Alzheimer hastalığına yakalanan kayınvalidesine bakmak zorunda kalışını zorlu günlerini aktarmış yazar.Hastalığın her aşamasnı oldukça ayrıntılı bir şekilde ele almış.
Alzheimer’ı sadece ileri derecede unutkanlık olarak bilenler varsa, bu kitap hastalığın maalesef bu kadar masum olmadığını, hem hastaya hem de hasta bakıcıya karşı ne kadar zalim olduğunu, her iki tarafı da zor zamanların beklediğini anlatıyor.
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/03/uzun-veda-andrea-gillies.html
Demans ve Alzheimer konulu çevirisi yapılmış tek roman olduğunu sanıyorum. Çağın vebası olan bellek kaybı üzerine son derece öğretici ve dokunaklı bir kitap.
Kitabı aldığımda duygusal bir romanın beni beklediğini düşünmüştüm.Yanılmışım.Yazarımız, kayınvalidesi Nancy Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra onun bakımını evde üstlenmeye karar verir.Beraberinde tekerlekli sandalyede yaşayan karısının hastalığını hiç kabullenmeyen kayınpederi Morris'in de bakımını üstlenir.
Kitapta hastalık hakkında yaptığı derin araştırmalardan,kendisinin bakıcı rolünden bahseder.Kendisine karşı objektif olduğunu düşünüyorum hataları ve yanlışlarını da kitaba aktarır.
Alzheimer hastalığının zorlukları kadar hastaya bakan kişinin yaşadığı zorluklara da bir pencere açar.Ve işler artık kontrolden çıktığında bakımevi bulma ve hastasını oraya yerleştirme aşamasındaki çatışmalarını,çelişkilerini,hislerini okuyucuya aktarır.
Benim kitapta en beğendiğim yan hastalık hakkında geniş bir yelpazede yapılan araştırmalar.Okuyucu sıkmadan olay örgülerinin arasına bunları katmayı başarmış.Zayıf bulduğum taraf ise başı sonu olmayan kesik kesik anıların kitaba aktarılması hangi zamanda nerede olduğumu şaşırdığım oldu.Paragraflar arasında bütünlük yoktu.Belki de kitabı hastasına bakarken yazdığı için,yada eski günlüklerden derlediği için bilemem.Sonuçta Alzheimer hastası yakını olan her kişiye,özellikle de bu hastaların birinci dereceden bakımı ile uğraşan kişilere okumalarını tavsiye ederim.