Julie Garwood işte deyip aldım. İyikide almışım vakit kaybetmeden de okudum. Çok çok güzeldi okuyun derim :D
Aşka olan inancımın bittiği şu günlerde bu kitap bana iyi geldi :) Ama tabii ki bazı yerler bana fazla abartı geldi örneğin; Judith'in İain'a olan boyun eğmeleri. Ama ben şimdiki zamanda düşünüyorum sanırım :) Yine de güzeldi beğendim ve tavsiye ederim.
hikayede Judith karakteri güzel bir İngiliz kızıdır, küçükken tanıdığı İskoç arkadaşına bir söz vermiştir, arkadaşı doğum yapacağı zaman onun yanında olacaktır.
Ve o gün gelir, İskoçlar ve İngilizler arasındaki düşmanlık sürdüğü müddetçe bu sözü tutmak zor olacaktır, ama Judith'i alıp kasabalarına götürmek üzere bir kaç adam ve beyleri gelir, bey Iain'dır ve görür görmez bu güzel İngiliz kızına aşık olur.
İlk Julie Garwood kitabımı okumuş bulunmaktayım.Yazarın kalemini çok beğendim, diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum. :)
Ve Ian ile serinin açılışını yapmış yazar. :) Oldukça güzel ve akıcı bir kitap..İkinci kitabı (Brodick) benim favorim..
Okumayan arkadaşlara diyorumkiiii
"daha ne bekliyorsunuzzz..."
Sevgilerle,
Judith yuvasına kavuştuu:)Kadın ve erkeklerin ne kadar farklı düşündüklerini eğlenceli bir şekilde ortaya koymuş yazar.Çok keyifliydi.Fazla bir savaşma durumu olmadı.İain bana çok odun geldi ama:) İskoç-İngiliz çekişmelerini sevenlere tavsiye ederim.
Çok güzel bir kitap, tekrar tekrar okuduğum kitaplardan biridir.Hiç sıkılmadan, erkek karaktere aşık olarak okuyacağınız Julie Garwood'un mükemmel kitaplarından biri :)
Çok güzeldi,Julie garwood'un historical romanları birbirinden güzel. Julie garwood okumak ayrı bir zevk.
Judith ve Iaın'ın evlendikleri sayfalarda gülmekten yerlere yattım :)) Bütün Julie Garwood kitapları gibi bu da mükemmeldi ;)
Tek kelime ile muhteşemdi baştan sona kadar Bir an kendimi o çağlarda İskoçya'da zannettim.Güçlü bir yazar nasıl da belli oluyor çeviride çok başarılı idi..Gelin ve Düğün romanlarındaki tadı aldım..Yaz ayına damga vuran kitaplardan.Teşekkürler Epsilon bizi fazla bekletmeden devamını gelmesini bekliyoruz...
daha önce julie garwood'un fbı serisini okumuştum ama bu tarzda bu kadar güzel yazdığını hiç ummuyordum ve okumakta bu kadar geciktiğim için çok pişmanım süper bir kitap okuyun okutturun derim ve benim gibi fazla vakit kaybetmeyin..
Başka şeylerin peşinde olmasam daha yüksek not verecektim yine de genel olarak çok güzeldi :)
SIR || Julie Garwood
Historical Hunters adı altında oluşturduğumuz Blog ekibin ilk yazar incelemesi, severek okunan ve bizlere göre İskoç beylerinin annesi olan JULİE GARWOOD...
Kendimizce en doğru kararı verdiğimiz ilk misafirimizi tekrar tekrar okumaktan büyük heyecan duyduğumu dip not olarak kayda geçirmeyi görev bilirim..
Yaklaşık dört yıl önce başladığım TARİHİ AŞK ROMAN sevdama en büyük katkıyı JG eklemiştir. Tahmini olarak okuduğum altı yada yedinci kitap olur kendisi ve bu yüzden bende ki yeri diğer yazarlara nazaran bir başkadır.
Ve doğal olarak arkası da çorap söküğü gibi gelmeye devam etti..
