katolik bir yazardan beklenmedik bir bakış açısı, anne rice farkı ile düşmüş melek ile tanrı arasındaki diyaloglar sayfaların ardı ardına akmasına neden oluyor.
Bir vampir güncesi olarak geçmesine rağmen, konu tamamen dünyanın yaratılışı, tanrı, şeytanın düşüşü, cennet ve cehennem üzerine.
Tanrı varsa, o zaman tüm bu adaletsizliklerin,hayatın, acıların, dinlerin tutarsızlıklarının vs. anlamı, açıklaması ne? sorusuna çok orjinal bir şekilde cevap verdiğini düşünüyorum.
Bir vampir güncesi olarak serinin en zayıf halkası. Mümkün mertebe okumayı en sona bırakın.
Ne yeraltı edebiyatı ne de beat kuşağı, bu kadar cesurca yazılmış bir kitap okumadım ben daha. Anne Rice en tabu olanı oldukça yaratıcı bir şekilde ele almış. Kitabın isminde keşke orjinaline sadık kalınsaymış:/