kitabı olarak tatil bavuluma almıştım, biraz hüzünlü oldu.
anlatılan hikaye ,kurgu ve yazım dili çok güzel olan bi kitaptı..o kadar beğendim ki son sayfaya gelince keşke biraz daha olsaydı da lucy hakkında biraz daha bişiler öğrenebilseydim dedim..harcanan zamana değecek süper bi kitaptı kısacası..kesinlikle tavsiye edilir..
Farklı zaman dilimlerinde yaşamış iki kadının hayat ve yaşam mücadelesini, bir tanesinin sıfırdan başlayıp yükselirken, diğerinin bir anda kariyerinin bitişini konu alan geniş olay örgüsüne sahip dinlendirici bir kitap. Kitabın geneline baktığımızda sonu zayıf kalsa da mutlu sonla bitiyor. Sarah Jio sevenlerin bu kitabı da seveceğini söyleyebilirim.
Kır Çiçeği Tepesi / Kımberley Freeman
Öncelikle yayınevine, başarılarından ve çıkardığı kitabı ile beni her türlü mutlu ettiği için TEŞEKKÜRLERİMİ iletiyorum…
Ve bu kitabı okumama vesile olan Kitap Dünyası sayfasına...
Şimdiye kadar okuduğum tüm kitapları,okuma aşkıma AŞK katarak geri dönüş yaptı demek en doğru tabir olsa gerek…
Yazarın ülkemizde çıkan ilk kitabı ve eminim ki ARKADYA bu yazara devam edecektir. Zira bu yazar kaçmaz
Hikaye 1989 yılında Sidney de başlıyor ve Glasgow da devam ediyor. Emma bale de kendini küçük yaşta kanıtlıyor ve önemli müzikallerde baş balerin olarak görev alıyor.
Hayatı bale den ibaret olan Emma,erkek arkadaşını bile bu yüzden kaybediyor. Bir anda,küçük bir kaza yüzünden dizini parçalıyor ve Emma, bale hayatına veda ediyor..
Ailesinin yanına döndüğünde hayatı altüst olmuş durumdadır. Çünkü yapmayı bildiği tek şey baledir.
Avustralya’ya döndüğünde, yıllar önce ölen büyükannesi Beattie’nin vasiyetindeki sürpriz ile karşılaşır.
Tazmanya da ki evini Emma’ya bırakan Beattie oradaki eşyaları toplamasını ve gerekli görürse satmasını istemiştir.
Şimdi Emma’nın yapması gereken Tazmanya’ya gitmek ve büyükannesinin hatıralarını kutulamaktır.
Glasgow 1929 ve Beattie,
Evli olan Henry’den hamile kalan Beattie’i ailesi evinden kovar ve Henry ile Londra’ya kaçarlar. Zamanla değişen Henry için varsa yoksa kızı Lucy dir. Aralarında ki uçurum Beattie’i zor kararlar almaya zorlar ve kızı Lucy’i de alıp Henry den kaçar.
Gittiği kasabada Kır Çiçeği Tepesi malikanesinde işe başlayan Beattie kızı ile mutlu olmaya kararlıdır. Ve hayatlarına dahil olan Charlie unutulmayacaklarımdansın bunu bilmelisin….
Hikayenin hangi kısımlarını daha çok sevdiğime karar veremedim ve bu yüzden hem 1929 hemde 1989 yıllarından sonrası geçen her an benim için çok değerliydi.
İki hayat ve ikisi de Kır Çiçeği Tepesinde son buluyor.
Tavsiye listemin altını üstüne getirdi demek en doğrusu
TAVSİYEMDİR….
Arka kapak: En güzel ifade eden cümle....
"Kır Çiçeği Tepesi, yalnızca iki kadının hikâyesini barındıran yürek burkan bir roman değil, ayrıca insanın elindeki gücü ve bu gücü keşfettiğinde neler yapabileceğini ortaya koyan bir başyapıt."
Çok beğenerek okudum. Heyecan ve merak uyandıran bir konusu var.
Yine de bitirdiğimde keşke bunlar da olsa, yarım kalmasaydı diye düşündüğüm, tatmin olamadığım yerler oldu. Ancak tam da gerçek hayattaki gibi, her şey olması gerektiği gibi olmuyor. Olsa biz okuyucular daha çok tatmin olmuş olacağız da, yazar gerçekçi olmayı seçmiş...
Ancak dediğim gibi, çok güzel, okunası bir kitap...
Harika bir hikaye.Anlatım dili olarak su gibi akan bi kitaptı.Sonuna geldiğimde hala bi bölüm olması gerekiyormuş gibi hissettim.