Böyle merak duygusu uyandırıp, sonra merak duygusunu gidermeyen bir şekilde ilerleyen kitaplar boğazdaki bir yumru gibi rahatsız ediyor. Açıklamasında dendiği gibi Lovecraft vari tatlar olsa da genelinde sıkıcı bir kitap. Bir seri için kötü başlangıç. Bakalım devam kitapları nasıl?
http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/04/yok-olus-southern-reach-1-jeff.html
Her şey duygu doluydu, hatta taşıyordu ve ben artık bir biyolog değildim, gittikçe yükselen ama bir şekilde asla kıyıya vurmayan dev bir dalganın tepesiydim.
Kitaptaki karakterlerin bir adı yok, yani artık yok. Görevlerinin başlamasından itibaren amaçları tek önemli olan şey.
Gizemli bir şekilde varolan boyuta geçtikten sonra kendilerini başka bir dünyada bulan, hükümet tarafından görevlendirilmiş araştırma ekibinin tek amacı, gittikleri farklı boyut hakkında bulabilecekleri her bilgiyi elde etmek.
X Bölgesi'ne giden on birinci keşif ekibi dört kişiden oluşmaktaydı. Bir psikolog, dil bilimci, haritacı ve biyolog. Anlatıcımız ise biyolog.
Gerçek bir bilim insanından beklenecek şekilde şüpheci biriydi kendisi. Oradan bakınca normal bir bilimkurgu gibi görünse de aslında içinde birçok şey barındırıyordu. Öncelikle ekibe aslında görevleri hakkında hiçbir şeyin açıklanmamış olması, takım lideri psikologun garip davranışları, ekibin sadece kadınlardan oluşması ve X bölgesindeki yapıyı tanıdıkça asıl amacının ne olduğunu öğrenme isteği merak duygumu sürekli kampçıladı.
Biyolog, bir bilim insanı olsa da bana fazla duygusuz biri gibi geldi. Tam bir analitik düşünce tarzında hareket ediyordu. Aslında bu tarz karakterleri okumayı pek sevmem ama onun öğrenme isteği ve bu amaçla hareket etmesi oldukça işime geldi.
Kitapta pek fazla diyalog yer almıyor, belki sıkıcı bulabilecek olan vardır ama akıcı geldiğinden bir sorun teşkil etmedi bana.
Son sayfaya geldiğimde keşke devamı da elimde olsaydı dedim. Öğrenmek istediklerimden sadece bir tanesini öğrenebildim o da dişimin kavuğuna yetmedi.