Gerçek bir hikaye olduğu için insanı etkiliyor ama mutlaka okunması gerektiğini söyleyemem.
Ne yazsam doğru olur yerinde olur hislerimi tam karşılar bilemiyorum.Burçak.Onun benimle aynı yaşta olduğuna hiç inanmadım.İnanamadım.O öyle farklı bir hayat yaşıyordu ki.Bir sürü arkadaşı,hayalleri vardı.Fotoğraflarında bile öyle olgun ve büyük çıkmış ki.Burçak'ın arkadaşlarına ben kanserim şakası yaptığını okuduğumda o kadar çok ağladım ki.Gerçekten bilmeden istemeden yaptığımız şeyler acı bir şekilde gerçek olabiliyor.İyileştiğini düşündüğü zamanlar onun gibi ben de huzurlu mutlu enerjiktim.İstemeden de olsa onunla bütünleşmiş gibi hissediyordum.O kadar çok ortak noktamız var ki onunla.Ben 12'sinde o ise 15'inde doğmuş mayısın.Ben de bir süredir günlük tutuyorum ve anılarım hiç kaybolmasın hep benimle olsun diye.Ama yine de ben (Allah korusun) onun kadar sağlam,umutlu ,mücadeleci olabilir miydim hiç bilmiyorum.O Burçak çünkü.Ailesinden,sevdiklerinden kimse ondan önce ölsün istemiyordu.Kimse istemez tabi.Hele öyle büyük bir hayali vardı ki.O hayal için öyle çok gözyaşı döktü ki.Amerika'ya gitmekti hayali.Orada yaşamak ünlü olmak.Şimdi de ünlü belki ama artık o yok.Geç olsa da ben onunla onun anılarıyla hayalleriyle her şeyiyle tanıştım.Bana, hayatın sevdiklerimizin ne kadar değerli olduğunu öğrettiği için yaşıtıma, burçdaşıma, Burçak'a çok teşekkür ederim.Hala seviliyorsun ve unutulmadın mavi saçlı kız.
Okuyan çok arkadaşım var ve bende alıyım okuyum dedim. Kitabın konusunu zaten biliyordum sonunda kız ölüyordu. Aslında genellikle sıkıcıydı ama yine de eğlendirici yerleri de vardı. Altını çizdiğim yerler var. Ama bazı bölümleri gerçekten çok sıktı. Özellikle de isimler hep birbirine karıştı. Ama yine de güzeldi okunmalı. Tüm arkadaşlarımın ağlamasına rağmen ben çok da etkilenemedim. Ama içim cız etti gerçekten.
KİTAPLA TANIŞTIĞIM İLK YILLARDA KUDUĞUM ORJINAL/EDEBİ BEKLENTISI OLMADANYAZILAN BIR KITAP.KANSER HASTASI BIR GENÇ...'' HASTAYSAN MUTLU OL YAŞIYORSUN DEMEK Kİ '' ANA BAŞLIĞI ETKILEYİCİ...
Evet bu da bitti. Bunun vefat eden birinin güncesi olduğunun farkındayım ama bana katabilecek pek bir şeyi yoktu maalesef. Bunu yazan insanın genç olması ve kendisinin de birçok şeyin farkında olmaması , bu kitabın daha genç yaşlar için etkili olacağını gösteriyor. Etkilendiğim yerler yok değildi , sonuçta genç yaşında olumlu kalarak masum düşünceleriyle lösemiyi kısa sürede alt etmesi harikaydı. Ama ardından sadece bar, alkol ve salt eğlenceye dayalı bir şekilde devam ettiğinde ve son anlarının da farkında olmadan yaşamaya devam etmesi tuhaf bir çelişki oluşturmuş. Etkilenmedim ama saygı duydum.
Kitap başlarda sıkıcı ortalarda duygusal ve sonlarda daha güzel bitti... ve aniden bitti... sanki Burçak ölü ağzı gibi açılan kapıdan çıktı gitti
Çok eskiden okumuştum, okurken duygulandığım, yıllar sonra bile aklıma geldikçe hüzünlendiğim kitap...
Ergenlik çağlarım denilebilecek yaşlarda okumuştum bu kitabı.. Allah rahmet eylesin Burçak kendi anılarını, hayallerini, umutlarını yazdığı günlüğünü paylaşmıştı kitapta. Eğlenceli bir kitap olmasıyla birlikte acı bir kabı hatırlattığı için buruk bir yönü de var. Ama ben çok sevmiştim.
ortaokul zamanında okuduğum bir kitap o sıralar çıkmıştı bazı kişiler edebi değerinden bahsetmiş.kitap zaten böyle bir kaygı ile yazılmamış .ölmek üzere olan birinin .ölüceğini bilen birinin hayalleri umutları mücadelesi.ölmeden önce arkasında bir şeyler bırakma arzusu.okurken duygulanmıştım.ve gerçekten etkileyici bir kitap.en başta her şeyi ile gerçek
Ah Burçak bu kitabı okuyunca seni o kadar çok sevdim ki gerçekten çok acı içinde okudum gözyaşlarıma hakim olamadım. Bir çırpıda bitirdim. Bu cümleleri yazarken bile içimde burukluk oldu mekanın cennet olsun. Her zaman kalbimdesin.
Şimdi dikkatlice kulak verin. çünkü aşırı objektif bir yorum yazıyorum okumuşlara, okuyor olanlara ve okuyacaklara...
