Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık kitabına yakın olsa da yine de bir Yüzyıllık Yalnızlık değil. Kitap Büyülü Gerçekçilik tarzında yazılmış ve bu konuda çok başarılı. Size imkansız olan şeyleri gerçekmiş gibi aktarıyor ve siz de kitabı okurken bunu yiyorsunuz. 10 üzerinde 10 alamaz belki ama helalinden bir 7 alır.
1955 doğumlu ve asıl adı Guan Moye olan, 1984 yılından itibaren " sakın konuşma " anlamına gelen Mo Yan'ı kullanan yazar Çin'in en ünlü, en sık yasaklanan ve en çok korsan baskısı yapılan yazarlarından biridir. Ayrıca 2012 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmıştır.
Roman geçmiş zaman kipiyle masal tadında Zhan'ao ailesinin 1923 lerden 1976 yılına kadar olan üç kuşak hikayesini geri dönüşlerle torun tarafından anlatması üzerine kurulmuş. Masal tadındaki roman 522 Sh 5 blm den oluşuyor. Her şey var Japon işgali, aşk, Çin tarihi, kahramanlık, mizah vs.
Çok severek okudum. Yazarın Değişim adlı kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı Kızıl Darı Tarlaları. Değişimi de çok beğenmiştim. Bu romanada hayran kaldım ve Mo Yan'ı favori yazarlarım arasına aldım. Çok tavsiye ederim...
Mo Yan’ın bu romanında, Çin ve Japonya arasındaki savaşlar, Çin iç savaşı, Çinlilerin birbirleriyle çatışmaları, Komünist Devrim, Kültür Devrimi gibi Çin tarihindeki önemli halk hareketleri, insanların insanlarla, insanların köpeklerle savaşı (Köpekler, insan ölülerini; insanlarsa köpekleri yemek için saldırıyorlar), toplumsal travmalar, açlık, mücadele ve direniş destansı bir dille anlatılmış. Farklı kültürlere ilgi duyan ve midesine güvenen herkese tavsiye ederim.
Kitap Çin-Japon Savaşı, Çin İç Savaşı, Komünist Devrim ve Kültür Devrimi gibi Çin tarihini kökten etkilemiş bir dönemi kapsadığı için tasvirler adeta bir tablo güzelliğindeyken şiddet sahnelerinin sertliği çarpıyor. Gerçekten de kitapta yüksek dozda, detaylı ve sansürsüz şiddet var. Bu okumayı zorlaştıran bir unsur. Ele aldığı dönemi tarihsel sıralı değil de anlatıcının hatıralarında savruluşuna göre aktarmasının yarattığı kavram karmaşası da bir diğer zorluk. Yani kolay bir kitap yok karşımızda. Bununla birlikte tutuk olduğu da söylenemez. Daha ziyade bir anlatıcının laf lafı açarak, araya enstantaneler katarak ve mizahi diliyle harmanlayarak hikaye etmesi gibi geliyor. Fakat başta darı tarlalarının kızıllığı olmak üzere belki de esere fazla sembolizm yükleniyor. Zira Mo Yan önsözde belirttiği gibi içe kapalı bir toplumun ferdi olarak herhangi bir dış kaynaktan beslenmeden, köylülerin tarlalarda anlattıkları yani gerçeklerden türeyen öykülerden yola çıkmış. Yine de özellikle köpeklerle insanların mücadelesini anlatan uzun fakat etkileyici bölümde bir sembolizm yoksa bile ibret alınacak çok şey olduğu düşüncesindeyim.