2021'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2021'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
"Her gece yatmadan önce, penceremden dışarı bakıyorum ve orman perisinin gerçekten burada oturup pınarı ayna gibi kullanarak saçlarını tarayıp taramadığını merak ediyorum. Bazen sabah çiyde onun ayak izlerini arıyorum. Ah, Diana, orman perisine olan inancından vazgeçme!"(s.222)
"Yeşilin Kızı Anne" Sakın "E" harfini söylemeyi unutmayın!
Marilla ve Matthew Cuthbert kardeşler, çiftliklerinde kendilerine yardımcı olması için bir erkek çocuk evlat edinmeye karar verirler. Bir karışıklık olur ve yetimhaneden bir kız çocuğu gönderirler. Adı Anne. Tuhaf ama hayat dolu bu sevimli küçük kız neşesiyle, yaramazlıkları ve kurduğu hayalleriyle Cuthbert kardeşlerinin ve tüm Green Gables kasabasının hayatını değiştirir. Gerçek dünyanın kurallarını olduğu gibi kabul etmeyi reddeden bu küçük yüreğe hayran olurlar.
"Seni bir düzine erkek çocuğuna değişmem, dedi Matthew, Anne'in elini okşayarak. Unutma, bir düzinesine bile. Yani, sanırım Avery Bursu'nu alan bir oğlan değildi, değil mi? O bir kızdı, benim kızım, benim gurur duyduğum kızım."(s.371)
Çok sürükleyici, her yaştan herkesin okuyabileceği bir kitap. Daha önce dizisini izlemiştim. Çok beğenmiştim. Ama dizi de bazı yerler kitap da yok. Kitabın tasarımı da çok güzel. Ayrıca Ren kitap defter, ayraç ve poster hediye koymuş. Bu da çok hoş olmuş. Okumanızı tavsiye ederim.
"Her gece yatmadan önce, penceremden dışarı bakıyorum ve orman perisinin gerçekten burada oturup pınarı ayna gibi kullanarak saçlarını tarayıp taramadığını merak ediyorum. Bazen sabah çiyde onun ayak izlerini arıyorum. Ah, Diana, orman perisine olan ... tümünü göster
"Çizgili Pijamalı Çocuk" daha önce filmini izlemiştim ve çok etkilenmiştim. Filmi -özellikle son sahnesini- uzun bir süre aklımdan çıkaramamıştım. Kitabı da filmi kadar etkileyiciydi. Kitap her ne kadar da çocuk kitapları kategorisinde yer alsa da bence yetişkinler de mutlaka okumalı.
İkinci dünya savaşında, bir nazi toplama kampında komutan olarak görevlendirilen bir nazi subayının 9 yaşındaki oğlu Bruno, çok sevdiği Berlinden ve arkadaşlarından ayrıldığı için çok üzülür. Etrafında yaşanan gerçeklerden haberi olmayan Bruno yeni odasının penceresinden etrafı tel örgülerle çevrelenmiş toplama kampını ve oradaki çizgili pijama giymiş insanları görür ve duruma bir anlam veremez. Bir gün tel örgülerin etrafını dolanırken kamptaki Shmuel isminde bir çocukla tanışır. İki çocuk aralarındaki tel örgüye rağmen sohbet etmeye başlarlar...
Bruno'nun içinden, Shmuel'e sarılmak geçiyordu, sadece onu ne kadar sevdiğini ve son bir yıldır onunla konuşmaktan ne kadar keyif aldığını göstermek için.
Shmuel de Bruno'ya sarılmak, ona sayısız iyiliği, armağan ettiği yiyecekler ve babasını bulmakta yardımcı olacağı için teşekkür etmek istedi. (s.190)
"Benim en iyi arkadaşım sensin, Shmuel" dedi. "Hayat boyu en iyi arkadaşım."
