Kitabin kurgusu cok iyi, dili ise oldukça akiciydi. Bir cirpida okuttu kendisini. Mit görevlisi Sedat'in, onca övgüler dizdiği esini aldatmasini ise, sinir olarak okudum. Kahramanimiz istihbaratci bir polis değilde, siradan bir memur olsaydı yine aldatir miydi acaba merak etmeden edemedim? Ama yazarin cizdigi Mine karakteri, bana cok masum geldi ve kizamadim ona. Sedat'a da ayni sekilde. Kitabin sonu ise cok dramatikti. Icim burkuldu o son sahneyi zihnimde canlandirdigimda. Ayrica detaylardaki arka sokaklardan insan manzaralari, kendi köselerinde kalakalmis azinliklarda cok iyiydi. Yalniz rüyalari sevmedim. Nedense rüya/kabus unsurunu cok kullaniyor Ahmet Ümit kitaplarinda ve cok uzatıyor. Okuyucunun tercihine kalmis bir sey ama benim acikcasi pek hoşuma gitmiyor bu ikili.
ahmet ümit in okuduğum ilk kitabıydı.gerçekten adını o kadar övgüyle duymamın sebebini bu kitabı okuyunca anlamıştım.ama yinede istediğim hazzı alamamıştım çünkü arkadaşım kitabı okurken bana hiç beklemediğin bir kişi katil olacak çok şaşıracaksın demişti.ben de bu yüzden o kadar şüpheci bir şekilde okuyordum ki kitap o an kimden bahsediyorsa hemen ondan şüpheleniyordum.ve sonunda şüphelendiğim kişi ve öldürüş nedeni tahmin ettiğim gibi çıkmıştı.o yüzden pek keyif alamadım.ama yine de çok güzel biir kitaptı hakkını yiyemem yazarın.
Komiser Sedat evli ve 2 çocuk babasıdır. MİT mensubur. Kendisinden çok küçük olan Mine ile ilişkisi vardır. Mine'nin ortadan kaybolması, Komiser Sedat'a düzenlenen bir suikast girişimi, bu olaylar araştırılırken örgüt içindeki ilişkiler, entrikalar, suikastta vurunan Fahri'nin terör örgütü ve Mine ile olan ilişkilerinin çözülmesi,Mine'nin komşuları Madam Eleni ve kızı Maria'nın hikayesi birbiri içine geçmiştir. Sedat'ın eşi Melike, istihbaratta yetkili olan amcası, Mine'nin anne ve babası Gülseren ve Metin, Sedatın yardımcısı Mustafa, fahri'nin arkadaşı Sinan ve Cuma, Piç Neco, Mine'nin mahallede bakkal ve emlakçı şeref...
Son derece akıcı bir anlatıma sahip olmasına rağmen hikaye ve kurgu yönünden eksikliklerinin olduğunu düşünüyorum. Sanırım olay örgüsü biraz daha heyecanlı olsa tam istediğim kıvamda olurdu.
Filmini vizyona girdiği anda izleyip kitabı okumayı bu kadar geciktirmem olumsuz anlamda büyük başarı. Fakat aradan geçen süreye rağmen filmi gayet rahat hatırlıyor olmam dahası gerçekten iyi bir uyarlama olduğunu idrak edebilmem de kitabın başarısını gösteriyor. Ahmet Ümit’in ilk yazdığı kitaplardan olmasına karşın konusuyla da kurgusuyla da oldukça sağlam bir iş. Film dolayısıyla sonunu bildiğim için özellikle finale dair açık verilmiş mi diye dikkat kesilerek okudum. Olayın sonucu ve faili zaten belirgin ama düğümün çözüldüğü yer kesinlikle iyi saklanmış.
Ahmet ÜMİT'i Türkiye'ye tanıtan kitap diyebilirim.Kukla ve İstanbul'un Hatırası romanlarındaki gerilim burada da karşımıza çıkıyor.Son bölümüne kadar gizemini koruyan bir kitap.Nasıl bir son yazsam da okuyucuyu şaşırtsam diye iyi düşünmüş yazarımız Gülümseme Polisiye-Gerilim severlerin beğeneceği başarılı bir roman.
