Üst üste hayvanlarla alakalı kitap olunca insan bir tuhaf oluyor.Ama yazar sağolsun mutlu son ile bitirdi:))
fakirlik ve atın yılkıya bırakılması...fakirlik somutlaşıyor...ata olan sevgiyi arttıracak bir kitap
Neden bilmiyorum ama bazı yerlerini çok beğenirken bazı yerlerinde beni rahatsız eden bir eksiklik vardı hep...
bir solukta okunup bitirilen, icinizde Dorukisrak'in nal seslerini isitmenize sebep olan guzel roman.
Eh işte...Vasatı geçemeyecek bir kitap..Kitapta "Özgürlük" den ziyade "Eden bulur" bilindik bir tema işlenmiş.Kitap, İçerisinde çok atasözü ve deyim barındırdığı için unuttuklarımızı hatırlatması bakımından iyi ve okunabilir...
Kitabın sonlarına doğru deyim yerindeyse ''içimin yağları eridi''. Bıyık altından kıs kıs güldüm. Hayvan emeğinin sömürülmesine oldum olası karşıyımdır. Bu sebeple kitap daha da ilgimi çekti. Aslında biz insanların ne kadar çıkarcı olduğunun temsili bir hikaye. Bu eseri okumadan önce yılkılığın ne olduğunu vb. gibi konular hakkında hiç bir fikrim yoktu. Okuyarak bunları da öğrenmiş oldum. Dil konusunda biraz zorlansam da, bir solukta okuyuverdim. Benim için musmutlu bir sonla da bitmiş oldu. Ayrıca romanın iç anadolunun hangi köyünde geçtiğini bilen veya bu yönde bir tahmini olan varsa beni bilgilendirir ise çok sevinirim.
Doru Kısrağın gözünden okuyorsunuz hikayeyi, yıllarca sahibine hizmet etmiş, onlarca yarış kazandırmış, yaşlanınca yemden sudan kesilen sonrada yılkıya bırakılan bir kısrağın hikayesi...
Kimi zaman hüzünlendiriyor, kimi zaman kızdırıyor, ama sonunda...
Atlar, özgürlüğe bakışımdır...
Varoluşlarına daima hayranlık duyduğum..
Yılkı atı yeniden içimdeki hayranlığı deprestirdi.
Bir solukta okudum...
Savaş Atı filminden parçalar gordum icinde..
Hayatimda en cok etkilendigim filmlerden biridir Savaş Atı filmi...
Abbas Sayar'ın doğal kalemi, diger kitaplarini okuma isteği uyanıyor insanda..
Şiveleri ustalıkla kitaplarına aktaran nadir yazarlardan Abbas Sayar, ve bu kitabında da bu konudaki ustalığını görebilirsiniz.