"Ve sonra oda kapkara oldu ve yaşanan karmaşaya rağmen Bruno hala Shmuel'in elini sımsıkı tutuyordu ve dünyada hiçbir şey Bruno'yu onun elini bırakmaya razı edemezdi." (s.196) kitabın bu cümleleri bitirdi beni.
Kitabı alın ve Bruno ile tanışın derim. Hitler zamanında yaşanan olayların bir çocuğun gözüyle anlatımından çok etkileneceksiniz. Ve hayatımız boyunca tel örgülerle karşılaşmamız dileğimle iyi okumalar dilerim.
"Çizgili Pijamalı Çocuk" daha önce filmini izlemiştim ve çok etkilenmiştim. Filmi -özellikle son sahnesini- uzun bir süre aklımdan çıkaramamıştım. Kitabı da filmi kadar etkileyiciydi. Kitap her ne kadar da çocuk kitapları kategorisinde yer alsa da be... tümünü göster
Bir gün Hercule Poirot'un ofisine bir genç kız gelir ve bir cinayet işlediğini söyleyerek ortadan kaybolur. Poirot ve yazar bir arkadaşı ile işin sırrını çözmeye çalışır. Sürekleyici ve akıcıydı. Finali sizi çok şaşırtacak. Klasik süpriz finali BİR Agatha Christie romanları. Okumanızı tavsiye ederim. Ben okurken çok keyif aldım.
Bir gün Hercule Poirot'un ofisine bir genç kız gelir ve bir cinayet işlediğini söyleyerek ortadan kaybolur. Poirot ve yazar bir arkadaşı ile işin sırrını çözmeye çalışır. Sürekleyici ve akıcıydı. Finali sizi çok şaşırtacak. Klasik süpriz finali BİR ... tümünü göster
La Bourget den Londra'ya giden bir uçak. Uçakağın iki numaralı koltuğunda oturan kadını ansızın bir eşekarısı sokar ve kadın ölür. Aynı uçakta yolculuk yapan Hercule Poirot kadının arı sokmasından öldüğüne inanmaz...
Yine harikulade bir hikaye... Karmaşık olay örgüsü. Yine Müthiş ve beklenmedik bir son. Okumanızı tavsiye ederim.
La Bourget den Londra'ya giden bir uçak. Uçakağın iki numaralı koltuğunda oturan kadını ansızın bir eşekarısı sokar ve kadın ölür. Aynı uçakta yolculuk yapan Hercule Poirot kadının arı sokmasından öldüğüne inanmaz...
Yine harikulade bir hikaye... ... tümünü göster
Maine şehrinin 119. Karayolu'nun aşağısında, Chester's Mill kasabasında aniden ve tüm kasabayı sarmalayan bir güç kalkanı belirir. Saydam olan bu kubbe, kasaba halkını içerisine hapseder. Kimse içeri giremez ve çıkamaz. Kubbe altında kasaba halkının başından geçen olaylar dizisi. Politika, uyuşturucu ticareti, cinayetler, din sömürüsü...vs. Kötü olan kubbe mi yoksa insanlar mı?
Sürükleyici ve akıcı, kendinizi kaptıracağınız bir kitap. Kitap 1023 sayfa. Kitabın kalın olması sizi korkutmasın. Okurken kaptırıp gidiyorsunuz kendinizi. Kitabın dizisi de var. Dizisi varmış o zaman kitabını okumaya gerek yok demeyin, kitap diziyle çok farklı.
Kitabın sonu bence biraz zayıf kalmış daha güzel bitebilirdi ayrıca kitap konusu ve sonu itibariyle ders verici nitelikte. Stephen King'in en sevdiğim kitaplarından bir oldu. Okumanızı tavsiye ederim.
Maine şehrinin 119. Karayolu'nun aşağısında, Chester's Mill kasabasında aniden ve tüm kasabayı sarmalayan bir güç kalkanı belirir. Saydam olan bu kubbe, kasaba halkını içerisine hapseder. Kimse içeri giremez ve çıkamaz. Kubbe altında kasaba halkının ... tümünü göster