Tarihi aşk romanı deyince akla ilk gelen yazarlardan biri olmasının tesadüf olmadığını bu kitaplada anlıyoruz. Güzel bir kitap yazarın bütün kitapları gibi.
Stephanım <3 Ben bu karakteri İçinde Aşk Saklıda pekk sevdim kitabı olduğunu görüncede kapıp aldım ve ahh çok mesudum :D Stephandada yer yer öküzlükler sezsekte ben ona kızabilemiyrem canlarım :d Hikayemiz kızımız Sheridanın (Namı değer Sherry) pek fingirdek aklı beş karış havada bir kıza deniz aşırı yolculukta refakat edip kızı kaybetmesi ve nişanlısına ne diyeceğini bilemez bir şekilde güverteye koşup haberi vermesinin akabinde kafasına kargo çarpıp hafızasını kaybetmesiyle başlıyor. Stephanımızda durum ise vahim. bir adam at arabası kazasında öldürmüş ve akabinde adamın nişanlı olduğunu ve nişanlısının yarın limanda olucağını öğrenmiştir. Bir koşu üzücü haberi kadına vericektir ama kadın kaza geçirir ve evine alıp her türlü bakımını üstlenir. Sherry bir süre sonra uyandığında ona nişanlısı olduğu yalanını söyler ve işler arap saçına girmeye başlar :D Sherry nin düğünden kaçması ve Stephanın doğum gününde kıza o tavırlarına feci uyuz oldum!!!!
Bayıla bayıla okudum. Ama Stephan'a kitap boyunca uyuz olmadım desem yalan olur heraldee :/ Kıza neler yaptı yaa ama neyseki mutlu son her zamanki gibi ;)
Serimiz Stephan ile son buluyor.
Duygusallığın üst seviyelerde olduğu bir kitap..
Garip bir şeklide etkilenmiştim.
Tavisye ederim,
Sevgilerle,
Tarih seviyorsanız,aşk romanlarını seviyorsanız durmayın okuyun ben aşk romanları sevmesem bile sıkılmadan okudum
Ben sevdiğim kitapları tekrar tekrar okurum buda onlardan biri.
Yazarın kitaplarının lezzetine doyum olmuyor.
Tam bir romantik yanlışlıklar komedyasıydı… Okurken ya “Bu kadar da olmaz artık.” Dedim ya da “Ee, şimdi ne olacak?” dedim. Stephen soylu ve “bekar” bir gençtir ve İngiliz sosyetesinin gözdesidir. Sheridan ise asi kızıl saçları gibi asi ruhlu, babası tarafından bir erkek çocuk gibi yetiştirilmiş daha sonra teyzesinin himayesine verilmiş bir refakatçidir. İngiltere’ye evlenmek amacıyla gelen soylu bir genç kıza refakatçilik yapmaktadır ama bu genç kız kaçtığı için kızın nişanlısıyla konuşması gerekmektedir. Bir önceki gece kızın nişanlandığı soyluya arabayla çarparak ölmesine sebep olduğu için vicdan azabı içinde olan Stephen ise karşısındaki bayanı Baronet’in nişanlısı sanmakta ve durumu açıklamak istemektedir. Ancak Sheridan kaza geçirir ve hafızasını kaybeder. Stephen’ı nişanlısı zannetmektedir. Herkesin karşısındakini bir başkası sandığı eğlenceli bir hikayeydi. Stephen’ın Sheridan’a koca seçtiği, listelere bakıp hepsine bir kusur bulduğu kısımda çok gülmekle beraber en çok güldüğüm Nicki ve Stephen’ın kavga ettiği kısmı da alıntı olarak paylaşıyorum. Tavsiye edebileceğim bir Judith klasiği…
“ ‘Anlatacak bir şey yok.’ Dedi Nicki sakin bir tavırla. Ortadaki kart destesini alarak karıştırmaya başladı. ‘Bir evlilik tartışması yaptık.’ (…)
Nicki’nin hırpalanmış gömlek yakasına bakarak, ‘Ne! Evlilik mi!’ diye bağırdı. ‘İki erkek nasıl bir evliliği konuşabilir ki!’
Nicki kayıtsızca: ‘Damadın kim olacağını tartışabilir.’ Dedi. Cesur olanı sordu, ‘Karar verildi mi bayım?’ (…)
Nicki ortaya parayı sürerken ‘Evet’ dedi. ‘Ben sağdıç oluyorum…’ ”
İçinde aşk saklı'dan tanıdığımız Stephan'ı okumak ayrı bir zevk oldu. Yazarın diğer kitapları kadar muhteşemdi.
Judith Mcnaught'ın diğer kitaplarına oranla daha durgun bir kitaptı.Bazı yerlerde sıkıldım açıkçası.ama sonuna doğru okurken kendimden geçtim.Çok güzeldi.Bir de yazarın diğer kitaplarındaki karakterleri görmek çok hoştu. ( Jason ve Jordan <3 ) Westmoreland serisi en sevdiğim seriler arasında yerini aldı.Kesinlikle bu seriyi okuyun.
Sonsuza Kadar kitabı gibi sinir bozucu değildi. Yalnız yarısından çoğunda kitabı okurken sıkıntıdan patladım. Bunun sebebi de Sonsuza Kadar romanındaki gibi yazarın baş kadın karakteri başkalarının gözüyle yüceltmesi ve yan karakterlere fazlaca değinilmesinden kaynaklanıyor. Kızın belleği yerine geldikten sonrasında açıldı bence roman. Stephan, Jason kadar itici değildi. Adamın kzıdan önce ve kızla ilişkileri sırasında yaptığı davranışlar gayet mantıklıydı.
