Dört Zait öyküsü başta olmak üzere hepsi birbirinden değerli muazzam bir kitaptı, günlük tadımlık okunabilir.
Tanımlamakta en çok zorlandığım kitaplardan biri bu kitap.Güzel desem az, hoş desem eksik, muhteşem desem jargon ters, olağanüstü desem Sait Faik'in olağanlığı ve sadeliğine ihanet, müthiş desem sansasyonel olacak... Nuri Bilge filmi gibi, gerçi Nuri Bilge toy sayılır Sait Faik'e göre.Bir şeye benzetmesem daha iyi.Kışın soğuğu, kahvenin havası, içeri giren adamın sözleri, sözlerin buz gibi etkisi, kahvedekilerin sözleri duyduktan sonraki hali...Bu kadar mı güzel ve sade anlatılır...
Okudukça Sait Faik olası geliyor insanın. Bitirince de zaten öyle olduğunun farkına varıyor. Bu adamın bize, bizim olanı veren tarzına bayılıyorum.
Bir sarhoşluk öyküsü, efsane.
Günlük hayatta insanlara, küçük ve sıradan olaylara daha dikkati bakmama neden olan adam, Sait Abi'm iyi ki var olmuşsun, iyi ki yazmışsın, yazmasaydın biz de ölürdük.
En güzel öykü kitabı be! İçten, insancıl, modern ve bizden!
Tek kelimeyle harikaydı! Okuyun, okutun!
Sait Faik Abasıyanık'ın gazetelere dergilere yazdığı öykülerden oluşmuş bir kitap, 1940 lar 1950 ler, dönemin halkı, fakirlik, zamanın koşulları, insanların yaşam savaşı, bu fakirliğin bu yaşam savaşının insan psikolojisi üzerindeki derin etkisi işlenmiş öykülerde, zengin hayat yok romantizm yok sadece gerçek fakir hayat var öykülerde...