şöyleki kitabı ben bu siteden tavsiye aldım ve epey araştırmalar sonucu almaya uygun gördüm. çünkü kansere zaafım var gibi bir şey. her neyse. kitaba başladım. ilk sayfaları meraklı babaanneler gibi 'ne diyor bu kız' diye okudum. benim de kitap basmak bir hayalim ve evet ben de o yaşlarda günlük tutuyordum bu nedenle çok minik bir ortak nokta hatrına sıktım dişimi çünkü Burçak Allah rahmet eylesin tam bir günlük tutmuş. İpek ongun kitapları gibi değil yani. ticri amaçla yazılmadığı içinsürükleyen olaylar yok. bir çok anı yarım yamalak. ama işte kızın yaşadıklarına duyduğum saygıdan ve hadi sabır şimdi hasta olduğu bölüme gelcem diyerekden hastalık dönemine geldim. okudum. ve kitap bitti... ağlamadım, duygulanmadım. sadece allah rahmet eylesin dedim. çünkü kız gerçek bir günlük yazarı trajik bir son yok kitapta. olduğu gibi safi duru bir insan hayatı karşınızda
Özet mahiyetinde şunları söyleyeyim:
edebi bir beklenti içinde başlamayınca kitap size çok şey katabiliyor. hasta psikolojisi hasta ailesinin psikolojisi falan epey bilgileniyorsunuz.
bari bir fatiha okuyalım kıza..
Okurken ağladığım bir kitap. Gerçeklik payı olmasından dolayı daha bir merakla okuyor insan.
Çok genç yaşta, herkesin veremeyeceği mücadeleleri vermiş bir kız. Ve hayata tutunma dönemi.
beni günlük tutmaya özendirebilen tek kişi, tek kitap.Çok güzeldi ve hüzünlüydü.Okuduğum ilk kalın kitaptı ve daha sonra hep kalın kitaplar okudum.Hayatımda bazı izler bıraktı, örneğin elime bakıyorum bazen morluk var mı diye.. Ne demek istediğimi kitabın sonunda anlayabilirsiniz..
Bazı kitaplar vaktinden çok sonra okununca doğru etkiyi yaratamayabiliyor kişinin üstünde.
Kitabı okuduğumda neredeyse Burçak ile aynı yaşlarda, lösemi ya da kanserin şimdiki grip kadar yaygın ve bilinen bir hastalık olmadığı dönemde, ailemden uzaktayken okumuştum ve çok ağlamıştım. Gözyaşlarımdan kabaran yapraklar vardır kitapta...
bu kitabın yeri ayrıdır bende. dayıma evlilik hediyesi diye evlerinin ilk kitabı olarak almıştım. tabi kaçırmadım okudum.
Okuduğum ilk romanlardan biriydi. Ama yine de beni en çok etkileyen cümlelerden birini orda okumuştum ve yıllar geçmesine rağmen hala aklımdadır.
"Dağınık bir odada yaşanmışlık vardır. Ben düzeni severdim, al işte... "
Kızını kaybeden bir babanın cümlesiydi.
Mutlaka okuyun derim.
Kitaba 90. sayfadan başlamak lazım bence. Öncesi hiçbir şey ifade etmeyen, sıkıcı bölümler. Ancak 90. sayfa ile birlikte hastalık baş gösteriyor. Daha sonra hastalığı yendikten sonra da sıkıcı oluyor. Yargılamak için söylemiyorum ama, Amerika'ya gitmek, manken olmak, aşk-meşk gibi bayağı hedefler sayfa atlamaya itti beni. Gine de acı duyduğum, üzüldüğüm bölümler oldu. Ben de Burçak gibi yeniden gelmeye inandığım için ölümler karşısında teselli bulabiliyorum neyse ki.
Bir döneme damga vurmuş, adina kampanyalar duzenlenen, konserler verilen, yasama tutunmasi adina yardimlar toplanan lösemi hastasi Burçak Çerezcioğlu 'nun güncesi...
Okurken , yasamin ne kadar onemli olduğunu, degerli oldugunu, yok yere can sikmanin, birilerini uzmenin, uzulmenin ne kadar anlamsiz olduğunu yuzumuze vuruyor Burcak kardesimiz. 16 yaşına 5 gun kala gozlerini yumdugu hayatina 40 yillik bir yasam, olgunluk, aci sigdirmis. Ama aciyla da yaşamayı bilmis. Mucadelesinden hicbir an vazgecmemis. Cunku hayat mücadeleyi gerektiri oyle degil mi ? 😕
Deli dolu, uçarı bir kiz olan Burçak 'in gun be gun olume gidisini okumak insani gercekten kotu ediyor. Kitabin sonunda da maalesef birikmislik zirveye ulasiyor. Hissedebilen herkesi aglatacak seviyeye getiriyor. 😔
Henuz kucuk yas, genclige dogru girilen yol , aşklar, arkadasliklar, aile...Hepsini ayri ayri koymus kisacik ömrümün içine. Asklari onu hayati baglamis ,kurduğu hayaller ozellikle de ABD ruyasi,gerceklesen ABD ziyareti onu yasamina kazandirmis tekrardan. Insan hayalleri ugruna yaşar zaten. Tam bitti derken tekrar baslamak...🌿
Ve maalesef tamam iste bitti derken yitip gitmek... Okudukca hayata tutunmayı kendimize ilke edinecegimiz, mucadeleden asla vazgecmemeyi ogrenecegimiz;sevgiyi,aski,güzellikleri odak noktasi haline getirecegimiz bir hayatin pesine dusmemiz gerektiğini öğretti Burcak bizlere. Toprak olmus,simdi sadece yazdıklarıyla aramizda olan Burçak 'in fotoğraflarına bakmak da ayri bir huzunle dolduracak icinizi eminim. 😔
Ve hayat ;
Bir babaya bunu yazdiracak konuma da getirebiliyor ne yazik ki.
" Sabahlari
Hasta uyanmani istiyorum
Hastaysan eğer
Yaşıyorsun demektir. "
Kiymetini bilelim her anin, cunku an'lar tukenecek hazirliksiz sekilde. ✌