Sinemanın seçkin örneklerinden yola çıkıp, felsefeye yöneliyor yazar. Hakikat yolculuğu dediği şey bağlamında yaşadıklarını, düşüncelerini paylaşıyor. Altı çizilesi birçok cümle, paragraf var. Dücane Cündioğlu ülkemizin kayda değer entelektüellerinden bence. Okunmalı. Fakat iyi bir sinema altyapısı şart, zira yazıda geçen filmi izlemiş olmak okuyucunun yazıları daha iyi anlamlandırmasını sağlıyor. Örn. Tarkovski, Kurosawa, Lars von Trier izlenmeli.
Çok iyi de, rahatsız olduğum kısımlar Lars von Trier den bahsettiği zamanlar ; "Lars" burada şunu demektedir vb. Askerlik arkadaşı sanki... (not: bu tarzı röportajında da kullanmış olabilir, bu kitapta da, tam emin olamadım.)
Sinema ile ciddi anlamda ilgilenen herkesin okuması gereken bir kitap. Sadece sinema diye kısıtlamam da yanlış aslında, sorgulayan herkesin okuması gerek.