Yemin tüm bitirmeme çabalarıma rağmen, kendime günlük okuma limiti koymama rağmen yine de bitti… Bitti ama ağzımda harika bir tat, yüzümde bir gülümseme bırakarak bitti.
Karahan Afrika’da yaşadığı olaylar sebebiyle granitten bir kalbe, gülmeyi bilmeyen bir yüze sahip esmer, uzun boylu, kara kaş kara göz bir FMArsal yakışıklısı… Tuğçe zengin bir ailenin kısa sarı saçlı, mavi gözlü, neşeli, hazırcevap, dik başlı, çevresi tarafından cadı olarak hatırlanan ve bir yemin ettim ki dönemem diyen bir FMArsal güzeli…
Hikayemiz Tuğçe’nin bir arkadaşının Karahan’ın yakışıklılığını keşfedip bunu Tuğçe’ye söylemesi ve Tuğçe’nin Kara’yı fark etmesiyle başlıyor. Kara’nın Tuğçe’ye verdiği ceza öpücüğüyle de olaylar tırmanıyor. Sonrasında bütün bir kitap boyunca süren eğlenceli diyaloglar başlıyor. Tuğçe sonunda o graniti kırıp altındaki aşk adamını çıkarmayı başarıyor ve kitabın başında yüzü hiç gülmeyen Kara sonlara doğru sıkça kahkaha atan birine dönüşüyor.
Kitap öyle ustaca bir kurguyla yazılmış ki, bir film izler gibi okudum tüm sayfaları. Ve o kafa sesleri! O kafa sesleri olmasa bütün FMArsal erkeklerinden nefret ederdik herhalde. Tüm FMArsal erkekleri gibi Karahan da sevgisini söyleyemeyen, kafasından geçenlerle ağzından dökülenler farklı olan biri, aslında tüm erkekler öyle ya neyse Kim ne derse desin bir erkek yazarın bu kadar güzel aşk romanları yazabilmesi, kadınları bu kadar iyi tanıyıp, hepimizin yapabileceği davranışları yazması çok sık görülen bir şey değil. FMArsal kaleminin sevdiğim taraflarından biri de bu işte.
Karahan’ın yıllar önce öldüğünü düşündüğü Osman ile karşılaştıkları sahne de benim için unutulmazlar arasında, bir dövüş sahnesiyle kamufle edilmeye çalışılsa da benim için kitabın en duygusal bölümlerinden biriydi. Bir diğer sahne de, Karahan’ın dizlerinin üzerinde titreyerek ettiği aşk itiraflarıydı. Oda kapısının önünde dikilen diğer aile fertleri gibi benim de gözlerim yaşlıydı o sahneleri okurken… Diğer FMArsal kitaplarında olduğu gibi bunda da tüm duygusal geçişleri yaşadım. Bir diyaloga kahkahalar atarken, birkaç sayfa sonra süzülen gözyaşlarımı çevremden gizlemeye çalıştım.
Yazarımız her cümlenin üzerinden tekrar geçmiş neredeyse. İkili arasındaki diyaloglar zaten keyifliydi ama düzenlemeler sonucunda daha da eğlenceli hale gelmiş. Daha önce pdf olarak okuyup, kitabı alıp almama konusunda kararsız olan arkadaşlara tavsiyem hiç tereddüt etmemeleri, pişman olmayacaklar
Ben çok beğendim çok keyif aldım okurken, taze bir nefes oldu bana, siz de okuyun pişman olmazsınız. :)
Fatih Hoca'nın kitaplarının hepsini büyük bir zevkle okudum ama nedense herkesin bayıldığı Karahan beni hiç çekmedi ya. Bilemiyorum neden fakat en sevmediğim erkek karakter Karahan oldu Fatih Hoca'nın kitaplarında yine de tabi ki güzel bir kitaptı.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/02/fatih-murat-arsal-yemin-zoraki-koca-2.html
Bir FMArsal klasiği daha bitti! Zoraki Koca Serisinin ikinci kitabı olan Yemin'de Karahan ile Tuğçe'nin aşklarını okuduk... İtiraf ediyorum daha Osman'da sinirden köpürdüm diyordum ama yanılmışım Karahan'da çok daha fenaydı durum!