Ne iyi de etti :)
Kitapların paylaşımlarını kendi aramızda yaparken ( Blog dostlarım bu bir itiraftır! ) açıkcası hepsinde gözüm kaldı ben onların da yerine okuyabilirdim aslında..
Ama benim payıma düşen okuduğum üçüncü JG romanı SIR kitabı oldu.
Geçmişe yolculuk gibi geldi bana ve uzun zamandır görmediğim dostlarımla kısa süreli hasret giderdim.
SIR kitabı 3 kitaplık seriden oluşuyor ve gönül isterdi ki bir dördüncü kitap daha olsun. Nedenini karakterlerimizi okuyanlar bilir. Bizde kendimiz yazdık son kitabı... :)
Highlands' Lairds adı altında toplanan bu 3 güzel hikayenin birinci kitabı;
1. SIR (Şuan okumaktasınız:)
2. FİDYE (Kitap Yorumu için tıklayınız)
3. AŞK SENİ DE VURUR (Kitap Yorumu için tıklayınız)
Son kitap ile seri tamamlanıyor ve her bir karakterimizle ilgili gelişmeleri okumaktan ayrıca büyük keyif alıyoruz..
Dip Not: Seride 2. Kitabın incelemesi için illedekitap! bloguna lütfeeeennn
Hikayemizin konusuna gelince;
Judith çocukluk arkadaşına doğumunda yanında olacağına dair söz vermiştir. Tek sorunun bir İngiliz olduğunu düşünür ama açık sözlülüğü deli cesareti çok konuşması başına olmadık sorunlar getirir.
Kızımıza not: Korkusuz kızımız düşman topraklarına kız kardeşi saydığı arkadaşı için bile gitmeyi göze alabiliyorsa başımızın üstünde yerin var bacım....
Arkadaşı Frances Catherina’nın doğumuna az kalmıştır ve bir an önce Judith’i yanına istemektedir. Sınırın geçileceğinden bu görevi Maitland bey’i Iain Maitland üstlenir
Iain karşısında sözünden dönmüş bir leydi beklerken gördüğü manzara karşısında adeta büyülenir.
Üstelik İskoçya topraklarına bir an önce gitmek için heyecan duyan bir leydi ile karşılaşır.
Iain sekiz gün süren yolculuk boyunca kendini Judith’in çekiminde bulur.
Aşka inanmayan sevgili bey’imiz Iain, kardeşinin karısı için “Cehennem ateşlerinde yürümesini” o kadar gülünç bulur ki o duruma düşmemek için kendine söz verir.
Judith İskoç tapraklarına geldiğinde İngiliz olduğu gerçeği hoş karşılanmaz. Her ne kadar Iain ve adamları tarafından kabul edilse de kendini daha çok insana kabul ettirmek için uzun yol kat etmesi gerekmektedir.
Üstelik sakladığı SIR yüzünden gönlünü kaptırdığı Iain’a daima uzak kalacaktır.
Peki bu SIR onların evlenmelerine, birbirlerini sevmelerine engel midir?
Bu SIR’ın azılı düşmanları ile ilgili olması Iain’ı durduracak mıdır?
Ve Iain “Cehennem ateşlerinde yürmeyi” göze alabileck midir?
Bunların hepsi kitabın içinde saklı.
Mini mini alıntı :)
Çok kötü değildi ama beklediğim kadar iyide değildi,çok fazla ayrıntılara boğulmuş bir kitap, Judith ve Iain'ın aşkından çok doğum yapan kadınları görmek mümkün,birazdan bende doğururmuyum acaba stresine sokuyor insanı : ))
Ayrıca karakterlerin aşkı bana pekte tutkulu gelmedi yazar özellikle Judith'i bazen zeki bazende hiç olmayacak sahnelerde tam bir aptala çevirmiş özellikle Iain ile olan ikili sahnelerde :))
En çok Beğendiğim sahne ise evlendikleri sahneydi,heyette her kafadan bir ses çıktı kim evlendi, kim evet dedi,kim kimi kutsadı, belli olmadı karmakarışık ama çok tatlı bir sahneydi :))
Judith Hampton İngiliz Frances Catherine Kirkcaldy ise İskoç'tur. İngiltere ve İskoçya arasındaki sınırda her yıl yapılan yaz şenliğinde tanışmışlardır. Judith dört Catherine beş yaşındadır. Birbirlerinden nefret etmeleri gerekirken arkadaş olurlar. Frances Catherine anlatması gereken şeyleri dinlemek isteyen birini, Judith ise kendisiyle konuşmak isteyen birini nihayet bulmuştur. Bundan sonra ki her şenlikte görüşüp daha da samimi olmuşlardır.
