Güzel bir kitaptı. Ama sanırım öncesinde Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş'i okuduğum için onlardan sonra yavan geldi.
Bana göre çok abartılcak bir kitap değildi.Okuduğum diğer kitaplara göre vasat diyebilirim.
Dünya da sadece biz yokuz. Afrika yalnız ve kederli kıta. Beni çok duygulandırdı anlatım.
Nijeryalı Küçük Arı- asıl adıyla Udo- ve ablası, köylerindeki petrolün ticaretini yapan insanların köy halkına yaptığı katliama şahit olmuştur ve bu yüzden görgü tanıklarını öldüren yetkililerden kaçmaktadırlar. Günlerce bir ormanda durmadan yürüyen iki kardeş, sonunda bir plaja varırlar. Bu sırada plajda, editör Sarah ile kendisi gibi ünlü yazar eşi Andrew tatil yapmaktadır. Tatile gelmelerinin nedeni ise Sarah’ın Andrew’u aldatması sonucu yara alan evliliklerini tamir etmek istemeleridir. Udo ve ablası plaja vardıklarında peşlerindeki adamlar onlara yetişmiştir ve iki kardeş Sarah ve Andrew’a kendilerini kurtarması için yalvarırlar. Adamlar kızların hayatlarının bağışlanmasına karşılık karı-kocadan orta parmaklarının birer tanesini kesmelerini isterler. Sarah kendi parmağını keserek Udo’yu kurtarır ama Andrew parmağını kesmeyi kabul etmediği için Udo’nun ablası öldürülür.
Biraz abartılmış bir kitap, açıkçası okurken sıkıldım. Anlatım dili de çocuk kitabı gibi. Konusu ilginç olmakla birlikte genel olarak pek beğenmedim.
Uçurtma Avcısı'nı ve Bin Muhteşem Güneş'i okuduktan sonra bu kitap çokta etkileyici gelmedi bana ama gene de güzel.
ikinci ucurma avcısı yazıyor kapağında. gercekten de aynı tarzda ilerleyen bir kitap. ezilmiş ve sömürülmüş bir toplumun içinden bir karakter karşılıyor kapağını açınca ve sürüklenmesinin büyük gizemi sarıyor sizi ve merak ediyorsunuz.. sonunda beklentilerinizi tam karşılayamasa da okunmaya değer bir kitap..
abartıldığı kadr güzel bi kitap değil anlatımı birazcık sığdı konusu çok güzel di ama
Dramatik bir hikaye. Okurken çok fazla keyif aldığım ve bir o kadarda düşündüğüm kitaplardan biriydi.
Hayatın acımasızlığıyla bir kere daha yüzleşmek acıydı benim için, sana ve ablana çok üzüldüm hatta ağladım küçük arı... Affet sana yardım edemeyen bizleri, affet sen ve senin gibileri görmediğimiz görmezden geldiğimiz için bizleri... Mutlaka okunması gereken bir kitap...
Okuyalı iki sene gibi bir süre olmasına rağmen etkisinde kaldığım ender kitaplardan. Konu olarak okurken biraz sıksa da içinde büyük bir dram gizli Küçük Arı'da.
“Afrikalı bir kız olacağıma bir İngiliz sterlini olmak isterdim. Herkes geldiğimi görmekten mutlu olurdu…”
Güzel bir kitaptı.ama asla bir uçutma avcısıyla yarışa bilecek bir roman değildi.sıkılmadan okunan kendi tarzında akıcı bir kitaptı.