600 sayfalık ansiklopedi gibi kalın kitap bir Türk yazardan asla çıkamaz muhtemelen hep aynı şeyleri tekrarlamış durmuştur diye düşünebilirsiniz ve bende size keyif olarak söylüyorum ki yanılıyorsunuz. Evet oldukça kalın ve evet bir Türk yazar ama her satırından keyif alarak okuyacağınız ve nasıl bittiğini anlamayacağınız bir kitap da aynı zamanda. Bunu söylüyorum çünkü benim gibi Türk yazarlara ön yargılı yanaşan birçok okur vardır ben bile kırdıysam bu ön yargıyı sizlerde kırabilirsiniz.Yani kitapçılarda gördüğünüzde ikinci kere düşünmeden alın derim :)
FMArsal, kalemine taptığım her kitabını ikinci kez düşünmeden aldığım, hevesle takip ettiğim bir yazar. Akıcı, sürükleyici, aşk dolu, heyecanlı, tartışmalı, kavgalı, entrikasız ihanetsiz, karakterleri mükemmelleştirmeden yazan ama okurun gözünde mükemmelleşen, kaleminde usta bir yazar... Bunları laf olsun diye söylemiyorum cidden ben bu adamın kalemine tapıyorum. Ve kitaplarını hevesle takip ettiğim nadir Türk yazarlardan biri.
Her neyse artık kitaba dair yorumuma geleyim :))
Hiç sıkılmadan 600 sayfayı okudum diyebilirim ve zaman zaman sinirlendim aslında çoğu zaman sinirlendim ve zaman zaman eğlendim ve zaman zaman da bir aşkın yeşermesini izledim. Osman ve Gülay'ın hikayesindeki gibi durgun ama iliklerine kadar aşkı hissettiren bir kitap değildi hala benim için favori kitap Şahane Gelin ve favori karakterlerim onlar ama Karahan ve Tuğçe'nin ki de fazla itişmeli kakışmalı oldu yav...
Arkadaş bir uslu durun ki düzgün laf edin ama yok kitabın sonuna kadar hep bir laf atışması laf dalaşı ayyy ben erkek olsam Tuğçe'nin gırtlağına yapışırdım ve bir bayan olarak da Karahan'ı çeker vururum! Resmen iki inatçı keçi gibiydiler... Gerçi onların bu hallerini okumak çok eğlenceliydi :)
Ama itiraf edeyim okuyan bilir Karahan'ın Tuğçe'nin durumuna dair Rasim Bey ve abilerle konuşmasını düşünüyorum da... O durumda babam ve kardeşim olsa... sanırım birer tane geçirirlerdi suratına adamın. İyi sabırlılar vallaha :)
Ahh bir de şu kız milletini anlamıyorum ya... nedir bu erkeklerin poposundan istedikleri... size ne ya ne kıskanıyorsunuz onlarındaki daha seksi daha sıkı daha güzel görünüyor diye... aaaaa :) hehehe çok eğleniyorum bu tür sohbetlerde ya :D vallaha bu FMArsal kadınları pek bir fena :)
Ben her sayfasından zevk alarak okudum ve sizlere de tavsiye ederim güzel, çekişmeli bir aşk hikayesiydi. Ama... baştan okuyacakları uyarıyorum her ne kadar Kara'ya aşık olsanız da baya bir söveceksiniz de :)
Ve bir de yorumumu bitirmeden Ephesus'u tebrik etmek istiyorum. Kapak tasarımı müthişti. Her gören bir kere daha bakıp çok güzel dedi :)
FMArsal'ın en çok eğlendiğim ve kurgusunu en ilginç bulduğum kitabıdır Yemin. Tuğçe ve Karahan arasındaki elektrik o kadar yoğun ki elle tutulur cinsten. Hissetmemek imkansız. Daha ilk anlardan beri istemsiz bir biçimde Karahan'ın etkisine kapılan Tuğçe ile karanlık, acı dolu bir dünyadan gelen Karahan için işler içinden çıkılmaz bir hal alınca tüm duyguları dolu dizgin yaşıyorsunuz.