İçinde aşk saklı dan hemen sonra okudum ve Clayton'ın hikayesine oranla temposu biraz daha sönük kaldı. Sanırım bu tarz kitapları ard arda okumak yerine araya başka bir tür karıştırmak lazım Yoksa Serinin bir önceki kitabın gölgesinde kalabiliyor hikaye... Monica McCarty nin ASİ kitabından hemen sonra MASKESİZ i okuduğumdada böyle hissetmiştim. Ama yinede kendini okuttu ve eğlendirdi Kitap :)
Westmoreland'lar bir harika.Israr ediyorum mutlaka okumalısınız.Her kitap başlı başına bir hikaye ve hepsi birbirine bağlı.İstediğinizden başlayabilirsiniz.Ben 'İçinde Aşk Saklı'ile başladım.Clayton ve Whitney'in hikayesi bence ilk sırada gelir.
Stephen Westmoreland bir gece evine dönerken arabasının önüne sarhoş bir baron düşmüş ve ölmüştür. Adam suçlu olsa da dizginler kendi elinde olduğu için kendisini suçlamıştır. Adamın ertesi gün evleneceğini öğrenince de üzüntüsü daha çok artar. Amerika'dan gelecek olan kıza nişanlısının öldüğü haberini verme görevini üstlenir.
Sheridan Blomleighin'in annesi ve bebek olan kardeşi gripten öldükten sonra babası aylarca kulübelerine kapanmış, ekinlerle ilgilenmemiş, konuşmamış, tıraş olmamıştır. Altı yaşında olan Sheridan tüm günlük işleri üstlenmeye çalışmıştır. Artık dayanamayıp özlediği annesinin geri dönmesi için ağlarken babası gelmiş ve birlikte dayanabileceklerini söylemiştir. Sonrada oradan gidip seyahat etmeye karar vermişlerdir. Her günleri bir serüven olacaktır. Babası ile arabayla dolaşmaya başlamışlardır. Arabanın içinde babasının yol boyunca rastladıkları çiftliklere ya da dükkanlara satıp, takas ettiği her çeşit eşya bulundurmuşlardır. Hangi yol cazip gelirse oraya yönelmişlerdir. Kışın seyahat etmenin zor olduğu zamanlarda İrlanda'lı babası çiftçi ya da dükkan sahiplerine konaklama karşılığında yardımcı olmuştur. Böylece Sheridan on iki yaşına gelene dek tavan arasında ki saman yığınlarından tut kuştüyü yataklara kadar her çeşit yerde uyumuştur. Farklı diyarlara ait öyküler dinlemiş, farklı gelenekler, yaşam biçimleri öğrenmiştir. Fakat teyzesi ile tanıştıktan sonra teyzesi yeğeninin de babası ile dolaşmasına izin vermemeye karar vermiştir. Bir hanımefendi gibi davranmayan, pantolon giyip, erkek gibi küfreden, açık sözlü yeğeninin eğitimi ile ilgilenme görevini üstlenmiştir. Babası da geri gelme sözü vererek ayrılmıştır. Önceleri çok sık gelen mektupları kesilmiş ve iki yıldır da babasından haber alamamıştır.
Sheridan kendisine biraz fazla güvendiği ve romanlarda okuduğu ışıklar içinde ki Londra'yı ve aristokratları yakından görme arzusunu yenemediği için öğretmenken bir iş kabul etmiştir.
Bir lordla evlenmek üzere İngiltere'ye giden Charise'nin refakatçisi olarak yolculuğa başlamıştır. Charise gemide tanıştığı bir adamla kaçınca nişanlısına haber verme görevini Sheridan üstlenir. Görevini yerine getiremediği için üzgündür ve ne yapacağını bilemez haldedir. Gittiğin de ise kendisi gibi açıklama yapma görevini üstlenen Stephen ile karşılaşır.
Sheridan gider gitmez başına aldığı darbe ile yığılıp kalır. Stephen yardım için kızı tabi ki evine götürür. Kısa bir durum diye düşünür ama öyle olmaz Sheridan kendine geldiğin de başka bir problem ile karşılaşırlar. Sheridan hafızasını kaybetmiştir.
Stephen bu kazanın da kendisi yüzünden olduğunu düşünür. Aniden verdiği haber kızı şok edince tepki verip kaçamamıştır. Vicdanını rahatlatmak adına zor durumda olan Sheridan'ın evin de kalmasına izin verir. Hatta nişanlısı olduğunu bile söyler. Tek amacı yaptıklarını telafi edebilmektir.
İkili zaman geçirdikçe yakınlaşmaya başlar. Bu durum Stephen'i tedirgin etmeye başlayınca da ona evleneceği birini bulmaya çalışır. Tabi annesi ve yengesinin yardımı ile.
Stephen sosyeteye giren Sheridan'ı bir an bile yalnız bırakmasa da kıskanmaya başlar. İlk günden beri zaten etkilenir Sheridan'dan uzakta duramaz ve en iyisinin onunla evlenmek olduğuna karar verir. Her şey yolunda ikili mutlu iken birden gerçek nişanlı ortaya çıkınca bütün işler karışır.
Bundan sonrası ikilinin yaptıklarına sinirlenerek geçiyor. Stephen abisinin kitabında ne kadar tatlı, sempatik ise kendi kitabın da o kadar acımasız. Abisi gibi hatalar yaptı ama ona kızmak mümkün değil netice de o bir Westmoreland.
Clay dan haber alabilmek için kitabı okumaya başladım ama kitap çok güzeldi.
Ayrıca Clayton dışında Jordan, Jason ve eşlerinden de haber alabildik ve ben bayıldım hepsi sevdiğim karakterler. Yazarın her kitabı gibi bu kitabını da tavsiye ederim.