'Ruhlarımız neden yapılmış olursa olsun. onunki ve benimki aynı.' Cok etkileyici bir kitaptı.
Bazı olaylar dışında güzeldi. Klasik başlama kitabı değil ama bence okuyun. Güzeldi.
hayatımda her zaman özel bir yere sahip olacak kitap, kaç kere okudum inanın hatırlamıyorum, şiddetle herkese tavsiye ediyorum.
3 senedir okudum . favori kitaplarımdandır . filmini de izledim . çok olaylar oluyor . bazen üzülürken bazen kızarsın . öyle kitaptır . zaten ordakı aşk durumu yeteri kadar farklıdır . karakterler o kadar gaiptir ki sevsen mi kızsan mı bilemiyorsun . ama okuduğum için mutlu olduğum kitaplardan biri . tavsiye ederim
Çok samimi, icimi ısıtan bir kitapti. Elektronik versiyondan okuduğuma çok pismanim altı çizilecek çok cümle var...
Okunmalı, okunmalı... Zaman geçince okumaya kitap bulunmadığında yeniden okunmalı.
Çevirmen arkadaş tartışılır bence, bu zamanda sağlam çeviri bulmak gerçekten çok zor.
Dünya üzerinde yazılmış en iyi roman ... Keşke emily bronte genç yaşta ölmeseydi de kaleminden bir şeyler daha okuyabilseydik ... defalarca kez okudum ... defalarca kez daha okurum ... her şeyiyle ... diliyle .. kurgusuyla ... duygusuyla ... mükemmel ... ah bir hatırlatma ! kesinlikle bordo siyah yayınlarından okunmalı ...
Uğultulu tepeler bir aşk romanı değil. Önce bu konuda bir yanlış anlaşılma olmasını engellemek gerek. Uğultulu Tepeler bir nefret romanı. Emily Bronte'un ne kadar şahane bir yazar olduğunun kanıtı. Bir nefreti bu kadar akıcı ve sıkmadan anlatabilmek öz olan. Tutkularımızın bizlere ve çevremizdekilere nasıl zarar verdiğin "klasiklerden" bir kanıtı. Okunmaya ve okutulmaya değer...
Okuduğum en iyi aşk ve aynı zamanda intikam romanlarından biri. Filmi de var ama izleyemedim bir türlü.
Kitap, hem hikaye, hem de dili itibarıyla edebiyat tarihinde özel bir yere sahiptir. Bir başyapıt denebilir kitap için.
Üzerinden biraz zaman geçtiği için tam anımsayamasam da karakterler son derece doğaldı ve çok iyi tanıtılmıştı okuyucuya. Cümleleriyle, betimlemeleriyle her bir karakter okuyucunun kafasında rahatça ete kemiğe bürünebiliyordu. Kötü karakter o kadar ince düşünülerek yaratılmış ki hiçbir yerde bu kadar da olmaz dedirtmiyordu size. Her söylem, her eylem son derece insani ama son derece de kötüydü. Yani sınır biraz aşılsa tüm inandırıcılığını kaybedebilirdi karakter ve hikaye ama yazar çok iyi kurmuş bu dengeyi. Über bir kötü adam yaratmış ama aynı zamanda o kötü adamı insana özgü duygularla fazlasıyla donatarak gerçekçi kılmış. Dünya tarihinde bu işi en iyi yapan, yani bir karakterin ruh halini, duygularını en iyi yansıtan, aklını hatta ruhunu okuyan yazar Dostoyevski' ydi tartışmasız. Bu kitapta da Emily Bronthe ana karakteri bir Dostoyevski edasıyla hazırlayıp sunmuş okuyucuya. O kadar ruh çözümlemesine girmemiş elbette ama ana karaktere yaşattıklarıyla, söylettikleriyle okuyucuya fazlasıyla hissettirmiş ana karakterin duygularını.
Lisedeyken okumuştum, aradan yıllar geçti. Yeniden okumayı istediğim bir kitap. Aşırı etkilenmemiştim ama güzel bir kitaptı; belki ikinci okuyuşta daha çok beğenirim.
Kıskançlık,intikam ve aşk duygularının yoğun olarak işlendiği bir kitap.Yoğunun altını çizmekte fayda var :)
Kitabı okuduğunuz zaman içinde kayıp olacağınız gözünüzde canlanıp zaman zaman isyan edeceğiniz ama elinizden bir an kopmayacak bir eser.