Evet, ben de şoklardayım, sonunda bir kitap yorumu ile sizlerleyim. Bu yazıyı yazmak için neredeyse 5 ay beklemişim. Yanlış anlaşılmasın, kitabı okumamın üzerinden 2-3 gün geçti ama bir önceki kitap yorumum ile bunun arasına 5 ay kadar bir boşluk bırakmışım.
Gönül isterdi ki okuduğum bu King kitabını da beğendim diyebileyim. Fakat okuduklarım arasında açık ara en sıkıldığım kitabı Yabancı oldu. Benim gibi kitabı pek beğenmeyen kişiler arasında bir ortak özellik fark ettim. Aslında kitabın başlangıcı oldukça ilgi çekici ve bir yere kadar okudukça okuyasınız geliyor. Fakat o noktayı geçtikten sonra kitap durağanlaşmaya başlıyor ve sonunun nasıl bağlanacağını da kolayca tahmin ettiğiniz için kitabın büyüsü kayboluyor. Benim için sıkıcılaşmaya başladığı nokta Terry'nin mahkeme bölümünden sonrasıydı. O kısımdan itibaren önce bir süre kitaba birkaç gün ara verdim. Devam ettiğimde ise anca 50 sayfa kadar okuyacak şekilde ilerledim. Bir de Yabancı'nın kitapta daha çok yer kaplamasını isterdim. Okuduğum King kitapları içindeki en zayıf kötü karakter kendisi olabilir.
İtiraf edeyim, Bahar Şenliği'me eklememiş olsaydım kitap yarım kalanlarım arasında yer alacaktı. Şenlik olunca kendimi bitirmek için zorladım diyebilirim. Pek sevmememin nedeni polisiye türü ile fazla aramın olmaması olabilir. Polisiyede sadece Agatha Christie okuyabiliyorum ne yazık ki.
Stephen King den yine muhteşem bir eser...
Korku-gerilim, polisiye, fantastik öğeleri bir arada bulunduran bir eser. Anlatımı çok akıcı. Güzel bir hikaye, kurgusu harika. Her ne kadar da kitaptaki kötü adamın üstesinden çok basit bir şekilde gelinse de başarılı. Keyifle okudum. Tavsiye ederim.
Stephen amca finalde kolaya kaçmasa ve kitabı biraz gereksizce uzun tutmasa daha iyi olabilirmiş.