Pencereme Aşk Kondu

En Son Değerlendirmeler

9 puan

okuduğum en sevimli aşk hikayelerinden biriydi...
tavsiye ederim... okunmalı :)

4 puan

o bitti ama beni de bitirdi :Pp

10 puan

Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi...

10 puan

Cok severek okudum

9 puan

Son dönemde okuduğum en güzel kitaplardan biriydi çek beğendim :)

10 puan

Pencereme Aşk Kondu

Yazar Adı: Lavyrle Spencer
Orjinal Adı: Morning Glory
Sayfa Sayısı: 546
Goodreads Puanı: 5/4,22
Yayıevi : Koridor Yayınları
Puanım :5/5+++



Uzun zamandır bu kadar güzel sıcak bir hikaye okuduğumu hatırlamıyorum..Eskiden televizyonlarda oynayan eski Hollywood filmlerindeki aile bağları,zorluklar,ekonomik sıkıntıları veren filmler..O havayı soludum ben bu romanda..Yaşamı hissediyorsunuz..Asla pespembe bir aşk yok bu romanda.Gerçek hayatın zorluklarını büyülü bir uslup ile anlatıyor yazar..Yazarın okuduğum ilk romanı kalemini anlatımını çok sevdim..Kaleminde öyle bir yetenek var ki hayatın zorluklarını yaşayan geçek insanların büyülü hikayesini yazmış..
Hikayenin geçtiği yıllar İkinci Dünya Savaşının hemen öncesinde basit sıradan insanların destanlaşan hikayeleri..Kurgu,aşk,aile bağları,çocuk sevgisi,açlık,iktidar hırs müthiş güzel bir şekilde harmanlanmış..İşte diyorum ben böyle ayakları yere sağlam basan içinde her şey olan hikayeleri seviyorum..Hem dram,hem romans severleri çok memnun edecek bir hikaye bu bence..



Konusuna gelince...

Sevgiye aç iki insanın destansı hikayesi..İkisi de bizim deyimimizle gün yüzü görmemiş.Hayatta mutluluk nedir bilmemişler romanın kahramanları ..Romanın erkek karakteri Will Parker gayri meşru bir çocuk..Aile sıcaklığını bırakın insan gibi yaşayamamış bile . Ne sıcak bir yemek ne de düzenli bir yaşam..Oradan oraya savrulmuş bir genç adam..Hapise bir kaza sonucu genelevdeki bir kadının ölümüne sebep olduğu için düşmüş..Olaya tanık olan arkadaşının da ihanetine uğramış..

Beş yıl hapis yatıp çıktıktan sonra da yolu Whitney kasabasına düşüştür..Orada girdiği iştende çıkmak zorunda kalır..Amaçsız çaresizdir..Cebindeki üç beş kuruş para ile yine karnını nasıl doyuracağını düşünürken,tam o sırada gazete de bir ilan görür o gazete ilanına başvurmaya karar verir..Bu kararın hayatını kökten değiştireceğini bilemezdi tabii ki..İlanda genç bir erkek koca aranıyordu..Elly Dinsmore tarafından..
Hikayemizin kadın karakteri Elly Dinsmore kasabada ki herkes ona katışıksız deli gözü bakıyordu..Bu sıra dışılığının ardında Elly'nin yetiştiriliş tarzı sıradışı ailesin de rolü büyüktür..Özellikle yarı deli Büyük anne ve büyük baba tarafından devamlı hor görülmesi..Annesinin de kızını bu iki kaçıktan yeteri kadar koruyamaması Elly'nin kişiliğinde derin izler bırakmıştır..Elly 'de sevmeye sevilmeye açtır.. Belki de o yüzden kocası ile arka arkaya gelen ailesindeki ölümlerden sonra evlenmiş onun da kendisine ihtiyacı olduğunu düşünmüş onunla bir yuva kurmuştur..Ama evlendikten sonra dış dünya ile ilişkisini kesmiştir..


Fakat kocasını umulmadık bir şekilde kaybettikten sonra hamile olduğunu farketmiştir.İki çocuğu ve yolda gelmekte olan bebeği ile gerçekten de çaresiz bir durumda dır.. O yüzden evlenmeye karar verir..Fakat mevcut durumu ile bunun pek de kolay olmayacağının da farkındadır..Çünkü sonuçta kapıyı aşındıran taliplileri yoktur..


