Klasikleri okurken mümkün mertebe kaliteli yayınevlerinden okuyun arkadaşlar. Ben Remzi yayınlarından Cevdet Perin çevirisiyle okudum, gayet güzeldi çeviri.
Anlamı derin cümlelerle karşılaşacağınız romantik bir aşk hikayesidir.
Balzac'ın ilk okuduğum kitabıydı ve üslubunu çok beğendim, tavsiye ederim.
"İnsanlardan yakınanlara ve şişine şişine dünyanın nankörlerle dolu olduğunu söyleyenlere benzemeyin. Böyle bir tutum insanın kemdi kendini heykelleştirmesi değil midir? Sonra insanlar üzerine az şey bildiğimizi açığa vurmak biraz aptallık değil midir? İyiliği, ödünç para veren bir tefeci gibi mi harcayacaksınız? Sırf iyilik olsun diye yapmayacak mısınız?" Sf:135
beni heyecanlandıran yada mutlaka okuyun diyebileceğim bir kitap değil.yazarın emeğine sağlık derim sadece çünkü emek küçümsenmez.bana hitap eden bir kitap olmadı derim sadece.
Öyle bi yazmış ki Balzac, cümlenin yüklemine geldiğinde özneyi unutmuş oluyorsun. yarım sayfalık cümleler var kitapta. Bu kitabı okuyabilenin bitiremeyeceği kitap yok diye düşünüyorum.
bir kadına duyduğu derin aşkın can yakan hallerini anlatmış balzac. ama tasvirleri çok ağır olduğu için okurken epey yoruldum . heyecan ve sürükleyişten yoksun bir kitap. sürekli ağlayan bir erkek kahramanımız var. aşık olduğu kadını en ince ayrıntılarına varana kadar tasvir etmesini anlarım ama sevdiği kadının kocasının burnuna bile bir sayfadan fazla tasvir yapmasına anlam veremem.
Bi kitabı asla yarım bırakmam ama bu kitap az daha beni kitap okumaktan soğutacaktı.. giriş bu kadar sıkıcı olabilirdi... ilk ve tek yarım bıraktığım kitap...
Açıkçası edebi değeri ne kadar yüksek kabul edilse de benim bitirmek için çok zorlandığım bir kitaptı. Yapılan betimlemeler sistemi kafamda canlandırmaktan çok sıkılmama neden oldu.
8.sınıftayken hocamın ödev vermesiyle okumaya başladım , tam bi kabustu beni kitaptan soğuttu
Ara ara durağan ilerlese de o çağa ve yazarın kendisine ait paylaşımları anlattığı harika bir kitap
Balzac'ın, zamanında üvey evlat muamelesi gören, değeri yıllar sonra anlaşılan, bir aşk romanı bu.. Yer yer sürükleyiciliğinin düşmesi, günahların değil, erdem dolu aşkların romanı olmasından kaynaklanıyor .. Can Yayınları Tahsin Yücel çevirisiyle okudum bu romanı; her zamanki gibi harika bir iş çıkarmış Tahsin Yücel; yalnız, onun diline alışkın olmayanlar, öz Türkçe seçtiği kelimelere alışmakta ilk başta zorluk yaşayabilir..
Bu romandaki uzun tasvirler dikkat çekici. Bu uzun tasvirler bazen insanda bir bıkkınlık oluşturuyor. (En sıkıcı eserler listesine girebilecek bir kitap) Ancak betimlemeler bazen sıkıcı olsa da olağanüstü betimlemeler var romanda. Balzac'ın kitaplarının dili bana ağır geliyor. Roman, duyguları insana birebir işleyebiliyor. Beni etkileyen en önemli şey Felix'in mektubu oldu. Ayrıca Henriette'nin sadakatine de hayran oldum! Her ne kadar bu aşk anlayışı biraz sorunlu olsa da... Bazılarımız bu aşka hayran olacaktır. Acaba hayran olunan gerçekten aşk mıdır, yoksa başka bir şey mi? Acaba ortada gerçekten bir aşk var mı?
Edebi değeri yüksek bir kitaptı. Taşra soylularının yaşantısından bir bakışın ve dokunuşun yürek burkan hikayesini aktarıyordu. Mehmed Rauf'un Eylül'ündeki psikolojileştirilmemiş hali diyebilirim konusuna.
Keyifle okudum ve bitirdim. Dünya klasiklerine tutkun olanların erkenden okuması gereken bir eser.
Kitabı şu alıntıyla da aktarabiliriz ;
"Başkalarının mutluluğu , artık mutlu olamayacakların tesellisidir."
Betimleme sevenler buraya :) gerçekten hayatımda gördüğüm Anna Karenina'yla beraber en uzun betimlemelere sahip kitaptı Vadideki Zambak, iki buçuk sayfa betimleme mi olur arkadaş yaa... Yine de kendini okutuyor kitap, yazıldığı döneme göre değerlendirdiğimizde güzel bir aşk romanı.