Ian Maitland, Maitland beyidir. Kadınların herhangi biriyle pek konuşmazdı ve sert tavırları sık sık öfkelendiğine dair yanlış anlaşılmalara yol açmıştır. Kadınların çoğu ondan korkar ve sinirlendiğinde sert bakışlarıyla insanın kalıp atışını durdurabileceğine dair söylentiler vardır. Erkek kardeşi hamile karısı Catherine'e verdiği sözü tutmak için kendisinden yardım ister. Karısı doğum yapacağı zaman arkadaşının yanında olmasını ister yıllar önce bunun için birbirlerine söz vermişlerdir. Kardeşi bir gün doğru kadınla tanıştığında bütün bunların ona da anlamlı geleceği konusunda emindir. Ian ise asla anlamayacağını bilir ona göre doğru kadın diye bir şey yoktur ve hepsi aynıdır. Heyet toplanır ama heyet Judit'in aksamaya, kargaşaya sebep olacağını düşünür çünkü İngilizler orada hoş karşılanmazdı. Ian'da kardeşine destek olmak için heyeti ikna eder. Bunu istemese de kardeşi yerine kendisi Judith'i almaya gider. Onun gelmeyeceğini verdiği sözü tutmayacağını düşünse de Judith gelir. Üstelik çok isteklidir.
Judith'in annesine babası sevdiği baron ile evlenme izni vermemiştir. Annesi de inadına bir İskoç'la evlenmiştir. Londra'daki sarayda İskoç babası ile karşılaşmış iki hafta sonra da evlenmiştir. Babasına vermek istediği dersi vermiş, onu rencide etmiştir. Fakat evdeki hesap çarşıya uymayınca kendisi daha fazla rencide olmuştur. Evliliği beş yıl sürmüş İngiltere'ye gelince de erkek kardeşi ile yaşamaya başlamıştır. Geldiğinde hamiledir kardeşine kocasının bebeği istemeyip kendisini kovduğunu söylemiştir. Judith bunları büyüyünce öğrenmiştir. Babasına dair bildiği tek şey Maclean beyi olduğudur. İskoçya yolculuğunda Judith'in sır olan bir amacı daha vardır, babasını bulmak. Fakat bilmediği bir şey vardır Maitlandlar ile Macleanlar düşmandır.
İkili ilk görüşte birbirinden etkilenir. Judith'in İngiliz olması işleri zorlaştırsa da onu sevmemek tabi ki elde değil. Bir de sakladığı sır araya girer ama sonuç kaçınılmazdır.
Aşka inanmayan Ian ve onu aşık eden Judith'in hikayesi çok güzeldi. Severek okudum. Çok eğlendim yazara bayılıyorum.
Baslarken mukemmeldi. Cok tatli bir hikayeyle basladi ilerleyen kisimlar cok heyrcanliydi ama dugunden sonra kitabi baska biri yazmis gibi oldu. Asiri sıkıcı ve anlamsiz olaylar sayfalari doldurdu durdu. Son 50 sayfada bir tik duzeldi gibi ama basladigi gibi bitmemesine uzuldum. Birde ceviri cok garipti. Devamli ayrimsamak, duyumsamak, ozbakim, ozirade gibi kelimeler havada ucustu durdu. Cidden bazen asiriya kacmada uzerimize yok gibi hissediyorum.