İşte bu mevcut durumda ikilinin yolları kesişir..İkisi de çaresiz durumdadır..İkisi de ayakta kalmak durumunda dır..İşte hikayenin de güzelliği ve yazarın becerisi bundan sonra başlıyor zaten..
Muhteşemdi muhteşem..Okuyun..Tavsiyemdir...







http://hulyami.blogspot.com/2013/07/pencereme-ask-kondu-lavyrle-spencer.html

10 puan

Çok tatlı ve sıcak bir roman. Karakterleri fazlasıyla benimseyip sevdim. Benim için oldukça özel oldular ve kesinlikle onları özleyeceğim. Bir roman bitirmenin, yeni bir dünya keşfetmenin büyüsünü bir tek bu bozmuyor mu zaten? Karakterleri özlemek...

9 puan

Elly ve Will’ın hem trajik hem de güzel hikayesi anlatan bir kitap.Olaylar 1941 yılında başlıyor.Ellie dul kalmış , karnında bebeğini bekleyen iki çocuklu bir kadındır.Babasız doğması onun kasabalı tarafından dışlanmasına sebep olmuştur.Büyükanne ve büyükbabası onu kasaba halkından soyutlamış , yaşı gelince devlet tarafından kısa bir süre okula gönderilmiştir.Zamanla yalnızlığa iyice alışan Ellie kocası öldükten sonra bile tek başına ayakta durmayı başarabilmiştir.

Will ise kendini bildi bileli sürekli yer değiştiren ve yetimhaneye terk edilmiş biridir.Üzerine kalan bir cinayet sebebiyle sürekli yer değiştirmiş fakat talihsizlik onu bırakmamıştır.Tesadüfen Winston’a gelmesiyle birlikte olaylar başlar.Ellie evi geçindirebilecek bir kocaya ihtiyacı vardır.Gazeteye ilan verse de ona deli damgası vurulduğu için gönüllü kimse olmaz.Taa ki Will’e kadar.

Zamanla ikili arasındaki çekimi,dostluğu ve yakınlığı okuyoruz.Özellikle Will,Ellie’nın hayatını tam anlamıyla değiştiriyor.Çekingen ve kasabayla ilişkisi olmayan Ellie dostluğu ve aşkı buluyor.Son kısımları oldukça heyecanlıydı.Detay vererek hevesiniz kaçsın istemem.

Uzun zamandır okuduğum en orijinal hikayeye sahip kitaptı.Gerçekten de çok beğendiğimi söylemeliyim.Bütün karakterleri sevdim.Tabi ki Lula hariç :D Kitabın baskısı olmadığı için ekitap olarak okudum.Umarım yakın bir zamanda kitaplığıma katılır.Kesinlikle tavsiye ederim.

10 puan

Bu hafta çok güzel bir kitap okudum. Kitabı tamamen yanlışlıkla aldım aslında istediğim Kristin Higgins’ın kitaplarıydı. Nasıl karıştırdığımı anlamadığım bir nedenden dolayı kitap elime geçti. Okuyayımda hemen çıksın aradan dedim. Başlarken tamamen ümitsiz başladım ama bitirirken kitabı sıkıca kucaklayarak koydum kitaplığıma.
Uzun zamandır böyle naif bir kitap okumamıştım. Karakterler o kadar güzeldi ki bir ara onları bile kucaklamak istedim. Çok zor şartlarda büyümüşler ama yinede o kadar güzel yetiştirmişler ki kendilerini hayran kalmamak elde değil.
Her şey Elly’nin gazeteye koca ilanı vermesi ile başlıyor. Will bir katil olduğu için son işinden atıldığı zaman iş ilanını görüp Elly’nin kapısını çalıyor. İyi ki çalmış o kapıyı. Böylece kitap başlıyor ve Will’in savaşa gitmesiyle devam ediyor. Mutlu son ile bitiyor kitap okumak isteyenlere de not düşeyim.
#alıntı
Kapılı yatak odası kapısının önünde duraksayıp bir yere odaklanmayan gözlerle Will'i izleyen bebeği dikkatle süzdü. Bebek hareketsiz, sessiz bir şekilde uzanıyordu; yumrukları gül goncası şeklinde kapanmıştı ve saçları örümcek ağı kadar inceydi. Will, kendi gözlerini kapattı ve onu alnından öptü. Dünyada ki her şeyden daha güzel kokuyordu. Cızırdayan pastırmadan, yeni pişmiş ekmekten, hatta temiz havadan bile daha güzel.
“Ne nadide bir şeysin,” diye fısıldadı Will ve kalbinin gözlerini acıtacak kadar beklenmedik bir sevgiyle dolduğunu hisseti.

geri ileri