Tuğçe'nin çaresizliği ve fedakarlığı o kadar etkileyicidir ki yürek sızlatır. Çok, çok güçlü bir FMA kadını Tuğçe aynı zamanda cesur. Tuğçe'nin aşkı öylesine güçlüdür ki sevdiği için hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz, kendinden geçecek kadar sever Kara'sını. Karahan öyle sevilesi bir karakter oldu ki o güzel yüreğini gizleyen acılardan kalkanları kırıldıktan sonra. Kitabın kurgusu ise öyle mükemmel taşlar öyle noktalara öyle özenle yerleştirilmiş ki.. Nasıl güzel bir kitaptı.. Defalarca kez okunacak okundukça daha çok sevilecek tüm duyguları yaşayacağınız hüzünlenirken kahkahalara boğulacağınız, gülmekle ağlamak arasında kalacağınız, kime kızacağınızı şaşıracağınız, gözyaşlarınıza engel olamayacağınız harika bir FMArsal klasiği..
FMArsal hayranları olarak sadece biz dayanabiliriz her kitaptaki aynı karakterlere ve sonu tahmin edilebilirliğe. Serinin son iki kitabı da okunma sırasına alındı çoktan.
Film tadında bir kitaptı, fmarsalın okuduğum ilk kitabıdıydı, gerçekten denildiği kadar varmış, yazarın diğer kitaplarını okumaya devam :)
Karahan diyorum başka bir şey demiyorum yazarın Seni Sevmek İstemedim kitabından sonra (daha doğrusu DOĞAN'dan sonra ) en sevdiğim diğer kitabı hiç tereddütsüz Yemindir.
Harika bir Fatih Murat Arsal kitabıydı. Okurken inanılmaz bir zevk aldım. Yazılış tarzı konusu içerdikleri her şey çok güzeldi. Hiç sıkılmadan okudum.
Kitapta eleştireceğim yönlerden biri, birçok FMArsal romanında olduğu gibi bunda da gereksiz yere uzayan inatlaşmalar olacaktır. Onun haricinde olmasa da olurmuş dediğim bölümler vardı ama genel anlamda güzel bir romandı. Tuğçe'yi sevdim, Kara'ya karşı nötr oldum. Çok sevmedim ama çok da sinir olmadım.
Kesinlikle harikaydı ne kadar Tuğçenin inadı beni deli etsede yine de doğru yaptı oyunları çok harikaydı bence çok tatlılar
Tuğçe evin asi,güzel, yemininden dönmeyen kızıdır. Babası korumacı olduğundan her yere koruması ile gider. Yeni koruması ise Karahan'dır.
Karahan Afrika’da geçmişinde yaşadığı olaylardan dolayı sert, gülmeyen ama çok yakışıklı biridir.
Tuğçe'nin bir arkadaşı korumalığını yapan Karahan'ın yakışıklılığını keşfedip bunu söyler. Bu zamana kadar Tuğçe bunu fark etmemiş onun kaba, umursamaz olduğunu düşünmüştür. Artık farklı gözle bakmaya başlar. Zaman geçirdikçe de daha çok etkilenir aynı şekil de Kara'da.
Birlikte olduktan sonra Tuğçe evleneceklerini düşünür fakat Kara'nın böyle bir niyeti yoktur. Artık Kara yalvarsa da Tuğçe onunla evlenmeyecektir. Yemini vardır.
Bir de Kara'nın geçmişi ortaya çıkar.Osman ve ailesi devreye girer duygusal sahnelerden sonra. İkili arasında da duygusal sahneler artar Kara sonunda aşk adamı olur. Yemini bozmak için uğraşır üstelik artık gülen bir adamdır da.
Kara klasik FMArsal erkeği sevgisini söyleyemeyen sonun da deli gibi aşık olan. ikilinin diyalogları atışmaları güzeldi. Hem güldüren hem hüzünlendiren bir kitap oldu. İkiliyi Osman ve Gülay çifti kadar sevemedim. Biraz fazla inatlaştılar.