Kukla ve İstanbul Hatırasına nazaran daha yalın bir kurgu buna karşın okuyucuyu merakta bırakmayı başarıyor.
Sis ve Gece yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye romandır.
Ahmet Ümit yaşanmış, ders çıkarılması gereken olayları her romanında güzel bir kurgu ve akıcı bir dille anlatır. Sis ve Gece'de romanın başkahramanı MİT görevlisi Sedat, kendi aktarımıyla kaybolan sevgilisi Mine'yi arayışıyla çıkarırır okuyucuyu (arka planda MİT'in içindeki güç oyunlarını, yaşadığı yerin yozlaşını ve Türkiye’de yaşayan Rumların son temsilcilerinden olan Madam Eleni ve zeka özürlü kızı Maria'nın hikayesine de yer verdiği) trajik bir sonla biten, nefes kesen gerilim dolu yolculuğuna...
Filmi çekilmiş Bir Ahmet Ümit romanı daha.
Önce kitabı sonra da filmini öneririm.Güzel bir anlatım ,heyecan verici bir kitap + güzel karelerle film bir arada tam doz Sis ve Gece etkisi yapıyor.
Ben kitabı bitirir bitirmez filmini izledim ve çok keyif aldım.
MİT görevlisi Sedat'ın genç sevgilisi Mine'nin kayboluşunun ardından onu bulma serüveni.
Daralan zaman içindeki koşuşturma.
Sedat'ın bu gizli aşkını ifşa etmeden arayış çabaları.
İstihbarat örgütü içindeki entrikalardan ,İstanbul'a ,İstanbul'daki azınlık ve yaşadıklarına dair her şeyi sığdırmış içine kitap.
Okurken farklı bir çok karakterlerle tanışacağınız bu kitapta sonuna kadar merakınızı koruyacaksınız.
Ve çok etkileyici bir son ile karşılaşacaksınız.
Okumanızı, izlemenizi, bu heyecanı yaşamanızı öneririm.
Okuduğum ilk Ahmet Ümit romanı. Zaten sonrasında kitaplarını almaktan vazgeçemediğim bir yazara dönüştü.
Sevgilisi ortadan kaybolan MİT polisi Sedat'ın sevgilisini ararken sonunda karşılaştığı sarsıcı durum.Sarsıcı ve şaşırtıcı bir son.Ahmet Ümit bu işi biliyor.Polisiye ondan sorulur.Heyecanı eksik olmayan.Tek solukta okunan,akıcı,dili sade bir kitap.
Ahmet Ümit kitaplarına göre biraz zayıf kalmış. Sonu tahmin etmek hiç zor değil.
Off ne kadar kötü bir kitaptı…Üslup aşırı zayıf, parça parça/bağlantısız cümleler. Karakterler öyle yüzeyel geçilmiş ki, okurken "şimdi şu karakter şöyle düşünebilir, şunu yapabilir" gibi polisiyelerin olmazsa olmazlarını yapamıyorsunuz. Ahmet Ümit "Bak burda toplumsal problemlere değiniyorum, bak burda sosyal mesaj veriyorum" diye gözümüze gözümüze sokuyor romanda. Son derece yontulmamış, kaba saba bir kitap olmuş. Tabii buna rağmen epsilon ya da pegasus yayınlarının Aşkımın Sevgilisi, Sevgilimin Aşkı benzeri kitaplarından bin kat daha iyidir.
Aşık ve istihbaratçı adamın tasviri, bunalımı, yaşadıkları ve hissettiklerinin çok yavan ve üstünkörü anlatılmasına rağmen herhangi bir detay geniş betimlemelerle anlatılmış. Açıkçası bu biraz saçma geldi bana. Aynı zamanda bazı soruların cevaplarını net bir şekilde karşılamıyor. Çok başarılı diyemem ama fena değildi.
Ahmet Ümit'in sürükleyici eserlerinden birisi daha. Sürükleyici kitapları sevenler iin tavsiye edilir.